Yozgat’ta adını Karabük’ün Safranbolu ilçesinden alan ve dünyanın en pahalı baharatları arasında bulunan safran bitkisinin hasadına başlandı.
Yozgat’ta adını Karabük’ün Safranbolu ilçesinden alan ve dünyanın en pahalı baharatları arasında bulunan safran bitkisinin hasadına başlandı. Gıda, ilaç ve kozmetik gibi birçok alanda kullanılan safran bitkisinin kilogramı kalitesine göre 600 bin liraya kadar çıkıyor.
Banka müdürlüğünden emekli olduktan sonra Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Cihanşarlı köyüne yerleşen 54 yaşındaki Arif Tüysüz, kilogramı 600 bin lirayı bulan safran bitkisini yetiştirmeye karar verdi. 9 yıldır çiftçilikle uğraşan ve bu zaman zarfında birçok aromatik bitki üreten Tüysüz, 5 dönüm alan üzerine 80 bin safran soğanı ekti. Sonbahar çiçeği olarak da adlandırılan safran bitkisinin hasadına ekim ayı ile birlikte başlayan Tüysüz, dönümden 300 gram verim elde etmeyi hedefliyor.
3 bin 500 yıllık geçmişe sahip olan, Bizans döneminde Batı Anadolu’da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan ve ‘dünyanın en pahalı baharatı’ olarak adlandırılan safranın sökümü de çok ince bir işçilikle yapılıyor. Anti tümör özelliğinin olduğu bilinen safran bitkisi, kanser, öksürük, astım, bronşit, cilt, bağışıklık ve hormon bozukluğu gibi hastalıklara da iyi geliyor. Mutluluk hormonu serotonin salgılanmasına yardımcı olduğu için dünyada ‘mutluluk iksiri’ olarak da bilinen safran bitkisi ayrıca kendi miktarının 100 bin katı suyu sarı renge boyuyor.
5 dönüm alan üzerine 80 bin safran soğanı ekti
5 dönüm alana 80 bin safran soğanı ektiğini söyleyen çiftçi Arif Tüysüz, ‘Banka müdürüydüm, emekli olduktan sonra tarımla uğraşmaya başladım. Siyah nohut, çörek otu, kuru bezelye, yerli mercimek gibi farklı ürünler ekmeye başladım. Alternatif bitkiler olarak bunları deniyorum. Bu kez de Safranbolu’da yetişen safranı memleketimizde denemek için girişimde bulunduk. 5 dönüm alana 80 bin adet safran soğanı ektik. İki sene oldu, ilk senede istediğimiz verimi yağışların azlığından dolayı alamadık. Bu sene verim çok iyi. İnternette satışlarını yapıyoruz, kilogramı 600 bin liraya kadar çıkabiliyor’ dedi.
Dönüm başına 300 gram verim bekleniyor
Safran hasadının çok ince bir işçilikle elle yapıldığını belirten Tüysüz, ‘Toplaması gerçekten çok meşakkatli, günlük toplamanız gerekiyor. Daha sonra kırmızı ve sarı olan tohumcukları ayırmanız gerekiyor ve kurutuyorsunuz. 5 dönüm alandan ortalama dekar başına 300 gram ürün bekliyoruz. Bir iki hafta daha toplama işimiz devam edecek, yağmurla birlikte verimin daha da artacağını düşünüyorum’ şeklinde konuştu.
Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinin sofralarını süslüyor
Safran bitkisini ekimini Yozgat’ta ilk kez 5 dönüm alana kendilerinin gerçekleştirdiğini anlatan Tüysüz, ‘Safran Uzakdoğu mutfağında kullanılıyor, Ortadoğu ülkelerinde Suriye ve Irak’ta, ayrıca Arap ülkeleri de yemeklerde kullanıyor. Ayrıca kimya sanayiinde kullanılıyor. Safranın bir gramı bir ton suyu renklendirebiliyor, böyle de bir özelliği de var. Yozgat’ta ilk kez 5 dönüm gibi büyük bir alana ekimini gerçekleştiren biz olduk. En çok otla mücadelede sıkıntı yaşadık. İlaç olmadığı için çapa ile uğraştık. Suyumuz az, yağmuru bekliyoruz. Bu sene havalar sıcak geçti. Normalde eylül ve ekim aylarında hasadının yapılması gerekiyordu ancak biraz hasadı geçe kaldı’ ifadelerini kullandı.
