Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, yaşanan ekonomik krizin en çok çocukları vurduğunu ifade ederek, “beslenme çağındaki çocuklar, yetersiz gıda alımı sebebiyle zor şartlar altında. Asgari ücret, açlık seviyesine geldi. Aileler, faturalar ödemeler derken beslenmeden de kısmak zorunda kalıyor. Bunun en acı yönünü ise çocuklarda görüyoruz. AKP çocukları aç bırakıyor. Kriz en çok çocukları vuruyor” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in açıklaması şöyle: “Ülkemizde büyüyen bir açlık ordusu var. Karış karış gezdiğimiz sokaklarda büyük bir feryat yükseliyor. Halkın alım gücü diye bir şey yok. Artık günü tok geçirme sınırını konuşuyoruz. Ne söylediği belli olmayan ekonomi kurmayları, günü kurtarmayı başarı bilirken, vatandaş günü tok geçirmeyi başarı sayıyor. Aldığımız hava dışında her şeye zam geliyor. Derin bir yoksulluk ülkenin iliklerinde hissediliyor.
4 Çocuktan Birinin Kilosu Düşük
Geçtiğimiz günlerde Türk Aile Hekimleri Dergisi’nde yayımlanan bir çalışmanın verileri bizim sahada gördüğümüz gerçekliklerle uyuşuyor. Çalışmaya göre her dört çocuktan birisinin kilosu olması gerekenin altında. Hastanelerde çocuk servislerinde de sıkça gördüğümüz bir durum var ki çocuklarımız demir eksikliği yaşıyor. Yeterli beslenemiyor. Birçok üründe mutlak yoksulluk yaşanıyor. Et birçok aile için hayal. Yumurta en ucuz protein kaynağı insanlar yumurta dahi almakta güçlük çekiyor. Demir eksikliği aynı çalışmada da yer alıyor. Verilere göre, kız çocuklarının %85’i oğlan çocuklarının % 68’i kansızlıkla mücadele ediyor. Avrupa’da bu oran %18. Kalsiyum eksikliğinden dolayı ise diş sorunları yaygın yaşanıyor. Kriz en çok çocuklarımızı vuruyor ve bu çocuklar yokluk içerisinde büyüyor.
Yaşanan Krizi Tekil Bir Sorun Olarak Görmemek Gerekiyor
Ülkede yaşanan kriz, gıda krizi veya enflasyonist bir kriz olarak görülüyor. Halbuki bir ailedeki bütün bireyleri krizden etkilenme biçimiyle ele almak lazım. Annenin krizi ayrıdır, babanın ayrıdır, çocuğun ayrıdır. Her birinin sağlığa, hizmetlere ve gıdaya erişim hakkında ihtiyaçları ayrı ayrıdır. Gıdaya erişim krizi ise kuşaklara aktarılan bir krize dönüşür. Yetersiz beslenme, çocuğu geleceğe bazı sağlık problemleriyle götürür. O çocuk gelecekte aile kurunca da o yoksulluğu geçmişinden miras alır. Sadece ekonomik yoksulluk değil, sağlığa dair de yoksulluğu miras alır.
Kaynakları Çocuklar İçin Seferber Edelim
İktidardaki son senesini yaşayan AKP, gitmeden önce artık hazineden garanti vererek, malum kişileri, belirli sermaye gruplarını zengin etmekten vazgeçmelidir. Üreticilere desteği arttırıp, üretimde kullanılan ürünlerin ve akaryakıtın vergilerden arındırılması mümkün. Aynı şekilde her aileye çocuk yardımının gerçekten hissedilebilir bir seviyeye çıkarılması da mümkün. Hazine bir garanti verecekse, çocukları haklarından mahrum etmemeye garanti versin. Çocuklarımızı yoksun bırakırsak, geleceğimizi yoksun bırakacağız. “
Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in açıklaması şöyle: “Ülkemizde büyüyen bir açlık ordusu var. Karış karış gezdiğimiz sokaklarda büyük bir feryat yükseliyor. Halkın alım gücü diye bir şey yok. Artık günü tok geçirme sınırını konuşuyoruz. Ne söylediği belli olmayan ekonomi kurmayları, günü kurtarmayı başarı bilirken, vatandaş günü tok geçirmeyi başarı sayıyor. Aldığımız hava dışında her şeye zam geliyor. Derin bir yoksulluk ülkenin iliklerinde hissediliyor.
4 Çocuktan Birinin Kilosu Düşük
Geçtiğimiz günlerde Türk Aile Hekimleri Dergisi’nde yayımlanan bir çalışmanın verileri bizim sahada gördüğümüz gerçekliklerle uyuşuyor. Çalışmaya göre her dört çocuktan birisinin kilosu olması gerekenin altında. Hastanelerde çocuk servislerinde de sıkça gördüğümüz bir durum var ki çocuklarımız demir eksikliği yaşıyor. Yeterli beslenemiyor. Birçok üründe mutlak yoksulluk yaşanıyor. Et birçok aile için hayal. Yumurta en ucuz protein kaynağı insanlar yumurta dahi almakta güçlük çekiyor. Demir eksikliği aynı çalışmada da yer alıyor. Verilere göre, kız çocuklarının %85’i oğlan çocuklarının % 68’i kansızlıkla mücadele ediyor. Avrupa’da bu oran %18. Kalsiyum eksikliğinden dolayı ise diş sorunları yaygın yaşanıyor. Kriz en çok çocuklarımızı vuruyor ve bu çocuklar yokluk içerisinde büyüyor.
Yaşanan Krizi Tekil Bir Sorun Olarak Görmemek Gerekiyor
Ülkede yaşanan kriz, gıda krizi veya enflasyonist bir kriz olarak görülüyor. Halbuki bir ailedeki bütün bireyleri krizden etkilenme biçimiyle ele almak lazım. Annenin krizi ayrıdır, babanın ayrıdır, çocuğun ayrıdır. Her birinin sağlığa, hizmetlere ve gıdaya erişim hakkında ihtiyaçları ayrı ayrıdır. Gıdaya erişim krizi ise kuşaklara aktarılan bir krize dönüşür. Yetersiz beslenme, çocuğu geleceğe bazı sağlık problemleriyle götürür. O çocuk gelecekte aile kurunca da o yoksulluğu geçmişinden miras alır. Sadece ekonomik yoksulluk değil, sağlığa dair de yoksulluğu miras alır.
Kaynakları Çocuklar İçin Seferber Edelim
İktidardaki son senesini yaşayan AKP, gitmeden önce artık hazineden garanti vererek, malum kişileri, belirli sermaye gruplarını zengin etmekten vazgeçmelidir. Üreticilere desteği arttırıp, üretimde kullanılan ürünlerin ve akaryakıtın vergilerden arındırılması mümkün. Aynı şekilde her aileye çocuk yardımının gerçekten hissedilebilir bir seviyeye çıkarılması da mümkün. Hazine bir garanti verecekse, çocukları haklarından mahrum etmemeye garanti versin. Çocuklarımızı yoksun bırakırsak, geleceğimizi yoksun bırakacağız. “