Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar, ‘Firmalarımızın, yüksek olan ve son zamlar ile daha da artacak olan enflasyondan korunması amacıyla enflasyon muhasebesine bir an önce geçilmesi artık bir zaruret haline gelmiştir’ dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar, ‘Firmalarımızın, yüksek olan ve son zamlar ile daha da artacak olan enflasyondan korunması amacıyla enflasyon muhasebesine bir an önce geçilmesi artık bir zaruret haline gelmiştir’ dedi.
ATSO’nun, temmuz ayı meclis toplantısı yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden ATSO Meclis Üyesi Ali Alpay Bilge, mecliste anıldı. Bilge’nin, meclis toplantılarında devamlı oturduğu koltuğa, anısı adına fotoğrafı ve karanfiller bırakıldı. Konuşmasına Ali Alpay Bilge’yi anarak başlayan ATSO Başkanı Ali Bahar, ‘ATSO ailesi ve Antalya için çok değerli arkadaşım, dostum, ağabeyim Ali Alpay Bilge’yi kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyim. Allah’tan rahmet sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Onu her zaman dostluğu, yol arkadaşlığı, yarenliği ile hatırlayacağız’ diye konuştu.
Kemer’de yüzlerce dönüm ormanlık alanı etkileyen, onlarca evin güvenlik nedeniyle boşaltılmasına sebep olan orman yangını hakkında konuşan Başkan Bahar, ‘Orman yangınından etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Yangına müdahale eden, canla başla çalışan tüm ekiplerimize kolaylıklar dilerim. En kısa sürede söndürülebilmesi tek duamız’ dedi.
‘Bütçe açığı vergi artışları’
Son haftaların en önemli gündem maddesi olan vergi artışları ve zamlara ilişkin düşüncelerini paylaşan Başkan Bahar, ‘İlk 6 ayda kamu harcamaları yüzde 100 artarken, kamu gelirlerindeki artış bunun yarısı kadar gerçekleşti. Merkezi yönetim bütçesi ilk 6 ayda 483 milyar TL açık verdi. Bunun yarıya yakını ise Haziran ayında gerçekleşti’ dedi. Bütçe açığını aynı zamanda iç talebi kısarak cari açığı azaltmak için seçimlerden sonra kurumlar vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, KDV, ÖTV gibi pek çok vergi kaleminde artışlar yapıldığını kaydeden Başkan Bahar, ‘Geçen haftaki akaryakıt zamları da bu artış zincirinin son halkası oldu. Tabii bir de seçimlerden sonra yüzde 35 artan döviz kuru ve yine Temmuz’da artan asgari ücret de cabası. Bunlar bizleri, bu yaşananlar iş dünyasını nasıl etkileyecek, bu gündemimizin en önemli sorunu’ ifadelerini kullandı.
‘Sesiniz olacağız’
Firmaların maliyet artışlarını sattıklarını ürünlere yansıtmak zorunda kalacağını hatırlatan Başkan Bahar, ‘Ancak, maliyetlerdeki artış, tüketicinin gelir artışından çok daha yüksek olduğu için, iç piyasadaki satışlarımız maalesef düşecek. Karlılığımız çok düşükken, önümüzdeki aylarda satışlarımızın yavaşladığını da göreceğiz. Bu nedenle maalesef iş dünyasını ve özellikle de iç piyasaya çalışan firmalarımızı zor günler bekliyor diyebiliriz. Bu zamlardan en çok nihai tüketici, sonra küçük esnaf ve üreticiler etkilenecek. Biz ATSO olarak sizlerin sesi olup, bu süreci en hafif şekilde atlatmak için elimizden geleni yapacağız ve devletimizle birlikte çalışacağız’ diye konuştu.
‘Ani duruş ve finansman sorunu’
Hazine ve Maliye Bakanı’nın ‘İç talebi dengeleyici tedbirler alırken, ihracata da maksimum destek sağlayacağız’ açıklamasına değinen Başkan Bahar, ‘Bu fikrine saygı duyuyor ve destekliyoruz. Ancak iç talebi dengeleyeceğiz derken, zam ve vergi artışlarının çok yoğun ve sık aralıklarla gerçekleştiğini de görmezden gelemeyiz. Zira son 2 ayda tüketici güven endeksinin, kur artışı ve zamlardan dolayı 11 puan birden düşmesi, iş dünyası temsilcileri olarak bizleri, ekonomide ani bir duruş konusunda endişelendiriyor’ dedi.
