Niğde’de yerli ve milli patates çeşitleri topraksız tarımla geliştiriliyor.
Niğde’de yerli ve milli patates çeşitleri topraksız tarımla geliştiriliyor. Niğde Patates Araştırma Enstitü Müdürlüğü’nde şu ana kadar 10 adet yerli ve milli patates çeşidi ülke tarımına kazandırıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren ve Türkiye’deki patatesle ilgili ilk ve tek konu araştırma enstitüsü olan Niğde Patates Araştırma Enstitü Müdürlüğü yerli ve milli çeşitlerinin ve çeşit adaylarının ileri kademedeki mini yumru üretimlerini havada yani ’aeroponik’ sistemle ve suda ’hidroponik’ sistem olmak üzere yerli ve milli çeşitler topraksız ortamda üretiliyor. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürü Uğur Pırlak; ‘Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Müdürlüğümüz, Türkiye’deki patatesle ilgili ilk ve tek konu araştırma enstitüsüdür. Enstitümüzde 2005 yılından beri yürütülen ıslah çalışmaları neticesinde şu ana dek 10 adet yerli ve milli patates çeşidi ülke tarımına kazandırılmıştır. Geliştirilen bu çeşitlerden 8 tanesinin de yine ülkemizde bir ilk olarak özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir. Özel sektöre devredilen yerli ve milli çeşitlerimizin en kısa sürede üreticilerimizin eline geçmesi için ara vermeden ileri kademedeki tohumluk üretimleri ve sertifikasyon işlemleri firmalarımız tarafından yürütülmektedir. Patates (Solanum tuberosum L.) zengin bir besin kaynağı olup dünyada giderek büyüyen açlık sorunu ve dengeli beslenme ihtiyacına cevap verebilecek en önemli bitkilerin başında yer almaktadır. Dünyada, yaklaşık 376 milyon ton üretim miktarı ile şeker kamışı, mısır, çeltik ve buğdayın ardından en çok üretimi yapılan bitkidir. Türkiye önemli bir patates üreticisi ülke konumunda olup, sertifikalı patates tohumluğu üretiminde de yeterlilik oranları yüzde 115’lere ulaşmıştır. Dünyada ve Türkiye’de başta tohumluk olmak üzere patates üretim alanlarında, özellikle hastalık ve zararlıların kontrol altına alınması büyük önem arz etmektedir. Bilindiği gibi patateste viral, fungal ve bakteriyel hastalık etmenleri, ortalama yüzde 30-100 oranında ürün kaybına neden olmaktadır. Bu sorunların önüne geçmek için topraksız tarım gibi ileri teknikler; özellikle toprak kökenli patojenler gibi bazı toprak kaynaklı problemlerin yaşandığı alanlarda, alternatif ve yüksek verimli bir üretim şekli olarak karşımıza çıkmaktadır’ dedi.
Yerli ve milli çeşitleri ile geliştirme aşamalarının modern şartlarda yapıldığını ifade eden Enstitü Müdürü Pırlak; ‘Enstitümüz, hâlihazırda ıslah ettiği ve tescil ettirdiği yerli ve milli çeşitleri ile geliştirme aşamasında olan yerli ve milli çeşitlerinin süper elit kademedeki tohumluk üretimlerini modern şartlarda ve en verimli şekilde devam etmektedir. Geliştirmiş olduğu yerli ve milli çeşitlerinin ve çeşit adaylarının ileri kademedeki mini yumru üretimlerini havada yani aeroponik sistemle ve suda yani hidroponik sistemle yapmaktadır. Havada dediğimiz Aeroponik sistemde, enstitümüz doku kültürü laboratuvarında üretilen viral, bakteriyel ve fungal etmenlere karşı temiz bir başlangıç materyali olan in-vitro bitkiler üretilmekte ve bu bitkilerin kökleri karanlık ve etrafı kapalı bir muhafaza içine alınmakta, yeşil aksamı ise muhafazanın üst kısmında gelecek şekilde yerleştirilmektedir. Bu sistemde kökler karanlık ve kapalı bir ortamda asılı şekilde durur ve belli aralıklarla köklere bitkinin tüm ihtiyacını karşılayan bir besin çözeltisi belirli aralıklarla püskürtülmektedir. Bu yöntem ile bitki başına yaklaşık 100-150 mini yumru üretimi sağlanmaktadır. Suda dediğimiz hidroponik yöntemde ise yine enstitümüz doku kültürü laboratuvarında üretilen in-vitro bitkiler, etrafı kapalı ve içinde besin çözeltisinin dolaştığı bir sisteme yerleştirilmektedir. Bu sistemde de bitkinin yeşil aksamı üst kısımda kökleri ise suyun içinde kalacak şekilde yerleştirilmektedir. Bu yöntem ile bitki başına yaklaşık 50-60 mini yumru üretilmektedir. Her iki üretim sisteminde de kontrollü bir biyolojik ve kimyasal kontrol sağlanabilmekte, özellikle viral, bakteriyel ve fungal etmenlere karşı temiz bir mini yumru üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu sistemlerin diğer bir avantajı ise gübre, su ve ilaç gibi girdi kullanımlarında daha optimum ekonomik ve çevreye duyarlı olmasıdır’ ifadelerini kullandı.
Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün mini yumru üretim kapasitesinin 2 milyon yumru olacak şekilde artırıldığını belirten Pırlak; ‘ Bu çerçevede ülkemizde patates konusunda kamudaki AR-GE merkezi olan Enstitü Müdürlüğü’müzde mini yumru üretim kapasitemizi 2 milyon yumru olacak şekilde artırmak için, Aeroponik Sistem seralarını bakanlığımız imkânları ile geliştirdik, büyüttük ve faaliyete geçirdik. Yaptığı projelerle, gerçekleştirdiği çalışmalarla her zaman patates sektörüne rol model olan enstitümüzde talep olması durumunda patates tohumluğu ile ilgili özel sektör firmalarına da mini yumru üretim konusunda hizmet verecektir. Tüm patates üreticilerimize sertifikalı, iyi kalitede ve yüksek verimli tohumluklar için var gücümüzle çalışıyoruz’ diye konuştu.
Niğde’de yerli ve milli patates çeşitleri topraksız tarımla geliştiriliyor. Niğde Patates Araştırma Enstitü Müdürlüğü’nde şu ana kadar 10 adet yerli ve milli patates çeşidi ülke tarımına kazandırıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren ve Türkiye’deki patatesle ilgili ilk ve tek konu araştırma enstitüsü olan Niğde Patates Araştırma Enstitü Müdürlüğü yerli ve milli çeşitlerinin ve çeşit adaylarının ileri kademedeki mini yumru üretimlerini havada yani ’aeroponik’ sistemle ve suda ’hidroponik’ sistem olmak üzere yerli ve milli çeşitler topraksız ortamda üretiliyor. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Niğde Patates Araştırma Enstitüsü Müdürü Uğur Pırlak; ‘Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Müdürlüğümüz, Türkiye’deki patatesle ilgili ilk ve tek konu araştırma enstitüsüdür. Enstitümüzde 2005 yılından beri yürütülen ıslah çalışmaları neticesinde şu ana dek 10 adet yerli ve milli patates çeşidi ülke tarımına kazandırılmıştır. Geliştirilen bu çeşitlerden 8 tanesinin de yine ülkemizde bir ilk olarak özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir. Özel sektöre devredilen yerli ve milli çeşitlerimizin en kısa sürede üreticilerimizin eline geçmesi için ara vermeden ileri kademedeki tohumluk üretimleri ve sertifikasyon işlemleri firmalarımız tarafından yürütülmektedir. Patates (Solanum tuberosum L.) zengin bir besin kaynağı olup dünyada giderek büyüyen açlık sorunu ve dengeli beslenme ihtiyacına cevap verebilecek en önemli bitkilerin başında yer almaktadır. Dünyada, yaklaşık 376 milyon ton üretim miktarı ile şeker kamışı, mısır, çeltik ve buğdayın ardından en çok üretimi yapılan bitkidir. Türkiye önemli bir patates üreticisi ülke konumunda olup, sertifikalı patates tohumluğu üretiminde de yeterlilik oranları yüzde 115’lere ulaşmıştır. Dünyada ve Türkiye’de başta tohumluk olmak üzere patates üretim alanlarında, özellikle hastalık ve zararlıların kontrol altına alınması büyük önem arz etmektedir. Bilindiği gibi patateste viral, fungal ve bakteriyel hastalık etmenleri, ortalama yüzde 30-100 oranında ürün kaybına neden olmaktadır. Bu sorunların önüne geçmek için topraksız tarım gibi ileri teknikler; özellikle toprak kökenli patojenler gibi bazı toprak kaynaklı problemlerin yaşandığı alanlarda, alternatif ve yüksek verimli bir üretim şekli olarak karşımıza çıkmaktadır’ dedi.
