Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, sanayi politikası uygularken yapısal reformların eğitim ve istihdam boyutuna ilişkin, ‘Her konuşmamda eğitim politikalarının önemini vurguluyorum.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, sanayi politikası uygularken yapısal reformların eğitim ve istihdam boyutuna ilişkin, ‘Her konuşmamda eğitim politikalarının önemini vurguluyorum. TÜİK verilerine göre işsizlik yüzde 10’a yakın. Fakat biz sanayicilerin en önemli sorunu ‘işçisizlik’. Eğitim politikaları revize edilirken üretimin işgücü ihtiyacını gözeten bir tasarım ortaya koyulması gerekiyor’ dedi.
ASO Ağustos Ayı Meclis Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda ASO Başkanı Seyit Ardıç, gündemdeki ekonomik gelişmeleri değerlendirerek, Bakan Işıkhan’a sunum yaptı. Ardıç yaptığı konuşmada, iş dünyası olarak öngörülebilirlik istediklerini belirterek, ‘İş planları yapmak ve güven içinde ilerlemek üzere kamu idaremizin hazırlayacağı orta ve uzun vadeli planları önemsiyor ve açıklanmasını bekliyoruz’ dedi.
‘Parasal sıkılaşma, mali disiplin ve yapısal reformlar, ülkemizin istikrara giden yolda temel politikası olacaktır’
Makroekonomide istikrar sağlanması gerektiğine vurgu yapan Ardıç, ‘Enflasyonla mücadele kapsamlı ve koordineli bir yaklaşım gerektirir. Beklentilerin yönetilmesi, güvenin yeniden sağlanması çok önemlidir. Parasal sıkılaşma, mali disiplin ve yapısal reformlar, ülkemizin istikrara giden yolda temel politikası olacaktır. Yapısal dönüşüme ilişkin somut bir yol haritasının ortaya koyulması lazım’ diye konuştu.
‘Beklentimiz, ekonominin yapısal dönüşüm hedeflerine uygun aktif bir sanayi politikası izlenmesidir’
Makroekonomik istikrarı sürdürmek ve Türkiye’nin döviz ihtiyacını kalıcı olarak azaltmak için değişim ve dönüşümün sağlanması gerektiğini dile getiren Ardıç, ‘İşletmelerimizin teknolojik seviyelerini yükseltmeli, verimliliği arttırmalı ve daha çok katma değer üretmeliyiz. Bu noktada hükümetten beklentimiz, ekonominin yapısal dönüşüm hedeflerine uygun aktif bir sanayi politikası izlenmesidir’ ifadelerini kullandı.
‘Titizlikle tasarlanmış ve güçlü destekler içeren bir sanayi politikası uygulamamız gerekiyor’
Ardıç, bütün dünyada sanayi politikalarının ağırlığının arttığı bir sürecin olduğuna dikkati çekerek, ‘Bizim de titizlikle tasarlanmış ve güçlü destekler içeren bir sanayi politikası uygulamamız gerekiyor. Yeni hazırlanan Orta Vadeli Program bu açıdan oldukça önemlidir. Ülkemizi kalkınma ve uluslararası rekabet hedeflerine ulaştıracak sektörel deseni yeniden tanımlayan, kaynakları stratejik ve verimli imalat alanlarına yöneltecek bir bakışın programa yansımasını ümit ediyoruz’ değerlendirmesini yaptı.
‘Biz sanayicilerin en önemli sorunu ‘işçisizlik’’
Sanayi politikası uygularken yapısal reformların eğitim ve istihdam boyutunun altını çizen Ardıç, ‘Her konuşmamda eğitim politikalarının önemini vurguluyorum. TÜİK verilerine göre işsizlik yüzde 10’a yakın. Fakat biz sanayicilerin en önemli sorunu ‘işçisizlik’. Eğitim politikaları revize edilirken üretimin işgücü ihtiyacını gözeten bir tasarım ortaya koyulması gerekiyor’ dedi.