Haziran verilerine göre bankacılık sektöründeki ticari kredilerdeki yıllık artışın yüzde 15, özel bankaların verdiği ticari kredilerde ise yüzde 5 daralma olduğunu hatırlatan Başkan Ali Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Yüzde 15 artışı rakamsal olarak ele alalım. Resmi enflasyonun da yüzde 38 açıklandığını zaten biliyoruz. İşte bu durum, finansman konusunda yaşadığımız daralmanın en reel göstergesi. Çözmeye çalıştığımız konu da aslen budur. Ben şimdi bankaya gidip ‘Kapasitemi genişleteceğim, makine alacağım kredi kullanmam lazım’ desem maalesef karşılık göremiyorum. Maliyetlerin bu kadar arttığı bir ortamda benim arkadaşlarım finansmana ulaşamıyorsa, bu şirketlerimizin üretim yapması nasıl mümkün olacak ve faaliyetlerine nasıl devam edecekler. İşte bu yüzden daha yumuşak bir geçiş diyoruz. İhracatçılar için reeskont kredi limiti nasıl arttıysa, iç piyasaya hitap eden firmalarımızın da kapasite genişlemesi, yenileme, yeni yatırımlara yönelik kredi taleplerinin olumlu karşılanması konusunun tekrar gözden geçirilmesini talep ediyoruz.’
‘Enflasyon muhasebesi’
Maliye Bakanı’ndan somut ve rasyonel bir adım beklediklerini ifade ederek sözlerini sürdüren Bahar, ‘Firmalarımızın, yüksek olan ve son zamlar ile daha da artacak olan enflasyondan korunması amacıyla enflasyon muhasebesine bir an önce geçilmesi artık bir zaruret haline gelmiştir. Kazanmadığımız paranın vergisini ödemek işletmelerimizin üzerine büyük yükler getiriyor. TCMB Para Politikası Kurulu, geçen hafta politika faizini yüzde 15’ten yüzde 17,5’e yükseltti. Haziran ayı toplantısında faizi 6,5 puan artıran kurul böylece iki ayda 9 puanlık artış gerçekleştirdi. Para politikası kurulu kararında, faiz artırımın yanı sıra, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları alındığı ifade edildi. Yani bazı kredilerin kullanımı sınırlandırılacak. Nitekim Merkez Bankası bugün alınan kararlarla ticari kredi ve taşıt kredisi kullanımında menkul kıymet tesisi için gerekli kredi büyümesi oranlarını yarımşar puan düşürdü. Yani bankalar için bu kredilerin cazibesi azaldı’ diye konuştu.
‘İç piyasayı yavaşlatacak kararlar yürürlüğe giriyor’
Para politikalarının TCMB politika faizini artırdığında, ihracat ve yatırım hariç ticari kredilerin faizlerinin daha hızlı yükseleceği bir dönemin önünü açtığını dile getiren Bahar, ‘Gelecek aydan itibaren kredi kartları nakit çekim faizi yüzde 2,89’a, gecikme faizi yüzde 2,43’e çıkarıldı. TCMB geçtiğimiz günlerde ihracat kredilerine erişimi kolaylaştırmak için reeskont kredilerinin günlük limitini 1,5 milyar TL’ye yükseltmişti. Bugünkü açıklamasında buna ilave olarak reeskont kredisi kullanımında yüzde 30 ilave ihracat bedeli satış koşulunu kaldırıldı. Yani, ifade ettiğim iç piyasayı yavaşlatacak kararlar hızla yürürlüğe giriyor. Tekrar ifade ediyorum. İşletmelerimiz artan maliyetler ve azalan talep nedeniyle zaten zor durumda iken, işletme kredileri ve yatırım kredileri kesinlikle bu sınırlamanın dışında tutulmalıdır’ dedi.
