Geçtiğimiz hafta içinde İstanbul CNR Fuar alanında “Sıfır Atık Fuarı” icra edildi. Fuar’a Sıfır Atık’ın babası kabul edilen Paul Connett de katılmasıyla sıfır atık konusunun ne kadar değerli bir mevzu olduğunu ortaya koyulmuş oldu. Fuarın 3. gününde Sayın Cumhurbaşkanımızın değerli eşleri Emine Erdoğan Hanımefendi de iştirak ederek himayelerinde devam eden Sıfır Atık çalışmasında başlangıçtan bugünlere hangi noktaya geldiğimize vurgu yaptı.
Yine fuarın 3. gününde birbirinden değerli belediye başkanlarımız bu konu hakkında neler yapılası gerektiğini, il ve ilçelerinde ne gibi çalışmalar yapıldığı noktasında katılımcılara bilgiler verdiler.
Katılan belediye başkanlarımızdan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan beyefendi çok farklı bir pencereden konuyu ele aldı. İfade ettiği noktalar aslında işin püf noktası ve can alıcı konularıydı. “Sıfır Atık insanın kendini disipline etmesi, israfın önlenmesi ve insanın kendisine değer vermesidir” diyerek olayın en başında yapılması gerekenleri vurguladı. Bu kapsamda yapılması gereken işlerin en başında tüketimin disipline edilmesi sınırsız bir tüketim çılgınlığı içinde olmamanın gerektiği vurgusunu yaptı.
Bu minvalde konuyu değerlendirecek olursak birey olarak öncelikle atık miktarını en aza indirmekle bu işe başlayabiliriz. Bunun içinde aile içinde ciddi bir disiplin çerçevesinde çocuklarında eğitilmesi gerekiyor. Öncelikle tüketimimizi disiplin altına alarak gereksiz tüketim yapmamalıyız. Gıdadan, giyime, yakıttan, iletişime bütün tükettiğimiz şeyleri ihtiyaç dışında tüketilmemesi için asgari ihtiyaç ne ise o kadar satın almak gerekiyor. Gereksiz satın almanın önüne geçerek tüketim sonrası atık fazlalığının oluşmasının önüne geçilmiş olacaktır. Bu şekilde bir anlayış çerçevesinde gereksiz tüketim yapılmadığı için tabii olarak israfında önüne geçilmiş olacaktır. Aynı zamanda ihtiyaç fazlası tüketim yapmamakla birlikte, ihtiyacı olan diğer insanlar da düşünülerek yardımlaşma duygusunu gelişmiş olacaktır. Sıfır Atık kapsamında yapılması gereken işin en önemli birinci ayağı burası. Daha sonra atık olarak kabul ettiğimiz bir diğer tabir ile çöp olarak kabul ettiğimiz bütün tüketim maddelerinin geri dönüşebilecek olanların geri dönüştürülmesi, geri dönüşüm imkanı olmayan bazı ürünlerin de tabiata karışıp zarar vermelerini önlemek adına bertaraf edilerek zararlarının ortadan kaldırılması gerekir. Bugün bu noktada bir hayli mesafe almış olmamıza rağmen hala istenilen seviyede değiliz. Zira Batı ülkelerine baktığımızda çöpü hiçbir zaman atık ve değersiz görmemektedirler. Azami derecede çöpten istifade edebilmek amacıyla ve ekonomik kaybı en aza indirme adına birçok çalışma yapmaktadırlar.
Ülkemizde bu anlamdaki bilinç yetersizliği ve bu konuda duyarlılık gösteren bireylerin azlığı sebebiyle atıklarımızı yeterli düzeyde değerlendirememekteyiz. Bundan dolayı da bir ekonomik değer olması gereken çöp, elde edebileceğimiz katma değerden mahrum kalarak ekonomik kayıp yaşamaya devam ediyoruz.
