Nöbetçi Eczaneler
Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte üst solunum yolları hastalıkları salgınında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Yaşam kalitesini düşüren salgınlara karşı vatandaşlar şifayı önleyici sağlık tedbirleri kapsamında aktarlarda arıyor.
Birçok şifalı bitkilerin karışımıyla elde edilen kış çayları başta olmak üzere ıhlamur, kuşburnu, adaçayı bağışıklığı güçlendirip, üst solunum yolu hastalıklarına karşı koruma geliştiriyor. Kış aylarının gelmesiyle birlikte gribal enfeksiyon vakalarında artış yaşandığını dikkat çeken Aktar Hüseyin Öksüz, vatandaşların hastanelere gitmeden önce kışlık çaylarını alarak hastalıklara karşı bağışıklıklarını güçlendirmeyi amaçladığını belirtti. Bitkilerden şifa aramanın önleyici sağlık yöntemi olduğunu kaydeden Öksüz, “Lokman Hekim’den bu yana bitkiler insanların şifa kaynağı olmuştur. Hastalıklara doğru bitkiyi kullanarak geriletebilir hatta önleyici özelliğiyle o hastalığa karşı bir koruma elde edebilirsiniz. Bunun için hangi hastalığa karşı hangi bitkiyi kullanacağınızı iyi bilmelisiniz. Doğru bitkiyi kullansanız da dozajını iyi ayarlayamazsanız şifa aradığınız o bitki size zarar verebilir.
HAVALAR SOĞUYUNCA KIŞ ÇAYLARINA RAĞBET ARTIYOR
Bitkisel tedavide sürekli kullanımın sorunu gidermeye büyük katkı sunduğunu belirten Hüseyin Öksüz, “İlaç tedavisinde olduğu gibi şifa için kullanılan bitkilerde belli bir süreklilik olmalıdır. Bir ilacı ilk içtiğinizde hemen şifa bulamıyorsanız, belli bir süre kullandıktan sonra şifa vermeye başlıyorsa şifalı bitkileri de belli bir süre kullandıktan sonra size etki ediyor. Örneğin; şu anda havalar soğuduğu için gribal enfeksiyon, nezle, kırgınlık, öksürük gibi hastalıklar yaygın. Birçok bitkinin karışımıyla elde edilen kış çayları bu dönemde çok satılıyor. Ancak bu bitkileri hastalığa yakalanmadan günde bir-iki defa düzenli olarak kullandığınızda bağışıklığınız artacaktır” dedi.
FAZLASI ZARAR
Bitkisel çayların kullanımının bilinçli bir şekilde olması gerektiğini ifade eden Hüseyin Öksüz, “ Bu bitkilerin en önemli özelliği bağışıklığı güçlendirmektir. Bağışıklığınız güçlü oldu mu hastalıklara karşı doğal bir koruma sağlıyorsunuz. Ihlamur, ada çayı, kuşburnu gibi bitkilerin yanı sıra zencefil, zerdeçal, tarçın gibi sert baharatlar en etkili ürünlerdir. Ancak bu ürünleri çok tüketmek de zararlıdır. Günde birkaç defa içilen kış çayları zarar vermez ancak fazlası vücutta olumsuz yansımaları olur” dedi.
TEK BAŞINA TEDAVİ ARACI DEĞİL
İnsanların birçok hastalık ve durumun için aktarları tercih ettiğini belirten Hüseyin Öksüz, “Aktarlar kamuoyunda şifahaneler olarak görülür. Bir rahatsızlığı olan o şikayetiyle ilgili mutlaka bir bitkiden şifa bulmak için buraya gelir. Ancak bunlar tek başına bir tedavi aracı değildir. Örneğin şeker, tansiyon gibi kronik hastalıklar için ilaçlar kullanılmalıdır. Ancak hasta kişi şekerini veya tansiyonunu düzende tutmak adına aktarlardaki bitkilerden faydalanabilir. İkisi bir arada olduğunda hasta kişinin yaşam standardı yükseliyor” dedi.