‘İhracat iç piyasanın alternatifi değil’
İhracat tarafında da önemli adımlar atılması gerektiğine işaret eden Başkan Bahar, ‘Yani ‘iç piyasadaki daralmayı ihracatla telafi edelim’ diyebileceğimiz bir dönemde değiliz. İlk 6 ayda ihracatımız yüzde 2’ye yakın geriledi. En büyük pazarımız olan Avrupa ekonomisinin resesyona girmesi en önemli faktörlerden biri. Maalesef yakın zamanda Avrupa pazarında bir canlanma işareti de görünmüyor. Dolayısıyla bu konjonktürde ihracat, iç piyasanın bir alternatifi olamayacak. Bu durumda devletimizin teşvik ve desteği ile daha rekabet edebilir, Pazar çeşitliliğine yönelen adımlar şirketlerimizin olanaklarına sunulmalıdır’ diye konuştu.
‘Finansmana erişim sorunu’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın iş dünyası ile bir araya geldiği toplantıyı işaret ederek, iş dünyasını temsilen TOBB, TUSİAD, DEİK, MÜSİAD, TİM, TESK, İSO, İTO gibi STK yöneticileri ile bir araya geldiklerini anlatan Bahar, ‘En büyük sorun işletmelerin finansmana ulaşımı oldu ve birkaç ay sonra bu konuda bir ilerleme sağlanabileceği görüşü ortaya çıktı. Biz de bu konunun takipçisi olacağız ve her platformda üyelerimizin talebi ve işletmelerimizin refahı için gündeme getirmeye devam edeceğiz’ dedi.
Avrupa Birliğine üyeliğin Türkiye’nin uzun yıllar çaba gösterdiği en büyük projelerden birisi olduğunu ifade eden Bahar, ‘Önceki yıllarda biz devlet olarak bu konuda üzerimize düşen pek çok sorumluluğu yerine getirdik. Ancak AB tarafından bir karşılık göremedik. Maalesef, son yıllarda hem Türkiye hem AB bu gündemden uzaklaştı’ diye konuştu.
‘Vize işkencesi’
Aralarında TOBB’un da bulunduğu, Türk sivil toplum kuruluşları, İktisadi Kalkınma Vakfı koordinasyonunda AB Komisyonuna Türkiye-AB ilişkilerinin tam üyelik perspektifinde canlandırılması vize sorununun çözülmesi talebiyle bir mektup gönderildiğini dile getiren Bahar, ‘Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi ‘Gümrük Birliği’nin modernizasyonuna ve vize sorunlarına bakmak zorundayız’ açıklama yaptı. AB üyeliği, Gümrük Birliği’nin çerçevesinin genişletilmesi ve vize sorununun acilen çözümü hepimizin desteklediği ve hayati önemde bulduğu konulardır. AB maalesef hiçbir izahı olmayan bir şekilde ‘vize işkencesi’ yaşatıyor. İş insanları Avrupa’da kendi şirketlerinin stant açtığı fuarlara katılamıyor. Böyle bir şey olabilir mi?’ dedi.
‘Türkiye’nin dışlandığı anlaşmaları istemiyoruz’
Bakanlıkların Gümrük Birliği ve vize çalışmalarını desteklediklerini kaydeden Bahar, ‘ATSO olarak elimizden ne gelirse, yapmaya hazır olduğumuzu da ifade ediyoruz. Gümrük Birliği nereden baksanız 30 yıllık bir anlaşma. Bu artık Türk iş dünyasına dar gelen bir gömlek. Sadece sanayi ürünlerini kapsayan, tarımı dışlayan, hizmetleri dışlayan, gıdanın büyük bir kısmını dışlayan, bir Gümrük Birliğini biz artık istemiyoruz. AB’nin taraf olduğu ama Türkiye’nin dışlandığı Serbest Ticaret Anlaşmalarını da istemiyoruz’ diye konuştu.