Ardıç, mesleki eğitimin güçlendirilmesi, işgücüne yeni beceriler kazandırılmasına yönelik projeler yürütülmesi ve işgücü piyasasının aradığı nitelikte uygulayıcı insan kaynağı yetiştirilmesine öncelik verilmesi gerektiğini söyledi. Ardıç, şöyle devam etti:
‘Özellikle son dönem yetişen mühendislerden verim alamıyoruz. Birçok mühendis sanayi görmeden teorik bilgilerle çalışma hayatına başlıyor. Nasıl ki bir doktor, eğitiminin önemli bir kısmını hastanede hastaları görerek, uygulamalı olarak alıyorsa mühendislik eğitiminin de aynı şekilde yapılması gerekiyor.’
‘Hayatta başarılı olmak için üniversiteye gitmek zorunda değiliz’
İngiltere Başkanı Rishi Sunak’ın üniversiteden mezun olunduğunda iş garantisi olmayan bölümlere kontenjan sınırı getirileceği konusunda yaptığı açıklamadan kendisinin de şikayetçi olduğunu ifade eden Ardıç, ‘Buna ilave olarak, ’düşük’ puanlar alarak üniversiteye giren öğrencilerin sayısını da azaltacaklarını açıkladı. Evet, hayatta başarılı olmak için üniversiteye gitmek zorunda değiliz. Onun yerine potansiyelinizi gerçekleştirmenize yardımcı olacak türden beceri eğitimleri, çıraklık eğitimi ve stajlar ile aslında kendiniz ve ülkeniz için de daha faydalı olabilirsiniz’ dedi.
Ardıç, kendilerine aktarılan, tecrübe ettikleri, şahit oldukları ve firmaları zorlayan konuları da Bakan Işıkhan’a iletti.
‘2016 yılında uygulanmaya başlandığında brüt asgari ücretin yüzde 6’sı oranında olan asgari ücret desteği, bu oran dikkate alınarak sürekli hale getirilmelidir’
Ardıç, asgari ücret artışlarını büyümenin kapsayıcılığını artırması bakımından değerli bulduklarını aktararak, ‘Çalışanlarımızın refahının artmasını destekliyoruz. Öte yandan işveren üzerinde oluşacak yükün bir kısmının devletimiz tarafından karşılanması da önemli bir husustur. Zira son dönemde enflasyon oranının üzerinde artırılan asgari ücret işletmelerimizi zorlamaktadır. 2016 yılında uygulanmaya başlandığında brüt asgari ücretin yüzde 6’sı oranında olan asgari ücret desteği, bu oran dikkate alınarak sürekli hale getirilmelidir’ dedi.
Ardıç, sanayiciler tarafından istihdama ilişkin olarak her fırsatta dile getirilen sorunların başında vergi, SGK ve işsizlik sigortası gibi ücret dışı kalemlerin daha düşük düzeylere indirilmesi konularının yer aldığını dile getirdi.
‘Gelir vergisi basamakları yeniden düzenlenerek her yıl yeniden değerleme oranında artırılmalıdır’
Ücretlilere uygulanan gelir vergisi basamaklarının önemli ölçüde açılması gerektiğine vurgu yapan Ardıç, ‘Gelir vergisinin birinci basamağı geçmişte brüt asgari ücretin 22 katı iken, mevcut durumda 6 katına gerilemiş durumdadır. Uygulanan gelir vergisi oranları işçilik giderlerini yükseltmekte, ancak çalışanlarımızın aldığı net ücreti ise önemli oranda düşürmektedir. Gelir vergisi basamakları yeniden düzenlenerek her yıl yeniden değerleme oranında artırılmalıdır’ diye konuştu.
