DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Balıkesir Şubesi, belediye çalışanlarının kadro ve vergi politikalarında adalet talebiyle meydanlara indi. Belediye işçilerinin kadro beklentilerine karşılık verilmediğini belirten Genel-İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı Hüseyin Hilmi Ovalı, “Toplumun asıl mağduru belediye şirket işçileridir. 696 Sayılı khk kadro değildir. Bu sürekli işçilik meselesi sadece sürekli işçiliktir” dedi.

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Balıkesir Şubesi, Ali  Hikmet Paşa Meydanı’nda düzenlediği basın açıklamasıyla belediye işçilerinin kadro talebine dikkat çekti.   Seçim öncesi toplumun tüm kesimlerine yönelik iyileştirmeler yapılmasına karşın belediye şirketlerinin çalışanlarının kadro talebinin görmezden gelindiğini ifade eden Genel-İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı Hüseyin Hilmi Ovalı, ayrıca kıdem tazminatı, vergi adaleti gibi konularda emekçilerin taleplerini sıraladı.  Ovalı, “ Siyasal iktidar, her yeni gün toplumun Belediye şirket işçilerinden başka diğer kesimlerine müjde diye yeni haberler vermekte, Belediye Memurlarına sosyal denge tazminatı, sözleşmeli personele kadro, Belediye Şirket işçileri dışında ki khk lıya kadro, 1999 öncesi sgk girişliye eyt, en düşük emekli maaşı 7500 tL, asgari ücrete 2. Dilim zam, yapılandırma, vb. haklar.

Siyasal iktidarın bu ardı arkası kesilmeyen müjdelerinin arasında biz Belediye şirket işçilerinin ve Belediye işçilerinin olmadığını büyük bir üzüntü ile görüyor, derinden etkileniyoruz. Ülkemiz, 14.Mayıs.2023 de yapılacak seçim virajına girerken Ailelerimizle birlikte 4 milyona yakın bir emekçi kesimi olan Belediye Şirket işçilerinin ve Belediye işçilerinin bu seçim matematiğinin içerisinde olmaması bizleri derinden üzüyor.

Seçim öncesi toplumun bütün kesimleri kendilerine hükümetin programında yer bulurken, Belediye şirket işçilerimizin kadro talebi kendisine yer bulamamıştır. Toplumun asıl mağduru belediye şirket işçileridir. 696 Sayılı khk kadro değildir. Bu sürekli işçilik meselesi sadece sürekli işçiliktir.

“SEÇİMLER ÖNCESİNDE HAKKIMIZ VERİLSİN”

Belediye işçilerine kadroyu seçimler öncesinde verilmesini beklendiklerini kaydeden Genel-İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı Hüseyin Hilmi Ovalı, “ Belediye Şirket İşçilerine Kadro hakkı ertelenebilecek ya da seçimlerden sonraya bırakılabilecek bir konu değildir. Sendikamız Belediye Şirket işçileri ile birlikte bu meseleyi esaslı olarak takip etmekte hükümetten bu konuda bir sonuca gitmelerini istemektedir. Buradan tekrar ediyorum Sendikamız Genel Merkezinin siyasi partilere daha birkaç gün önce verdiği bu konudaki kanun teklifinin TBMM genel kuruluna getirilerek yasalaşmasını Anamızın Ak sütü gibi helal olan kadro hakkımızın verilmesini 2023 seçimlerinden önce istiyoruz. Arkadaşlarımızı mağdurdur, Başta 52 günlük ilave tediye hakları yoktur. Bu durum aynı kurumlarda çalışan işçiler arasında ayrımcılıktır. İş barışını bozan bir olgudur. İlave tediye kanunu diye bilinen 6772 sayılı kanuna acilen Belediye iktisadi teşekkülleri de eklenerek bu durum çözülmelidir” dedi.

KIDEM TAZMİNATI GÜNCELLENMELİ

Emekçilerin kıdem tazminatı konusuna da dikkat çeken Ovalı, “ Kıdem tazminatı Kırmızı çizgimiz olmakla birlikte, Önceki yıllarda hizmet süresini tamamlayan bir işçi Kıdem Tazminatı ödeneği ölçeğinde barınacağı bir ev alabilirken bu gün için enflasyon nedeniyle bu mümkün olmamaktadır. Siyasal iktidardan kıdem tazminatı tutarlarının bu ölçekte yeniden güncellenmesini talep ediyoruz. Ayrıca belediyelerde ürettikleri hizmete baktığımızda fiilen yaptıkları işler açısından bütün Belediye işçileri devlet işçisidir. Bu durumu bizler çıplak göz ile görebiliyoruz. Belediye işçileri de Devlet eliyle yapılması gereken iş ve işlemleri yapmaktadır. Belediye İşçileri de memurlar gibi devlet adına imza atmalı. Hükümetin verdiği genel hak ve menfaatlerden yararlanmalıdır.

VERGİDE ADALET İSTİYORUZ

Emekçilerin üzerinde vergi yükünün ağır olduğunu belirten Genel-İş Sendikası Balıkesir Şube Başkanı Hüseyin Hilmi Ovalı, “Diğer bir önemli konuda vergi adaletsizliğinin işçiler ve emekçiler üzerindeki yüküdür. Türkiye’de vergi adaletsizliği her geçen gün derinleşiyor. İşçilerin altında kaldıkları vergi yükü ve gelir dağılımı adaletsizdir. Zengin ve varlıklı rant çevreleri daha az vergi öderken, toplumun diğer kesimleri daha çok vergi ödüyor. Bu oran, gelişmiş ülkelerde ise tam tersidir. Bunun doğrudan bir sonucu olarak, ülkemizde bordrolu çalışan kesimin aylık ücretleri, verginin yılsonuna doğru, vergi dilimlerinin yükselerek artması sebebiyle yılın ikinci yarısında ücretler sürekli düşmektedir. Ayrıca yılın ilk aylarındaki ödemelerimize kıyasla yılın son aylarında ödediğimiz su, gaz gibi faturalar güncellemeler gibi sebeplerle artıyor, gelirimiz vergi nedeniyle düşüyor. Bu durum çalışan sınıf için yıldan yıla ekonomik açıdan ağırlaşan bir hal almaktadır. Bizler her ay ayni ücreti, maaşı kazananlar için Adaletli bir vergi sisteminde olması gereken temel ilke “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasıdır.” Son 10 yıllık süreçte toplanan vergilerin yüzde 92’sini ücretliler ödemiştir. Buna karşın bütçeden yapılan harcamalar sermaye sınıfına yoğunluktadır. Emekçiler bütçeden eğitim, sağlık, ulaşım gibi hizmetleri ucuz ve nitelikli olarak alamamaktadır. Emek üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır.  Vergi adaleti sağlanmalıdır. Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınan; karın-rantın-faizin vergilendirilmesine dayanan bir vergi sistemi kurulmalıdır”  dedi.