‘Körfez ziyareti’
Başkan Bahar, ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrası çıktığı Körfez Ülkeleri başta olmak üzere temaslarını sürdürdüğü, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretlerindeki çalışmaların kısa zamanda hayata geçmesini arzu ediyoruz’ dedi. Kamuoyuna yansıyan, savunma, sağlık, yenilenebilir enerji, ulaştırma, altyapı, lojistik, e-ticaret, finans, gıda, turizm, emlak, inşaat, yapay zeka ve ileri teknolojiler gibi alanlarda 18 anlaşmaya imza atıldığını kaydeden Bahar, ‘Bu anlaşmaların ekonomimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Adı geçen sektörlerin bir kısmı bizim Antalya olarak güçlü olduğumuz sektörler. Antalya’nın da bu ve benzeri iş birliklerinden, yatırımlardan azami ölçüde yararlanması, bu süreçlerin içinde olması için elimizden geleni yapacağız.’
‘Turizm rakamları artacak’
Antalya’da gerek hava oylu, gerek deniz ve karayolu ile ardı ardına kırılan ziyaretçi rekorlarıyla gündemde olduğumuzu dile getiren Bahar, ‘Mayıs ayında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı yıllık bazda yüzde 16,2 artışla 4,5 milyon kişi oldu. Böylece Ocak-Mayıs döneminde ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,7 artarak 14 milyon kişiye yükseldi. Ocak-Mayıs dönemleri dikkate alındığında, Türkiye’nin ağırladığı en yüksek misafir sayısı oldu. İlk 5 ayda doğrudan Antalya’ya gelen yabancı ziyaretçi sayısı 3 milyon 143 bin oldu. Bu da Antalya için şimdiye kadarki en yüksek rakam. Ayrıca geçen seneye göre 900 bine yakın artış var. İnanıyorum ki gelecek aylarda bu sayılar daha da artacak.’
‘Hizmet ihracatı için yerel seçim fırsat’
Antalya’nın, Türkiye’nin 90 milyar dolarlık hizmet ihracatının lokomotifi olduğunu sözlerine ekleyen Bahar, ‘Biz bundan daha iyisini yaparız. Bunu yapacak altyapıya, inanca ve motivasyona sahibiz. Önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçimden sonra 4 yıllık seçimsiz bir dönem olacak. Bu, Türkiye için büyük bir fırsat dönemi. Yeter ki; doğru politikalar izlensin, doğru adımlar atılsın. Sanayiden turizme, tarımdan teknolojiye her alanda çok çalışmamız, ilerlememiz gerekiyor’ dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar, ‘Firmalarımızın, yüksek olan ve son zamlar ile daha da artacak olan enflasyondan korunması amacıyla enflasyon muhasebesine bir an önce geçilmesi artık bir zaruret haline gelmiştir’ dedi.
ATSO’nun, temmuz ayı meclis toplantısı yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden ATSO Meclis Üyesi Ali Alpay Bilge, mecliste anıldı. Bilge’nin, meclis toplantılarında devamlı oturduğu koltuğa, anısı adına fotoğrafı ve karanfiller bırakıldı. Konuşmasına Ali Alpay Bilge’yi anarak başlayan ATSO Başkanı Ali Bahar, ‘ATSO ailesi ve Antalya için çok değerli arkadaşım, dostum, ağabeyim Ali Alpay Bilge’yi kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyim. Allah’tan rahmet sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Onu her zaman dostluğu, yol arkadaşlığı, yarenliği ile hatırlayacağız’ diye konuştu.
Kemer’de yüzlerce dönüm ormanlık alanı etkileyen, onlarca evin güvenlik nedeniyle boşaltılmasına sebep olan orman yangını hakkında konuşan Başkan Bahar, ‘Orman yangınından etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Yangına müdahale eden, canla başla çalışan tüm ekiplerimize kolaylıklar dilerim. En kısa sürede söndürülebilmesi tek duamız’ dedi.
‘Bütçe açığı vergi artışları’
Son haftaların en önemli gündem maddesi olan vergi artışları ve zamlara ilişkin düşüncelerini paylaşan Başkan Bahar, ‘İlk 6 ayda kamu harcamaları yüzde 100 artarken, kamu gelirlerindeki artış bunun yarısı kadar gerçekleşti. Merkezi yönetim bütçesi ilk 6 ayda 483 milyar TL açık verdi. Bunun yarıya yakını ise Haziran ayında gerçekleşti’ dedi. Bütçe açığını aynı zamanda iç talebi kısarak cari açığı azaltmak için seçimlerden sonra kurumlar vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, KDV, ÖTV gibi pek çok vergi kaleminde artışlar yapıldığını kaydeden Başkan Bahar, ‘Geçen haftaki akaryakıt zamları da bu artış zincirinin son halkası oldu. Tabii bir de seçimlerden sonra yüzde 35 artan döviz kuru ve yine Temmuz’da artan asgari ücret de cabası. Bunlar bizleri, bu yaşananlar iş dünyasını nasıl etkileyecek, bu gündemimizin en önemli sorunu’ ifadelerini kullandı.