‘İşgücü yapısını bozacak EYT benzeri uygulamalara son verilmelidir’
EYT’den dolayı emekli olacak 1 milyon 750 bin çalışana ödenen veya ödenecek 300 milyar lira tutarındaki kıdem tazminatı yükünün işletmelerin finansman yapısını bozmaması için uygun şartlarla KGF kredisi sağlanması taleplerinin bankalar tarafından karşılık bulmadığını söyleyen Ardıç, ‘Mevzuat gereğince işçinin emekli olması durumunda kıdem tazminatı derhal ödenmek durumundadır. Bu yasal yükümlülük dikkate alınarak uygun şartlarla işletmelerimize kredi sağlanmalıdır. Sosyal güvenlik sisteminin aktüerya (finansal riskleri değerlendirebilen profesyonel) dengesini, işletmelerimizin işgücü yapısını bozacak EYT benzeri uygulamalara son verilmelidir’ ifadelerine yer verdi.
Ağır sanayi sektörlerinde çalışacak işçilere ek katkı sağlayacak vergi ve sosyal güvenlik teşvik uygulamalarına ihtiyaç bulunduğunu dikkati çeken Ardıç, ‘Sanayi işletmelerinde istihdamı özendirmek için ağır sanayilerde çalışanlara erken emeklilik hakkının verilmesinin yararlı olabileceği düşünülmektedir’ dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise Türkiye’nin sanayii alanında büyümesini sürdürmek ve işveren ile işçilerin refahını arttırmak için kararlı bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini söyledi. Işıkhan, işverenler ile sanayicilerin önündeki bürokratik engelleri azalttıklarını belirtti. Sanayicilerin dünya ile rekabet edecek bir güce kavuşması için çalışmalara hız verdiklerine işaret eden Işıkhan, SGK ile İŞKUR aracılığıyla istihdam gücünü de desteklediklerinin de altını çizdi.
‘İnsan odaklı bir büyüme için çaba sarf ediyoruz’
Işıkhan, iş güvenliği, çalışma koşulları, dijital ve yeşil dönüşüm ile işçi hakları konularında daha da ileriye gitmeye hedeflediklerine dikkati çekerek, ‘Sadece ekonomik büyüme için değil, aynı zamanda insan odaklı bir büyüme için çaba sarf ediyoruz. Bugün burada siz kıymetli Ankaralı sanayicilerimizin görüş ve önerilerini dinlemek yolumuza ışık tutacaktır diye düşünüyorum’ dedi.
Bakan Işıkhan, Türkiye’nin ekonomisinin kırılgan olmadığını dile getirerek, ‘Biz zorlu finans koşullarına ve ülkemizin içerisinden geçtiği en zor zamanlara rağmen büyüme oranlarını istikrarla yukarı taşıyan köklü bir ekonomiye sahibiz’ diye konuştu.
Türkiye’nin yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen vatandaşların refahını gözettiklerini ifade eden Işıkhan, AB ve OECD ülkeleri arasında yıllık bazda en yüksek büyümeyi kaydeden 2’nci ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti.
‘705 bin vatandaşımıza 4,4 milyar lira ödeme yaptık’
Bakan Işıkhan, Ankara’ya 2002’den günümüze kadar 604 milyar liraya yakın yatırım yaptıklarını söyledi. 604 milyar liralık yatırımın 33 milyar lirasının çalışma hayatı özelinde gerçekleştiğini dile getiren Işıkhan, ‘Ankara’da 2002 yılından günümüze kadar toplam 260 bine yakın vatandaşımızın mesleki eğitim kursları, işbaşı eğitim programları ve girişimcilik eğitim programlarından yararlanmasını sağladık. 2012’den günümüze kadar iş ve meslek danışmanlarımız aracılığıyla başkentimizde 2 milyon 400 bin bireysel görüşme, 440 bin iş yeri ziyareti ve 10 bin okul ziyareti gerçekleştirdik. İşsizlik ödeneğine hak kazanan 705 bin vatandaşımıza 4,4 milyar lira ödeme yaptık’ açıklamasında bulundu.