Yerli ve milli çeşitleri ile geliştirme aşamalarının modern şartlarda yapıldığını ifade eden Enstitü Müdürü Pırlak; ‘Enstitümüz, hâlihazırda ıslah ettiği ve tescil ettirdiği yerli ve milli çeşitleri ile geliştirme aşamasında olan yerli ve milli çeşitlerinin süper elit kademedeki tohumluk üretimlerini modern şartlarda ve en verimli şekilde devam etmektedir. Geliştirmiş olduğu yerli ve milli çeşitlerinin ve çeşit adaylarının ileri kademedeki mini yumru üretimlerini havada yani aeroponik sistemle ve suda yani hidroponik sistemle yapmaktadır. Havada dediğimiz Aeroponik sistemde, enstitümüz doku kültürü laboratuvarında üretilen viral, bakteriyel ve fungal etmenlere karşı temiz bir başlangıç materyali olan in-vitro bitkiler üretilmekte ve bu bitkilerin kökleri karanlık ve etrafı kapalı bir muhafaza içine alınmakta, yeşil aksamı ise muhafazanın üst kısmında gelecek şekilde yerleştirilmektedir. Bu sistemde kökler karanlık ve kapalı bir ortamda asılı şekilde durur ve belli aralıklarla köklere bitkinin tüm ihtiyacını karşılayan bir besin çözeltisi belirli aralıklarla püskürtülmektedir. Bu yöntem ile bitki başına yaklaşık 100-150 mini yumru üretimi sağlanmaktadır. Suda dediğimiz hidroponik yöntemde ise yine enstitümüz doku kültürü laboratuvarında üretilen in-vitro bitkiler, etrafı kapalı ve içinde besin çözeltisinin dolaştığı bir sisteme yerleştirilmektedir. Bu sistemde de bitkinin yeşil aksamı üst kısımda kökleri ise suyun içinde kalacak şekilde yerleştirilmektedir. Bu yöntem ile bitki başına yaklaşık 50-60 mini yumru üretilmektedir. Her iki üretim sisteminde de kontrollü bir biyolojik ve kimyasal kontrol sağlanabilmekte, özellikle viral, bakteriyel ve fungal etmenlere karşı temiz bir mini yumru üretimi gerçekleştirilmektedir. Bu sistemlerin diğer bir avantajı ise gübre, su ve ilaç gibi girdi kullanımlarında daha optimum ekonomik ve çevreye duyarlı olmasıdır’ ifadelerini kullandı.
Patates Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün mini yumru üretim kapasitesinin 2 milyon yumru olacak şekilde artırıldığını belirten Pırlak; ‘ Bu çerçevede ülkemizde patates konusunda kamudaki AR-GE merkezi olan Enstitü Müdürlüğü’müzde mini yumru üretim kapasitemizi 2 milyon yumru olacak şekilde artırmak için, Aeroponik Sistem seralarını bakanlığımız imkânları ile geliştirdik, büyüttük ve faaliyete geçirdik. Yaptığı projelerle, gerçekleştirdiği çalışmalarla her zaman patates sektörüne rol model olan enstitümüzde talep olması durumunda patates tohumluğu ile ilgili özel sektör firmalarına da mini yumru üretim konusunda hizmet verecektir. Tüm patates üreticilerimize sertifikalı, iyi kalitede ve yüksek verimli tohumluklar için var gücümüzle çalışıyoruz’ diye konuştu.