‘Sesiniz olacağız’
Firmaların maliyet artışlarını sattıklarını ürünlere yansıtmak zorunda kalacağını hatırlatan Başkan Bahar, ‘Ancak, maliyetlerdeki artış, tüketicinin gelir artışından çok daha yüksek olduğu için, iç piyasadaki satışlarımız maalesef düşecek. Karlılığımız çok düşükken, önümüzdeki aylarda satışlarımızın yavaşladığını da göreceğiz. Bu nedenle maalesef iş dünyasını ve özellikle de iç piyasaya çalışan firmalarımızı zor günler bekliyor diyebiliriz. Bu zamlardan en çok nihai tüketici, sonra küçük esnaf ve üreticiler etkilenecek. Biz ATSO olarak sizlerin sesi olup, bu süreci en hafif şekilde atlatmak için elimizden geleni yapacağız ve devletimizle birlikte çalışacağız’ diye konuştu.
‘Ani duruş ve finansman sorunu’
Hazine ve Maliye Bakanı’nın ‘İç talebi dengeleyici tedbirler alırken, ihracata da maksimum destek sağlayacağız’ açıklamasına değinen Başkan Bahar, ‘Bu fikrine saygı duyuyor ve destekliyoruz. Ancak iç talebi dengeleyeceğiz derken, zam ve vergi artışlarının çok yoğun ve sık aralıklarla gerçekleştiğini de görmezden gelemeyiz. Zira son 2 ayda tüketici güven endeksinin, kur artışı ve zamlardan dolayı 11 puan birden düşmesi, iş dünyası temsilcileri olarak bizleri, ekonomide ani bir duruş konusunda endişelendiriyor’ dedi.
Haziran verilerine göre bankacılık sektöründeki ticari kredilerdeki yıllık artışın yüzde 15, özel bankaların verdiği ticari kredilerde ise yüzde 5 daralma olduğunu hatırlatan Başkan Ali Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Yüzde 15 artışı rakamsal olarak ele alalım. Resmi enflasyonun da yüzde 38 açıklandığını zaten biliyoruz. İşte bu durum, finansman konusunda yaşadığımız daralmanın en reel göstergesi. Çözmeye çalıştığımız konu da aslen budur. Ben şimdi bankaya gidip ‘Kapasitemi genişleteceğim, makine alacağım kredi kullanmam lazım’ desem maalesef karşılık göremiyorum. Maliyetlerin bu kadar arttığı bir ortamda benim arkadaşlarım finansmana ulaşamıyorsa, bu şirketlerimizin üretim yapması nasıl mümkün olacak ve faaliyetlerine nasıl devam edecekler. İşte bu yüzden daha yumuşak bir geçiş diyoruz. İhracatçılar için reeskont kredi limiti nasıl arttıysa, iç piyasaya hitap eden firmalarımızın da kapasite genişlemesi, yenileme, yeni yatırımlara yönelik kredi taleplerinin olumlu karşılanması konusunun tekrar gözden geçirilmesini talep ediyoruz.’