Bu bilinçlenmenin yapılabilmesi için ailelere ve eğitimcilere çok büyük vazife düşmektedir. Biz Çevreci Nesil Eğitim Yayınları olarak sosyal sorumluluk projelerimiz çerçevesinde çocuklarımız bilinçlenmesi için yaklaşık 8-9 yıldır sahada ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Birçok kamu kurum ve kuruluşu ile ( Belediyeler, Valilikler, Kaymakamlıklar vb. ) bugüne kadar 500.000 den fazla öğrencinin çevre bilinci edinmesi, geri dönüşüm yada sıfır atık kapsamında hangi ürünlerin geri kazanımının mümkün olduğunu, hangi ürünlerin tabiata ne derece zarar verdiğini öğrenmeleri noktasında bilinçlenmelerini sağladık.
Evsel atık olarak değerlendirdiğimiz çöplerimizin, bugün birer ekonomik değer olduğunu yavaş yavaş anlamaya başladık. Ülke olarak işin daha çok başındayız. Bu bilinçlenme arttığı sürece ve çöplerimizin birer değersiz olmadığını anladığımızda, onun da kıymetini bilir hale geldiğimizde çok şeyler değişecektir.
Fuarda dikkatimi çeken bir mevzu da uzun zamandır üzerinde kafa yorduğum evsel atıklardan gübre elde edilmesi konusunda ciddi adımlar atılmış. Hem dış mekanlara koyabileceğimiz kompost makinaları, hem de evlerimizde de kullanabileceğimiz tarzda yapılmış mini kompost cihazları ile evlerimizdeki yemek artıkları başta olmak üzere tükettiğimiz meyve, sebze vb. ne varsa onların atıkları ile elde edeceğimiz gübre ile yine evimizdeki çiçeklere yada varsa bahçemizdeki ağaçlarda kullanabilme imkanımız olabilmektedir.
Sıfır atık, üzerinde durulması gereken çok ciddi bir konudur. Bu noktada 80 milyonun bilinçlenmesi için her türlü eğitici çalışmalar, hem belediyeler, hem valilikler, hem de eğitim kurumları tarafından ortaklaşa çalışmalar yürütülmelidir.
Geçtiğimiz hafta içinde İstanbul CNR Fuar alanında “Sıfır Atık Fuarı” icra edildi. Fuar’a Sıfır Atık’ın babası kabul edilen Paul Connett de katılmasıyla sıfır atık konusunun ne kadar değerli bir mevzu olduğunu ortaya koyulmuş oldu. Fuarın 3. gününde Sayın Cumhurbaşkanımızın değerli eşleri Emine Erdoğan Hanımefendi de iştirak ederek himayelerinde devam eden Sıfır Atık çalışmasında başlangıçtan bugünlere hangi noktaya geldiğimize vurgu yaptı.
Yine fuarın 3. gününde birbirinden değerli belediye başkanlarımız bu konu hakkında neler yapılası gerektiğini, il ve ilçelerinde ne gibi çalışmalar yapıldığı noktasında katılımcılara bilgiler verdiler.
Katılan belediye başkanlarımızdan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan beyefendi çok farklı bir pencereden konuyu ele aldı. İfade ettiği noktalar aslında işin püf noktası ve can alıcı konularıydı. “Sıfır Atık insanın kendini disipline etmesi, israfın önlenmesi ve insanın kendisine değer vermesidir” diyerek olayın en başında yapılması gerekenleri vurguladı. Bu kapsamda yapılması gereken işlerin en başında tüketimin disipline edilmesi sınırsız bir tüketim çılgınlığı içinde olmamanın gerektiği vurgusunu yaptı.