Birçok şifalı bitkilerin karışımıyla elde edilen kış çayları başta olmak üzere ıhlamur, kuşburnu, adaçayı bağışıklığı güçlendirip, üst solunum yolu hastalıklarına karşı koruma geliştiriyor. Kış aylarının gelmesiyle birlikte gribal enfeksiyon vakalarında artış yaşandığını dikkat çeken Aktar Hüseyin Öksüz, vatandaşların hastanelere gitmeden önce kışlık çaylarını alarak hastalıklara karşı bağışıklıklarını güçlendirmeyi amaçladığını belirtti. Bitkilerden şifa aramanın önleyici sağlık yöntemi olduğunu kaydeden Öksüz, “Lokman Hekim’den bu yana bitkiler insanların şifa kaynağı olmuştur. Hastalıklara doğru bitkiyi kullanarak geriletebilir hatta önleyici özelliğiyle o hastalığa karşı bir koruma elde edebilirsiniz. Bunun için hangi hastalığa karşı hangi bitkiyi kullanacağınızı iyi bilmelisiniz. Doğru bitkiyi kullansanız da dozajını iyi ayarlayamazsanız şifa aradığınız o bitki size zarar verebilir.
HAVALAR SOĞUYUNCA KIŞ ÇAYLARINA RAĞBET ARTIYOR
Bitkisel tedavide sürekli kullanımın sorunu gidermeye büyük katkı sunduğunu belirten Hüseyin Öksüz, “İlaç tedavisinde olduğu gibi şifa için kullanılan bitkilerde belli bir süreklilik olmalıdır. Bir ilacı ilk içtiğinizde hemen şifa bulamıyorsanız, belli bir süre kullandıktan sonra şifa vermeye başlıyorsa şifalı bitkileri de belli bir süre kullandıktan sonra size etki ediyor. Örneğin; şu anda havalar soğuduğu için gribal enfeksiyon, nezle, kırgınlık, öksürük gibi hastalıklar yaygın. Birçok bitkinin karışımıyla elde edilen kış çayları bu dönemde çok satılıyor. Ancak bu bitkileri hastalığa yakalanmadan günde bir-iki defa düzenli olarak kullandığınızda bağışıklığınız artacaktır” dedi.
FAZLASI ZARAR
Bitkisel çayların kullanımının bilinçli bir şekilde olması gerektiğini ifade eden Hüseyin Öksüz, “ Bu bitkilerin en önemli özelliği bağışıklığı güçlendirmektir. Bağışıklığınız güçlü oldu mu hastalıklara karşı doğal bir koruma sağlıyorsunuz. Ihlamur, ada çayı, kuşburnu gibi bitkilerin yanı sıra zencefil, zerdeçal, tarçın gibi sert baharatlar en etkili ürünlerdir. Ancak bu ürünleri çok tüketmek de zararlıdır. Günde birkaç defa içilen kış çayları zarar vermez ancak fazlası vücutta olumsuz yansımaları olur” dedi.
TEK BAŞINA TEDAVİ ARACI DEĞİL
İnsanların birçok hastalık ve durumun için aktarları tercih ettiğini belirten Hüseyin Öksüz, “Aktarlar kamuoyunda şifahaneler olarak görülür. Bir rahatsızlığı olan o şikayetiyle ilgili mutlaka bir bitkiden şifa bulmak için buraya gelir. Ancak bunlar tek başına bir tedavi aracı değildir. Örneğin şeker, tansiyon gibi kronik hastalıklar için ilaçlar kullanılmalıdır. Ancak hasta kişi şekerini veya tansiyonunu düzende tutmak adına aktarlardaki bitkilerden faydalanabilir. İkisi bir arada olduğunda hasta kişinin yaşam standardı yükseliyor” dedi.