Toplantı, ASO üyelerinin Bakan Işıkhan ile soru cevap bölümü ile basına kapalı şekilde devam etti.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, sanayi politikası uygularken yapısal reformların eğitim ve istihdam boyutuna ilişkin, ‘Her konuşmamda eğitim politikalarının önemini vurguluyorum. TÜİK verilerine göre işsizlik yüzde 10’a yakın. Fakat biz sanayicilerin en önemli sorunu ‘işçisizlik’. Eğitim politikaları revize edilirken üretimin işgücü ihtiyacını gözeten bir tasarım ortaya koyulması gerekiyor’ dedi.
ASO Ağustos Ayı Meclis Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda ASO Başkanı Seyit Ardıç, gündemdeki ekonomik gelişmeleri değerlendirerek, Bakan Işıkhan’a sunum yaptı. Ardıç yaptığı konuşmada, iş dünyası olarak öngörülebilirlik istediklerini belirterek, ‘İş planları yapmak ve güven içinde ilerlemek üzere kamu idaremizin hazırlayacağı orta ve uzun vadeli planları önemsiyor ve açıklanmasını bekliyoruz’ dedi.
‘Parasal sıkılaşma, mali disiplin ve yapısal reformlar, ülkemizin istikrara giden yolda temel politikası olacaktır’
Makroekonomide istikrar sağlanması gerektiğine vurgu yapan Ardıç, ‘Enflasyonla mücadele kapsamlı ve koordineli bir yaklaşım gerektirir. Beklentilerin yönetilmesi, güvenin yeniden sağlanması çok önemlidir. Parasal sıkılaşma, mali disiplin ve yapısal reformlar, ülkemizin istikrara giden yolda temel politikası olacaktır. Yapısal dönüşüme ilişkin somut bir yol haritasının ortaya koyulması lazım’ diye konuştu.
‘Beklentimiz, ekonominin yapısal dönüşüm hedeflerine uygun aktif bir sanayi politikası izlenmesidir’
Makroekonomik istikrarı sürdürmek ve Türkiye’nin döviz ihtiyacını kalıcı olarak azaltmak için değişim ve dönüşümün sağlanması gerektiğini dile getiren Ardıç, ‘İşletmelerimizin teknolojik seviyelerini yükseltmeli, verimliliği arttırmalı ve daha çok katma değer üretmeliyiz. Bu noktada hükümetten beklentimiz, ekonominin yapısal dönüşüm hedeflerine uygun aktif bir sanayi politikası izlenmesidir’ ifadelerini kullandı.
‘Titizlikle tasarlanmış ve güçlü destekler içeren bir sanayi politikası uygulamamız gerekiyor’
Ardıç, bütün dünyada sanayi politikalarının ağırlığının arttığı bir sürecin olduğuna dikkati çekerek, ‘Bizim de titizlikle tasarlanmış ve güçlü destekler içeren bir sanayi politikası uygulamamız gerekiyor. Yeni hazırlanan Orta Vadeli Program bu açıdan oldukça önemlidir. Ülkemizi kalkınma ve uluslararası rekabet hedeflerine ulaştıracak sektörel deseni yeniden tanımlayan, kaynakları stratejik ve verimli imalat alanlarına yöneltecek bir bakışın programa yansımasını ümit ediyoruz’ değerlendirmesini yaptı.
‘Biz sanayicilerin en önemli sorunu ‘işçisizlik’’
Sanayi politikası uygularken yapısal reformların eğitim ve istihdam boyutunun altını çizen Ardıç, ‘Her konuşmamda eğitim politikalarının önemini vurguluyorum. TÜİK verilerine göre işsizlik yüzde 10’a yakın. Fakat biz sanayicilerin en önemli sorunu ‘işçisizlik’. Eğitim politikaları revize edilirken üretimin işgücü ihtiyacını gözeten bir tasarım ortaya koyulması gerekiyor’ dedi.
