Çatısı altındaki 7 dernek ve bini aşkın şirketi temsil eden Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (GÜNMARSİFED), 9. Olağan Genel Kurulunu yaptı.

Güney Marmara Sanayi ve İş Dünyası federasyonu 9. Genel Kurulunu Yaptı. Genel Kurula GÜNMARSİFED Başkanı Abdullah Bekki; TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi İsa Tamer Çelik, ÇASİAD Başkanı Semih Başaran, BASİAD Başkanı Ümit Baysal, BANSİAD Başkanı Funda Dedeoğlu, BAGİAD Başkanı Emrah Bilcanlı, BİSİAD Başkanı İsmail Özer ve Genel Kurul delegeleri katıldı.

Genel Kurul Divan Başkanlığını Selçuk Savaş yaparken, Özge Aretlik ve Aytuğ Yarmaz Divanda yer aldılar.  Toplantıda Dernek Başkanları yaptıkları konuşmalar ile çeşitli konulara değinerek açıklamalarda bulundular. Genel Kurul Toplantısına müteakip; Ekonomist Can Selçuki tarafından genel ekonomik görünüm ve güncel konuları içeren bir konferans verildi. Toplantıda ayrıca TÜRKONFED ”İşimi Yönetebiliyorum” proje ekibi tarafından proje ile ilgili ve 12 Mayıs 2022 tarihinde Çanakkale’de yapılacak büyük proje toplantısı ile ilgili çeşitli bilgiler verildi.

Genel Kurul’da bir konuşma yapan GÜNMARSİFED Başkanı Abdullah Bekki; ekonomik ajandada son dönemde takip ettikleri enflasyon ve para politikası gibi öne çıkan başlıkların Rusya-Ukrayna savaşı ile beraber tamamen eksen değiştirdiğini, hali hazırda artmaya devam eden global enflasyon ile tüm küresel tedarik zinciri ve enerji fiyatlarının daha da belirsiz bir patikaya girdiğini,  Rusya’ya uygulanan yaptırımlar ve bunların karşılığında Rusya’nın atacağı adımların hem küresel ekonomide hem de Türkiye ekonomisinde belirleyici olacağını söyledi.

Abdullah Bekki: “Rusya-Ukrayna Savaşıyla birlikte küresel ölçekte artmaya başlayan fiyatları da göz önünde bulundurarak, enflasyona karşı atacağımız adımlarda çok daha temkinli olmamız gereken bir sürece girdik. Bugüne kadar bir şekilde geldik fakat bundan sonrasında global ortam bizi çok daha riskli bir sürece soktu. İktisadi olarak tam hazırlıklı değiliz. Hem dış finansman ihtiyacımız çok yüksek ve her geçen gün yükseliyor, hem dövize erişim maliyeti artıyor, hem de içeride şiddetli bir refah kaybı mevcut.  Maalesef bu süreç de %11 gibi son derece yüksek büyüdüğümüz bir dönemde gerçekleşiyor. Nasıl bir büyüme tercih ettiğimizi tekrar değerlendirmeliyiz. Bugünkü gibi hızlı ve yüksek gözükürken aslında fakirleştiren bir büyüme mi istiyoruz, yoksa fiyat istikrarının öncelikliolduğu kalkınmayı sağlayan, refahı artıran sürdürülebilir bir büyüme modeli mi istiyoruz.” dedi.