Ebrar Karakurt… Tokyo Olimpiyatları ve Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye’nin göğsünü kabartan Filenin Sultanları’nın en önemli oyuncularından biri olan Balıkesirli milli voleybolcu, hırsı ve mücadeleci yapısıyla kısa sürede kadın voleybolunda önemli bir figürlerden biri haline geldi. Başarısıyla tüm ülkenin konuştuğu Ebrar Karakurt’un bugünlere gelmesinde büyük emeği olan babası İsmail Karakurt’la genç yıldızın çocukluğunu ve voleybol kariyerini konuştuk.

“ÇOCUKKEN ÇOK HİPERAKTİFTİ”

Ebrar voleybola kaç yaşında başladı? Nasıl bir çocukluğu oldu?

“Balıkesir merkeze yakın Dedeburnu köyündenim. Yıllardır Balıkesir’de çalışıyorum. İki çocuğum var.  Ebrar daha çocukluktan sporcu olacağı belliydi. Hiperaktif bir kişiliği vardı. İlkokuldayken masa tenisiyle spora başladı. Masa tenisinden Balıkesir birincisi oldu. Başka bir yere taşındığımızda yeni gittiği okulda masa tenisi branşı olmadığı için voleybola gitmeye başladı. 11-12 yaşlarında voleybola DSİ’de başladı. DSİ’den Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne geçti. Burada başarılı olduğundan Fenerbahçe seçmesine katıldı ve orada da beğenildi. Yatılı olarak kalma şansı olmadığından dolayı Bursa’da voleybola devam etme kararı aldık. Bir yıl sonra Ebrar’ı isteyenler çoğaldı. Eczacıbaşı, Vakıfbank gibi kulüpler Ebrar’ı transfer etmek istedi. En son Vakıfbank’la anlaştı ve uzun yıllar orada oynadı. Bu sene de İtalya’ya transfer oldu

KAYBETMEYİ KABUL ETMEZ

Voleyboldaki ilk yıllarında nasıldı?

Voleybol antrenmanlarına heyecanla giderdi. Çok hırslıydı ve iyi çalışıyordu. Hala aynı hırsı ve tutkusu devam ediyor. Kaybetmeyi kolay kolay kabul etmez. Yenildiğinde kabul edemediği noktada gözyaşlarına hakim olamazdı. İnancı ve hırsıyla en iyisi olmaya gayret ediyordu.

“SUSURLUK’TAN KEMALPAŞA’DAN GERİ DÖNDÜĞÜM ÇOK OLDU”

 13 yaşında Bursa’ya gitti. Bir çocuk için bu yaşlarda dışarıda olmak zordur. Bu zorlukları biz de zaman zaman yaşadık. Bursa’dayken bazı akşamlar beni arayıp ‘Baba korkuyorum’ dediğinde buradan Susurluk’a, Kemalpaşa kadar gittiğimde yoldayken ‘tamam baba korkmuyorum’ dediği için geri döndüğüm çok oldu. Küçük yaşta ayakta kalmayı öğrendi.

GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM

Sporculuk kariyeri boyunca elimden geldiğince yanında olmaya gayret ettim. İlk defa 13 yaşındayken Ankara’daki genç milli takımlar turnuvasını izlemeye gitmiştim. O turnuvada şampiyon oldular. Koşa koşa yanıma geldi ve bana sarıldığında sevinçten gözyaşlarımı tutamadım. O anı hiç unutamıyorum. Ebrar hep kendi yaş grubunun bir üstünde oynadı. En son 16 yaşındayken U-21 takımında dünya şampiyonu olan takımda yer aldı.

“BALIKESİR’E GELDİĞİNDE BANA SÜRPRİZ YAPAR”

Ebrar’la ilişkiniz nasıldır? Balıkesir’e sık sık gelir mi?

Genelde Balıkesir’e geldiğinde bana sürpriz yapar. Öncesinde ben geliyorum diye aramaz. Dükkanın kapısından birden girip “Sürpriz ben geldim” der. Beni aramasa da çoğu zaman onun buraya geleceğini hissediyorum. Çocukken telefonla günde üç-dört defa konuşuyorduk. Yaşı büyüdükçe yükü de ağırlaşıyor.

“ARKADAŞ GİBİYİZ”

Kamp dönemi, milli takımlar, kulüp maçları derken bu sıklıkta konuşmasak ta beni aramayı ihmal etmez. Balıkesir geldiğinde de birlikte zaman geçiririz. Kıymalı Yumurta, kavurmayı çok sever.  Her geldiğinde onun sevdiği yemekleri yapıyoruz. Arkadaş gibiyiz.

“MİLLİ MAÇLARI OTURARAK İZLEYEMİYORUM”

Milli takımın olimpiyatlarda ve Avrupa Şampiyonası’nda ortaya koyduğu performansla dikkat çekti. Siz bu başarının aktörlerinden biri olan Ebrar ve Filenin Sultanları’nın maçlarını izlerken heyecanlanıyor musunuz?

Milli maçları izlerken oturduğum yerde duramıyorum. Heyecandan hop oturup hop kalkıyorum. Filenin Sultanlarının başarısıyla gurur duyuyoruz. Ebrar’ı izlerken de ayrı bir heyecan ve mutluluğum oluyor. Kızımla gurur duyuyorum. Milli takımdaki oyuncuların büyük bölümünü de genç milli takımlar döneminden beri tanıyorum. Ebrar geçen gün Zehra ile birlikte geldi buraya geldi, misafir ettik.  Sadece Ebrar değil hepsinin başarısı için dua ediyorum.

“BABA BEN DÜNYANIN EN İYİSİ OLACAĞIM”

Ebrar’la aranızda hiç unutamadığınız bir anınız var mı?

Ebrar’ın sporculuk kariyeriyle ilgili birçok güzel anılarımız var ancak bir tanesini unutamıyorum. Ebrar 13 yaşındayken birlikte Fenerbahçe’nin seçmelerine katılmıştık.  Balıkesir’e dönerken bana cep telefonunu çıkarıp bir dönem Fenerbahçe’de de oynayan Güney Koreli Yeon-Koung-Kim’in fotoğrafını gösterip, “Bu dünyanın en iyi kadın voleybolcusu, ben de bir gün dünyanın en iyisi olacağım” demişti. Bence Ebrar dünyanın en iyisi olma yolunda gidiyor. Daha 13 yaşındayken Bursa’da A takımda antrenmanlara katıldı. Hep kendi yaş grubunun üstendeki takımlarda oynadı. Hırsı, inancı ve mücadeleci yapısıyla tüm zorlukların altından kalkmasını bildi.  Onun çocukluğunu ve spora başladığı günden bu yana kat ettiği mesafeyi gören biri olarak Ebrar’ın bunu başaracağına inanıyorum” dedi.