Androidler atan bir kalp düşler mi?

Hiç dolandırmak istemiyorum… Bir gün gelecek, en sevdiğim filmlerden biri, tam 15 yıl boyunca bir türlü turnayı gözünden vuramayan devam halkalarıyla, teslim aldığı mirasın ruhunu sonuna kadar sömürecek ve ardından da, tam da umutların yitirildiği o karanlık “an”da, çiklet gibi uzayan bu serinin “gerçek son halkası” bir günüme güneş gibi doğacak demiş olsalardı şayet; bunun aşırı absürt biri peri masalı olduğunu söylerdim… Ya da Terminator Kara Kader olduğunu…

Sinema tarihinin en parlak devam halkasının ardından, yine sinema tarihinin en garip serisini yaratararak, popüler kültürün anlamlandırması en zor pire sirkine meze olan Terminator kültünün, böylesine agresif bir şekilde itibar kaybına uğradığı halde, kendisi kadar krediye sahip olabilen çok az yapım söyleyebiliriz. İlk iki filmle birlikte damarlarımıza zerk edilmiş olan bir bilimkurgu demirbaşı olmasının yanısıra, Cameron’un 96 yılında filmin haklarını satması, bu yaman çelişkili sinemasal ızdırabın kapılarını sonuna kadar aralamıştır.

Arnold Schwarzenegger’in vali koltuğuna oturmadan hemen önce kamera karşısına geçtiği Terminator 3: Makinelerin Yükselişi, Cameron’un yıllar önce noktaladığı serinin zırhını olduğu gibi üzerine geçiren ve Matrix gibi, Dark City gibi bilimkurgu sinemasına yeni soluk getiren yapımların arasında, hantal ve çağ dışı kalmakla suçlanmıştı. 2009 yılında, sinemasal niteliklerinden ziyade, yönetmen McG ile oyuncu Christian Bale’in set kavgalarıyla gündeme gelen Terminator: Salvation ise; bizleri “kaçınılmaz olan kıyamet gününün yaşandığı” bir post apokaliptik dünyanın kucağına atmıştı. Bol oyuncaklı, bol aksamlı bu yeni halka sayesinde Terminator serisine yeni bir üçleme dikmeyi de hedeflemişlerdi. Fakat burada da işler tam olarak planlandığı gibi gitmedi ve sinema arenasındaki yeni maçlar, bilinmeyen bir tarihe ertelenirken, umutlar bir süre daha, Terminator hayranlarının, bu hezimetten bir yıl önce ekran karşısında boy göstermeye başlayan Sarah Connor Chronicles serisine kaydı.

Gel gelelim bu yeni cesur Terminator’ün ilk fragmanının görücüye çıkmasıyla birlikte de katı homurtular yükselmeye başladı. Görsel anlamda, öncül üç hezimetin matematiğine sadık bir yapım gibi değerlendirilen Terminator Kara Kader’in asıl lezzetine varabilmek için hiç kuşkusuz sinema salonlarını ziyaret etmek gerekecekti! Seriye tanınan bunca bonkör kredinin ardından son bir şans için cimri davranmak olmazdı ne de olsa!