Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ölümsüz eseri Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde saatle ilgili “Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır” sözlerini sarf eder.  Hayatının 38 yılını ‘insanın ayarı’ saatler arasında geçiren, Balıkesir’deki az sayıdaki saat tamiri ustalarından İsmail Kökçü’yle  mesleğinin inceliklerini ve saatin ruhunu konuştuk.

10 yaşında dayısının saat dükkanına çırak olarak girdiği mesleğinde bugün ustalık seviyesine ulaşan İsmail Kökçü, “ Dayımın küçük bir saat dükkanı vardı. Bende onun gibi saat ustası olmak istiyordum. Dayımın dükkanında 10 yaşında çırak olarak mesleğe adım attım. 8 yıllık eğitimin ardından 18 yaşında dükkanımı açtım.  Bu mesleğe saat pili değiştererek başladım.  Bu meslekten kazandığım parayla evlendim,, çocuklarımı okuttum,  emekli oldum.  İlkokuldan sonra okulu bırakmıştım ama bunun da üzerinden geldim. Çıraklık eğitimde derslere katıldıp, sınavlara girdim. Diplomamı aldım. Liseyi bitirdim sınava girdim üniversiteyi kazandım. Üniversitede diplomamı aldım. Şimdi ikinci üniversiteyi okuyorum. Uzun yıllardır Yeni Çarşı’daki bu küçük dükkanda çalışıyorum. Yakın zamanda EYT’ye başvurdum emekli olmaya hazırlanıyor ancak işimi sevdiğim için mesleğime devam edeceğim” dedi.

SAAT BENCE İNSANDIR

Saatin işleyişi bakımından bir vücuda benzeten Kökçü, “ Zaman insanların en kıymetli hazinesidir. Çünkü geçtiği zaman telafisini yapamıyorsunuz.  Saat, bu en kıymetli hazineyi  verimli kullanmanızı sağlıyor. Saat bence insandır. Saatin çalışması için mekaniğindeki birçok parça birbiriyle uyum içerisinde hareket eder ve bir ritmi vardı aynen insan vücudu gibi. İnsan vücudu da organların birbiriyle uyumlu çalışmasıyla işler. Saatte bir parçasına ya da insan organlarından birinde ortaya çıkan arıza genel işleyi de etkiler.

ÇIRAK BULAMIYORUZ

Saat tamirinin incelik ve sabır gerektirdiğini kaydeden Saat Tamir Ustası İsmail Kökçü, çırak bulamadıklarını, piyasada az sayıda ustanın kaldığını söyledi.  Mevcut ustaların mesleğe veda etmesiyle piyasada saat tamircisinin kalmayacağını belirten İsmail Kökçü, “Hızlı tüketim kültürü bize bir şey bozulduğunda bir kenara atmaya alıştırdı.  Biz işte bu anlayışın karşısındayız.    Biz bozulan saatlerin yeniden kullanılmasını, nesilden nesile ulaşmasını sağlıyoruz.  Saatlerin büyük bölümü ithal olduğundan dolayı bu ürünler dövize endeksli ülkemize giriyor. Bu da son yıllarda saat fiyatlarında büyük bir artışa neden oldu. Yeni saat alamayan kişiler ellerindeki eski saatlerini tamir ettiriyor ya da saat kordonlarını değiştirerek yeni bir model oluşturuyorlar” dedi.

SAAT ERKEK VE KADININ SÜSÜDÜR!

Saatin zamanı ölçme görevinin yanı sıra estatik açıdan da tercih edilme nedeni olduğunu belirten İsmail Kökçü, “ Saat, kadın ve erkeğin süsüdür. Tamamlayıcı bir unsurdur. Yeni nesil her ne kadar telefona bağlanan dijital saatlere ağırlık verse de klasik bir saat zamanı öğrenmenin yanı sıra bir kişinin tarzını yansıtır. Her kıyafet ve tarza göre saat ve model vardır. İyi marka saat kullanıcısına hiçbir sorun yaşatmadan yıllarca çalışır. Dayanıklı tüketim ürünü olduğundan evladiyeliktir.  İyi bir saati çocuğunuza, torununuza miras bırakabilirsiniz. Bazı markalar kaliteli ürünler açısından öne çıkar Nacar, Tissot, Longines gibi.  Fiyatının ucu bucağı yoktur” dedi.