Bu minvalde konuyu değerlendirecek olursak birey olarak öncelikle atık miktarını en aza indirmekle bu işe başlayabiliriz. Bunun içinde aile içinde ciddi bir disiplin çerçevesinde çocuklarında eğitilmesi gerekiyor. Öncelikle tüketimimizi disiplin altına alarak gereksiz tüketim yapmamalıyız. Gıdadan, giyime, yakıttan, iletişime bütün tükettiğimiz şeyleri ihtiyaç dışında tüketilmemesi için asgari ihtiyaç ne ise o kadar satın almak gerekiyor. Gereksiz satın almanın önüne geçerek tüketim sonrası atık fazlalığının oluşmasının önüne geçilmiş olacaktır. Bu şekilde bir anlayış çerçevesinde gereksiz tüketim yapılmadığı için tabii olarak israfında önüne geçilmiş olacaktır. Aynı zamanda ihtiyaç fazlası tüketim yapmamakla birlikte, ihtiyacı olan diğer insanlar da düşünülerek yardımlaşma duygusunu gelişmiş olacaktır. Sıfır Atık kapsamında yapılması gereken işin en önemli birinci ayağı burası. Daha sonra atık olarak kabul ettiğimiz bir diğer tabir ile çöp olarak kabul ettiğimiz bütün tüketim maddelerinin geri dönüşebilecek olanların geri dönüştürülmesi, geri dönüşüm imkanı olmayan bazı ürünlerin de tabiata karışıp zarar vermelerini önlemek adına bertaraf edilerek zararlarının ortadan kaldırılması gerekir. Bugün bu noktada bir hayli mesafe almış olmamıza rağmen hala istenilen seviyede değiliz. Zira Batı ülkelerine baktığımızda çöpü hiçbir zaman atık ve değersiz görmemektedirler. Azami derecede çöpten istifade edebilmek amacıyla ve ekonomik kaybı en aza indirme adına birçok çalışma yapmaktadırlar.
Ülkemizde bu anlamdaki bilinç yetersizliği ve bu konuda duyarlılık gösteren bireylerin azlığı sebebiyle atıklarımızı yeterli düzeyde değerlendirememekteyiz. Bundan dolayı da bir ekonomik değer olması gereken çöp, elde edebileceğimiz katma değerden mahrum kalarak ekonomik kayıp yaşamaya devam ediyoruz.
Bu bilinçlenmenin yapılabilmesi için ailelere ve eğitimcilere çok büyük vazife düşmektedir. Biz Çevreci Nesil Eğitim Yayınları olarak sosyal sorumluluk projelerimiz çerçevesinde çocuklarımız bilinçlenmesi için yaklaşık 8-9 yıldır sahada ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Birçok kamu kurum ve kuruluşu ile ( Belediyeler, Valilikler, Kaymakamlıklar vb. ) bugüne kadar 500.000 den fazla öğrencinin çevre bilinci edinmesi, geri dönüşüm yada sıfır atık kapsamında hangi ürünlerin geri kazanımının mümkün olduğunu, hangi ürünlerin tabiata ne derece zarar verdiğini öğrenmeleri noktasında bilinçlenmelerini sağladık.
Evsel atık olarak değerlendirdiğimiz çöplerimizin, bugün birer ekonomik değer olduğunu yavaş yavaş anlamaya başladık. Ülke olarak işin daha çok başındayız. Bu bilinçlenme arttığı sürece ve çöplerimizin birer değersiz olmadığını anladığımızda, onun da kıymetini bilir hale geldiğimizde çok şeyler değişecektir.
Fuarda dikkatimi çeken bir mevzu da uzun zamandır üzerinde kafa yorduğum evsel atıklardan gübre elde edilmesi konusunda ciddi adımlar atılmış. Hem dış mekanlara koyabileceğimiz kompost makinaları, hem de evlerimizde de kullanabileceğimiz tarzda yapılmış mini kompost cihazları ile evlerimizdeki yemek artıkları başta olmak üzere tükettiğimiz meyve, sebze vb. ne varsa onların atıkları ile elde edeceğimiz gübre ile yine evimizdeki çiçeklere yada varsa bahçemizdeki ağaçlarda kullanabilme imkanımız olabilmektedir.
Sıfır atık, üzerinde durulması gereken çok ciddi bir konudur. Bu noktada 80 milyonun bilinçlenmesi için her türlü eğitici çalışmalar, hem belediyeler, hem valilikler, hem de eğitim kurumları tarafından ortaklaşa çalışmalar yürütülmelidir.