Ardıç, mesleki eğitimin güçlendirilmesi, işgücüne yeni beceriler kazandırılmasına yönelik projeler yürütülmesi ve işgücü piyasasının aradığı nitelikte uygulayıcı insan kaynağı yetiştirilmesine öncelik verilmesi gerektiğini söyledi. Ardıç, şöyle devam etti:
‘Özellikle son dönem yetişen mühendislerden verim alamıyoruz. Birçok mühendis sanayi görmeden teorik bilgilerle çalışma hayatına başlıyor. Nasıl ki bir doktor, eğitiminin önemli bir kısmını hastanede hastaları görerek, uygulamalı olarak alıyorsa mühendislik eğitiminin de aynı şekilde yapılması gerekiyor.’
‘Hayatta başarılı olmak için üniversiteye gitmek zorunda değiliz’
İngiltere Başkanı Rishi Sunak’ın üniversiteden mezun olunduğunda iş garantisi olmayan bölümlere kontenjan sınırı getirileceği konusunda yaptığı açıklamadan kendisinin de şikayetçi olduğunu ifade eden Ardıç, ‘Buna ilave olarak, ’düşük’ puanlar alarak üniversiteye giren öğrencilerin sayısını da azaltacaklarını açıkladı. Evet, hayatta başarılı olmak için üniversiteye gitmek zorunda değiliz. Onun yerine potansiyelinizi gerçekleştirmenize yardımcı olacak türden beceri eğitimleri, çıraklık eğitimi ve stajlar ile aslında kendiniz ve ülkeniz için de daha faydalı olabilirsiniz’ dedi.
Ardıç, kendilerine aktarılan, tecrübe ettikleri, şahit oldukları ve firmaları zorlayan konuları da Bakan Işıkhan’a iletti.
‘2016 yılında uygulanmaya başlandığında brüt asgari ücretin yüzde 6’sı oranında olan asgari ücret desteği, bu oran dikkate alınarak sürekli hale getirilmelidir’
Ardıç, asgari ücret artışlarını büyümenin kapsayıcılığını artırması bakımından değerli bulduklarını aktararak, ‘Çalışanlarımızın refahının artmasını destekliyoruz. Öte yandan işveren üzerinde oluşacak yükün bir kısmının devletimiz tarafından karşılanması da önemli bir husustur. Zira son dönemde enflasyon oranının üzerinde artırılan asgari ücret işletmelerimizi zorlamaktadır. 2016 yılında uygulanmaya başlandığında brüt asgari ücretin yüzde 6’sı oranında olan asgari ücret desteği, bu oran dikkate alınarak sürekli hale getirilmelidir’ dedi.
Ardıç, sanayiciler tarafından istihdama ilişkin olarak her fırsatta dile getirilen sorunların başında vergi, SGK ve işsizlik sigortası gibi ücret dışı kalemlerin daha düşük düzeylere indirilmesi konularının yer aldığını dile getirdi.
‘Gelir vergisi basamakları yeniden düzenlenerek her yıl yeniden değerleme oranında artırılmalıdır’
Ücretlilere uygulanan gelir vergisi basamaklarının önemli ölçüde açılması gerektiğine vurgu yapan Ardıç, ‘Gelir vergisinin birinci basamağı geçmişte brüt asgari ücretin 22 katı iken, mevcut durumda 6 katına gerilemiş durumdadır. Uygulanan gelir vergisi oranları işçilik giderlerini yükseltmekte, ancak çalışanlarımızın aldığı net ücreti ise önemli oranda düşürmektedir. Gelir vergisi basamakları yeniden düzenlenerek her yıl yeniden değerleme oranında artırılmalıdır’ diye konuştu.
