CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın Ayvalık’ta meydana gelen çevre felaketini Meclis gündemine taşıdı. “Bakanlığı ve yetkilileri bir çok kez uyarmamıza rağmen bu felaketin yaşanması, bundan sonra yaşanacakların da adeta habercisi oldu” diyen Ahmet Akın, Haziran ayında Meclis’e verdikleri araştırma önergesin de Meclis gündemindeki sırasını beklendiğini kaydetti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığına verdiği soru önergesinde Ayvalık’ta yaşanan çevre felaketine dikkat çekti. Akın önergesinde, vatandaşların uzun zamandır şikayetçi olduğu, yerel yönetimin üzerinde hassasiyetle durduğu prina fabrikasının çevreye olan tehdit ile ilgili vatandaşların ne kadar haklı olduğunun ortaya çıktığını vurguladı. “Geliyorum diyen felaket geldi. Felaketin sorumlusu vatandaşa kulak tıkayan iktidardır.” diyen Ahmet Akın, şu görüşleri dile getirdi:
“Ayvalık’ta prina fabrikasının havuz duvarı yıkıldı. Etrafa tonlarca zeytin karasuyu aktı, derelerdeki temiz su kirlendi. Vatandaşlar tarafından uzun zamandır kapatılması istenen fabrika yüzünden korkulan çevre felaketi vatandaşların endişelerinde ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu. Büyük bir doğa tahribatı yaratan olay konusunda Bakanlığınızı ve yetkili kurumları bir çok kez uyarmamıza rağmen bu felaketin yaşanması bundan sonra yaşanacakların da adeta habercisi oldu.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Bakan Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
Her ne kadar mevzuat gerekleri kağıt üzerinde yerine getirilse de gerçekte mevzuata uyulmadığı yaşanan çevre felaketleri ile ortaya çıkmaktadır. Yetkililer tarafından yapılan denetimlerin yetersizliği, mevzuattaki boşluklardan yararlanılıp fırsata dönüştürülen iş ve eylemler sonucunda çevre kirliliğine yol açılması ve insan sağlığına zarar verilmesi vatandaşlarımızı son derece endişelendirmektedir. Ki bu endişede vatandaşlarımız haklı çıkmıştır. Denetimleriniz ve denetimler sonrası uyguladığınız yaptırımlar en yetkili kurum olmanıza rağmen neden yetersizdir?
Felaketin habercisi şikayetler Bakanlığınız tarafından neden dikkate alınmadı?
Başlayan ve sonuç almakta gecikilen denetimlerde neden geç kalındı, neden bu kadar zamanda sonuç alınamadı?
Nikita Deresi’ne karasu tahliye eden ve kentte olumsuz hava kirliliği yaratan prina fabrikasına yönelik Bakanlığınız altı ay süreyle kentin çeşitli noktalarında ölçüm ve analizler yapmak üzere “Hava Kalitesi Ölçüm Aracı”nı kentte görevlendirmişti. Ancak tehlike sadece hava kirliliği değildi. Zeytinyağı üretimi sonucunda kirleticiliği yüksek dekantasyon atık suları ile ilgili bir denetim neden yapılmamıştır? Denetimler yapıldıysa sonuçlarına yönelik hangi işlemler yapılmıştır?
İnsan sağlığı açısından vazgeçilmezimiz olan zeytinin adının çevre kirliliği ile anılıyor olması da son derece çelişkili bir durum yaratmaktadır. Bununla ilgili Bakanlığınız ivedi olarak hangi çalışmaları yapacaktır?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığına verdiği soru önergesinde Ayvalık’ta yaşanan çevre felaketine dikkat çekti. Akın önergesinde, vatandaşların uzun zamandır şikayetçi olduğu, yerel yönetimin üzerinde hassasiyetle durduğu prina fabrikasının çevreye olan tehdit ile ilgili vatandaşların ne kadar haklı olduğunun ortaya çıktığını vurguladı. “Geliyorum diyen felaket geldi. Felaketin sorumlusu vatandaşa kulak tıkayan iktidardır.” diyen Ahmet Akın, şu görüşleri dile getirdi:
“Ayvalık’ta prina fabrikasının havuz duvarı yıkıldı. Etrafa tonlarca zeytin karasuyu aktı, derelerdeki temiz su kirlendi. Vatandaşlar tarafından uzun zamandır kapatılması istenen fabrika yüzünden korkulan çevre felaketi vatandaşların endişelerinde ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu. Büyük bir doğa tahribatı yaratan olay konusunda Bakanlığınızı ve yetkili kurumları bir çok kez uyarmamıza rağmen bu felaketin yaşanması bundan sonra yaşanacakların da adeta habercisi oldu.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Bakan Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
Her ne kadar mevzuat gerekleri kağıt üzerinde yerine getirilse de gerçekte mevzuata uyulmadığı yaşanan çevre felaketleri ile ortaya çıkmaktadır. Yetkililer tarafından yapılan denetimlerin yetersizliği, mevzuattaki boşluklardan yararlanılıp fırsata dönüştürülen iş ve eylemler sonucunda çevre kirliliğine yol açılması ve insan sağlığına zarar verilmesi vatandaşlarımızı son derece endişelendirmektedir. Ki bu endişede vatandaşlarımız haklı çıkmıştır. Denetimleriniz ve denetimler sonrası uyguladığınız yaptırımlar en yetkili kurum olmanıza rağmen neden yetersizdir?
Felaketin habercisi şikayetler Bakanlığınız tarafından neden dikkate alınmadı?
Başlayan ve sonuç almakta gecikilen denetimlerde neden geç kalındı, neden bu kadar zamanda sonuç alınamadı?
Nikita Deresi’ne karasu tahliye eden ve kentte olumsuz hava kirliliği yaratan prina fabrikasına yönelik Bakanlığınız altı ay süreyle kentin çeşitli noktalarında ölçüm ve analizler yapmak üzere “Hava Kalitesi Ölçüm Aracı”nı kentte görevlendirmişti. Ancak tehlike sadece hava kirliliği değildi. Zeytinyağı üretimi sonucunda kirleticiliği yüksek dekantasyon atık suları ile ilgili bir denetim neden yapılmamıştır? Denetimler yapıldıysa sonuçlarına yönelik hangi işlemler yapılmıştır?
İnsan sağlığı açısından vazgeçilmezimiz olan zeytinin adının çevre kirliliği ile anılıyor olması da son derece çelişkili bir durum yaratmaktadır. Bununla ilgili Bakanlığınız ivedi olarak hangi çalışmaları yapacaktır?