‘Enflasyon muhasebesi’
Maliye Bakanı’ndan somut ve rasyonel bir adım beklediklerini ifade ederek sözlerini sürdüren Bahar, ‘Firmalarımızın, yüksek olan ve son zamlar ile daha da artacak olan enflasyondan korunması amacıyla enflasyon muhasebesine bir an önce geçilmesi artık bir zaruret haline gelmiştir. Kazanmadığımız paranın vergisini ödemek işletmelerimizin üzerine büyük yükler getiriyor. TCMB Para Politikası Kurulu, geçen hafta politika faizini yüzde 15’ten yüzde 17,5’e yükseltti. Haziran ayı toplantısında faizi 6,5 puan artıran kurul böylece iki ayda 9 puanlık artış gerçekleştirdi. Para politikası kurulu kararında, faiz artırımın yanı sıra, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları alındığı ifade edildi. Yani bazı kredilerin kullanımı sınırlandırılacak. Nitekim Merkez Bankası bugün alınan kararlarla ticari kredi ve taşıt kredisi kullanımında menkul kıymet tesisi için gerekli kredi büyümesi oranlarını yarımşar puan düşürdü. Yani bankalar için bu kredilerin cazibesi azaldı’ diye konuştu.
‘İç piyasayı yavaşlatacak kararlar yürürlüğe giriyor’
Para politikalarının TCMB politika faizini artırdığında, ihracat ve yatırım hariç ticari kredilerin faizlerinin daha hızlı yükseleceği bir dönemin önünü açtığını dile getiren Bahar, ‘Gelecek aydan itibaren kredi kartları nakit çekim faizi yüzde 2,89’a, gecikme faizi yüzde 2,43’e çıkarıldı. TCMB geçtiğimiz günlerde ihracat kredilerine erişimi kolaylaştırmak için reeskont kredilerinin günlük limitini 1,5 milyar TL’ye yükseltmişti. Bugünkü açıklamasında buna ilave olarak reeskont kredisi kullanımında yüzde 30 ilave ihracat bedeli satış koşulunu kaldırıldı. Yani, ifade ettiğim iç piyasayı yavaşlatacak kararlar hızla yürürlüğe giriyor. Tekrar ifade ediyorum. İşletmelerimiz artan maliyetler ve azalan talep nedeniyle zaten zor durumda iken, işletme kredileri ve yatırım kredileri kesinlikle bu sınırlamanın dışında tutulmalıdır’ dedi.
‘İhracat iç piyasanın alternatifi değil’
İhracat tarafında da önemli adımlar atılması gerektiğine işaret eden Başkan Bahar, ‘Yani ‘iç piyasadaki daralmayı ihracatla telafi edelim’ diyebileceğimiz bir dönemde değiliz. İlk 6 ayda ihracatımız yüzde 2’ye yakın geriledi. En büyük pazarımız olan Avrupa ekonomisinin resesyona girmesi en önemli faktörlerden biri. Maalesef yakın zamanda Avrupa pazarında bir canlanma işareti de görünmüyor. Dolayısıyla bu konjonktürde ihracat, iç piyasanın bir alternatifi olamayacak. Bu durumda devletimizin teşvik ve desteği ile daha rekabet edebilir, Pazar çeşitliliğine yönelen adımlar şirketlerimizin olanaklarına sunulmalıdır’ diye konuştu.
‘Finansmana erişim sorunu’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın iş dünyası ile bir araya geldiği toplantıyı işaret ederek, iş dünyasını temsilen TOBB, TUSİAD, DEİK, MÜSİAD, TİM, TESK, İSO, İTO gibi STK yöneticileri ile bir araya geldiklerini anlatan Bahar, ‘En büyük sorun işletmelerin finansmana ulaşımı oldu ve birkaç ay sonra bu konuda bir ilerleme sağlanabileceği görüşü ortaya çıktı. Biz de bu konunun takipçisi olacağız ve her platformda üyelerimizin talebi ve işletmelerimizin refahı için gündeme getirmeye devam edeceğiz’ dedi.
Avrupa Birliğine üyeliğin Türkiye’nin uzun yıllar çaba gösterdiği en büyük projelerden birisi olduğunu ifade eden Bahar, ‘Önceki yıllarda biz devlet olarak bu konuda üzerimize düşen pek çok sorumluluğu yerine getirdik. Ancak AB tarafından bir karşılık göremedik. Maalesef, son yıllarda hem Türkiye hem AB bu gündemden uzaklaştı’ diye konuştu.