‘İşgücü yapısını bozacak EYT benzeri uygulamalara son verilmelidir’
EYT’den dolayı emekli olacak 1 milyon 750 bin çalışana ödenen veya ödenecek 300 milyar lira tutarındaki kıdem tazminatı yükünün işletmelerin finansman yapısını bozmaması için uygun şartlarla KGF kredisi sağlanması taleplerinin bankalar tarafından karşılık bulmadığını söyleyen Ardıç, ‘Mevzuat gereğince işçinin emekli olması durumunda kıdem tazminatı derhal ödenmek durumundadır. Bu yasal yükümlülük dikkate alınarak uygun şartlarla işletmelerimize kredi sağlanmalıdır. Sosyal güvenlik sisteminin aktüerya (finansal riskleri değerlendirebilen profesyonel) dengesini, işletmelerimizin işgücü yapısını bozacak EYT benzeri uygulamalara son verilmelidir’ ifadelerine yer verdi.
Ağır sanayi sektörlerinde çalışacak işçilere ek katkı sağlayacak vergi ve sosyal güvenlik teşvik uygulamalarına ihtiyaç bulunduğunu dikkati çeken Ardıç, ‘Sanayi işletmelerinde istihdamı özendirmek için ağır sanayilerde çalışanlara erken emeklilik hakkının verilmesinin yararlı olabileceği düşünülmektedir’ dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise Türkiye’nin sanayii alanında büyümesini sürdürmek ve işveren ile işçilerin refahını arttırmak için kararlı bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini söyledi. Işıkhan, işverenler ile sanayicilerin önündeki bürokratik engelleri azalttıklarını belirtti. Sanayicilerin dünya ile rekabet edecek bir güce kavuşması için çalışmalara hız verdiklerine işaret eden Işıkhan, SGK ile İŞKUR aracılığıyla istihdam gücünü de desteklediklerinin de altını çizdi.
‘İnsan odaklı bir büyüme için çaba sarf ediyoruz’
Işıkhan, iş güvenliği, çalışma koşulları, dijital ve yeşil dönüşüm ile işçi hakları konularında daha da ileriye gitmeye hedeflediklerine dikkati çekerek, ‘Sadece ekonomik büyüme için değil, aynı zamanda insan odaklı bir büyüme için çaba sarf ediyoruz. Bugün burada siz kıymetli Ankaralı sanayicilerimizin görüş ve önerilerini dinlemek yolumuza ışık tutacaktır diye düşünüyorum’ dedi.
Bakan Işıkhan, Türkiye’nin ekonomisinin kırılgan olmadığını dile getirerek, ‘Biz zorlu finans koşullarına ve ülkemizin içerisinden geçtiği en zor zamanlara rağmen büyüme oranlarını istikrarla yukarı taşıyan köklü bir ekonomiye sahibiz’ diye konuştu.
Türkiye’nin yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen vatandaşların refahını gözettiklerini ifade eden Işıkhan, AB ve OECD ülkeleri arasında yıllık bazda en yüksek büyümeyi kaydeden 2’nci ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti.
‘705 bin vatandaşımıza 4,4 milyar lira ödeme yaptık’
Bakan Işıkhan, Ankara’ya 2002’den günümüze kadar 604 milyar liraya yakın yatırım yaptıklarını söyledi. 604 milyar liralık yatırımın 33 milyar lirasının çalışma hayatı özelinde gerçekleştiğini dile getiren Işıkhan, ‘Ankara’da 2002 yılından günümüze kadar toplam 260 bine yakın vatandaşımızın mesleki eğitim kursları, işbaşı eğitim programları ve girişimcilik eğitim programlarından yararlanmasını sağladık. 2012’den günümüze kadar iş ve meslek danışmanlarımız aracılığıyla başkentimizde 2 milyon 400 bin bireysel görüşme, 440 bin iş yeri ziyareti ve 10 bin okul ziyareti gerçekleştirdik. İşsizlik ödeneğine hak kazanan 705 bin vatandaşımıza 4,4 milyar lira ödeme yaptık’ açıklamasında bulundu.
Toplantı, ASO üyelerinin Bakan Işıkhan ile soru cevap bölümü ile basına kapalı şekilde devam etti.