Yozgat’ta adını Karabük’ün Safranbolu ilçesinden alan ve dünyanın en pahalı baharatları arasında bulunan safran bitkisinin hasadına başlandı. Gıda, ilaç ve kozmetik gibi birçok alanda kullanılan safran bitkisinin kilogramı kalitesine göre 600 bin liraya kadar çıkıyor.
Banka müdürlüğünden emekli olduktan sonra Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Cihanşarlı köyüne yerleşen 54 yaşındaki Arif Tüysüz, kilogramı 600 bin lirayı bulan safran bitkisini yetiştirmeye karar verdi. 9 yıldır çiftçilikle uğraşan ve bu zaman zarfında birçok aromatik bitki üreten Tüysüz, 5 dönüm alan üzerine 80 bin safran soğanı ekti. Sonbahar çiçeği olarak da adlandırılan safran bitkisinin hasadına ekim ayı ile birlikte başlayan Tüysüz, dönümden 300 gram verim elde etmeyi hedefliyor.
3 bin 500 yıllık geçmişe sahip olan, Bizans döneminde Batı Anadolu’da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan ve ‘dünyanın en pahalı baharatı’ olarak adlandırılan safranın sökümü de çok ince bir işçilikle yapılıyor. Anti tümör özelliğinin olduğu bilinen safran bitkisi, kanser, öksürük, astım, bronşit, cilt, bağışıklık ve hormon bozukluğu gibi hastalıklara da iyi geliyor. Mutluluk hormonu serotonin salgılanmasına yardımcı olduğu için dünyada ‘mutluluk iksiri’ olarak da bilinen safran bitkisi ayrıca kendi miktarının 100 bin katı suyu sarı renge boyuyor.
5 dönüm alan üzerine 80 bin safran soğanı ekti
5 dönüm alana 80 bin safran soğanı ektiğini söyleyen çiftçi Arif Tüysüz, ‘Banka müdürüydüm, emekli olduktan sonra tarımla uğraşmaya başladım. Siyah nohut, çörek otu, kuru bezelye, yerli mercimek gibi farklı ürünler ekmeye başladım. Alternatif bitkiler olarak bunları deniyorum. Bu kez de Safranbolu’da yetişen safranı memleketimizde denemek için girişimde bulunduk. 5 dönüm alana 80 bin adet safran soğanı ektik. İki sene oldu, ilk senede istediğimiz verimi yağışların azlığından dolayı alamadık. Bu sene verim çok iyi. İnternette satışlarını yapıyoruz, kilogramı 600 bin liraya kadar çıkabiliyor’ dedi.
Dönüm başına 300 gram verim bekleniyor
Safran hasadının çok ince bir işçilikle elle yapıldığını belirten Tüysüz, ‘Toplaması gerçekten çok meşakkatli, günlük toplamanız gerekiyor. Daha sonra kırmızı ve sarı olan tohumcukları ayırmanız gerekiyor ve kurutuyorsunuz. 5 dönüm alandan ortalama dekar başına 300 gram ürün bekliyoruz. Bir iki hafta daha toplama işimiz devam edecek, yağmurla birlikte verimin daha da artacağını düşünüyorum’ şeklinde konuştu.
Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinin sofralarını süslüyor
Safran bitkisini ekimini Yozgat’ta ilk kez 5 dönüm alana kendilerinin gerçekleştirdiğini anlatan Tüysüz, ‘Safran Uzakdoğu mutfağında kullanılıyor, Ortadoğu ülkelerinde Suriye ve Irak’ta, ayrıca Arap ülkeleri de yemeklerde kullanıyor. Ayrıca kimya sanayiinde kullanılıyor. Safranın bir gramı bir ton suyu renklendirebiliyor, böyle de bir özelliği de var. Yozgat’ta ilk kez 5 dönüm gibi büyük bir alana ekimini gerçekleştiren biz olduk. En çok otla mücadelede sıkıntı yaşadık. İlaç olmadığı için çapa ile uğraştık. Suyumuz az, yağmuru bekliyoruz. Bu sene havalar sıcak geçti. Normalde eylül ve ekim aylarında hasadının yapılması gerekiyordu ancak biraz hasadı geçe kaldı’ ifadelerini kullandı.