‘Vize işkencesi’
Aralarında TOBB’un da bulunduğu, Türk sivil toplum kuruluşları, İktisadi Kalkınma Vakfı koordinasyonunda AB Komisyonuna Türkiye-AB ilişkilerinin tam üyelik perspektifinde canlandırılması vize sorununun çözülmesi talebiyle bir mektup gönderildiğini dile getiren Bahar, ‘Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi ‘Gümrük Birliği’nin modernizasyonuna ve vize sorunlarına bakmak zorundayız’ açıklama yaptı. AB üyeliği, Gümrük Birliği’nin çerçevesinin genişletilmesi ve vize sorununun acilen çözümü hepimizin desteklediği ve hayati önemde bulduğu konulardır. AB maalesef hiçbir izahı olmayan bir şekilde ‘vize işkencesi’ yaşatıyor. İş insanları Avrupa’da kendi şirketlerinin stant açtığı fuarlara katılamıyor. Böyle bir şey olabilir mi?’ dedi.
‘Türkiye’nin dışlandığı anlaşmaları istemiyoruz’
Bakanlıkların Gümrük Birliği ve vize çalışmalarını desteklediklerini kaydeden Bahar, ‘ATSO olarak elimizden ne gelirse, yapmaya hazır olduğumuzu da ifade ediyoruz. Gümrük Birliği nereden baksanız 30 yıllık bir anlaşma. Bu artık Türk iş dünyasına dar gelen bir gömlek. Sadece sanayi ürünlerini kapsayan, tarımı dışlayan, hizmetleri dışlayan, gıdanın büyük bir kısmını dışlayan, bir Gümrük Birliğini biz artık istemiyoruz. AB’nin taraf olduğu ama Türkiye’nin dışlandığı Serbest Ticaret Anlaşmalarını da istemiyoruz’ diye konuştu.
‘Körfez ziyareti’
Başkan Bahar, ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrası çıktığı Körfez Ülkeleri başta olmak üzere temaslarını sürdürdüğü, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretlerindeki çalışmaların kısa zamanda hayata geçmesini arzu ediyoruz’ dedi. Kamuoyuna yansıyan, savunma, sağlık, yenilenebilir enerji, ulaştırma, altyapı, lojistik, e-ticaret, finans, gıda, turizm, emlak, inşaat, yapay zeka ve ileri teknolojiler gibi alanlarda 18 anlaşmaya imza atıldığını kaydeden Bahar, ‘Bu anlaşmaların ekonomimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Adı geçen sektörlerin bir kısmı bizim Antalya olarak güçlü olduğumuz sektörler. Antalya’nın da bu ve benzeri iş birliklerinden, yatırımlardan azami ölçüde yararlanması, bu süreçlerin içinde olması için elimizden geleni yapacağız.’
‘Turizm rakamları artacak’
Antalya’da gerek hava oylu, gerek deniz ve karayolu ile ardı ardına kırılan ziyaretçi rekorlarıyla gündemde olduğumuzu dile getiren Bahar, ‘Mayıs ayında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı yıllık bazda yüzde 16,2 artışla 4,5 milyon kişi oldu. Böylece Ocak-Mayıs döneminde ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,7 artarak 14 milyon kişiye yükseldi. Ocak-Mayıs dönemleri dikkate alındığında, Türkiye’nin ağırladığı en yüksek misafir sayısı oldu. İlk 5 ayda doğrudan Antalya’ya gelen yabancı ziyaretçi sayısı 3 milyon 143 bin oldu. Bu da Antalya için şimdiye kadarki en yüksek rakam. Ayrıca geçen seneye göre 900 bine yakın artış var. İnanıyorum ki gelecek aylarda bu sayılar daha da artacak.’
‘Hizmet ihracatı için yerel seçim fırsat’
Antalya’nın, Türkiye’nin 90 milyar dolarlık hizmet ihracatının lokomotifi olduğunu sözlerine ekleyen Bahar, ‘Biz bundan daha iyisini yaparız. Bunu yapacak altyapıya, inanca ve motivasyona sahibiz. Önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçimden sonra 4 yıllık seçimsiz bir dönem olacak. Bu, Türkiye için büyük bir fırsat dönemi. Yeter ki; doğru politikalar izlensin, doğru adımlar atılsın. Sanayiden turizme, tarımdan teknolojiye her alanda çok çalışmamız, ilerlememiz gerekiyor’ dedi.