TEMA Vakfı Balıkesir İl Temsilciliği’nin Edremit İlçe Sorumluluğunun planlaması ile düzenlediği “Toprağa Saygı Yürüyüşü” Havran’da gerçekleştirildi. Yürüyüşe TEMA Vakfı Balıkesir İl Temsilcisi Metin Kuter, Genç TEMA Vakfı üyeleri ile TEMA Vakfı Gönüllüleri ile birlikte Havran İlçesinde eğitim öğretim veren 9 okuldan toplam 180 öğrenci katıldı.
Yarbaşı Meydanında katılımcıların toplanmasıyla başlayan yürüyüş Sakarya Caddesi boyunca sürdü ve Hamambaşı Meydanı’nda sona erdi. Yürüyüşe katılanlar sloganlar atıp, “Suyu düştüğü, toprağı olduğu yerde tut”, “Toprağa Yatırım, geleceğe yatırım”, “İklim için birleş” yazılı pankartlar taşıdı.
Yürüyüş sonunda TEMA Vakfı Edremit İlçe Sorumlusu Ebru Tunçel tarafından bir basın açıklaması yapıldı. TEMA Vakfı’nın bu yıl 13 – 19 Kasım tarihleri arasında kutlanan Erozyonla Mücadele Haftası’nı “Türkiye Çöl Olmasın” sloganıyla karşıladığını anımsatan Tunçel, “Ülkemizin önemli bir bölümü çölleşme riski altındadır. Çölleşmenin en önemli sebeplerinden biri de erozyon. İklim kriziyle artan şiddetli yağışlarsa erozyonu artırarak topraklarımızı yok ediyor. Toprağı korumanın hepimizin görevi olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum.” dedi
Tunçel’in açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye 1994 yılında, TEMA Vakfı’nın yıllardır birlikte anıldığı “Türkiye Çöl Olmasın!” sloganı ile tanışmış ve slogan o dönem toplumda büyük yankı uyandırmıştı. Önlem alınmadığı takdirde, ülkemizin çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu ilk kez bu kadar yüksek sesle dile getirilmişti. TEMA Vakfı 29 yılın ardından insan faaliyetlerinin neden olduğu ekolojik tahribatların ve bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük tehdit olan iklim krizinin şiddetinin artması nedeniyle bir kez daha “Türkiye Çöl Olmasınö diyor ve iklim krizi, erozyon, çölleşme ve kuraklığın ülkemizdeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyoruz.”
“2030 YILINA GELMEDEN SU FAKİRİ OLABİLİRİZ”
“İklim krizine dur demezsek sıcak hava dalgaları sıklığını ve şiddetini artıracak, buna bağlı olarak su varlıklarımız giderek azalacak. Bugün kişi başına düşen 1.347 m3 su miktarı ile su kıtlığı çeken bir konumda olan ülkemizin, nüfus artışı ve su potansiyelindeki azalma ile birlikte 2030 yılından önce su fakiri bir ülke konumuna geleceği öngörülüyor. Yapılan araştırmalar, 2070 yılına gelindiğinde Akdeniz Havzası’nın en büyük gölü olan Beyşehir Gölü başta olmak üzere ülkemizin birçok su varlığının yok olacağını gösteriyor.”
ÜLKEMİZ ŞİMDİDEN CİDDİ BİR KURAKLIK TEHDİDİ ALTINDA…
“Artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar sonucu yaşanan kuraklıklar, tarımsal üretimi de ciddi boyutta etkilemektedir. Ülkemizin birçok bölgesinde şiddetli kuraklık yaşanıyor. Küresel ısınmanın 1.5°C’de sınırlanmaması durumunda, 2050 yılına gelindiğinde tarımsal ürünlerin verimliliği %45 oranında azalacak. Küresel gıda ihtiyacının %35-56 oranında artacağı göz önünde bulundurulduğunda, toprak varlığımızı korumanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Ancak ülkemiz karasal alanının yaklaşık 3/4’ü orta ve yüksek şiddette çölleşme riski altında. Çölleşmenin en önemli sebeplerinden biri de erozyon. İklim kriziyle artan şiddetli yağışlarsa erozyonu artırarak topraklarımızı yok ediyor.”
“İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE İÇİN TOPRAĞI KORUMALIYIZ”
“Toprak; atmosferden karbonu alan bitkilerin yaşam alanı olmasının yanı sıra en büyük karbon deposudur. Bu nedenle iklim krizinin etkilerini azaltan çözümlerin odağında toprağın korunması yer alıyor. İklim kriziyle mücadele için toprağı korumak hepimizin görevidir. Sera gazı salımının 2030 yılına kadar en az %35 oranında azaltılması, kömür başta olmak üzere fosil yakıt kullanımına son verilmesi ve toprak varlığımızın korunarak çölleşme ile mücadele edilmesi konusundaki çağrımızı yineliyoruz.”
Etkinliğin ardından TEMA Vakfı Gönüllüleri Havran Terzizade Konağı ve Havran Kent Müzesini de ziyaret edip, gezdi.
Yarbaşı Meydanında katılımcıların toplanmasıyla başlayan yürüyüş Sakarya Caddesi boyunca sürdü ve Hamambaşı Meydanı’nda sona erdi. Yürüyüşe katılanlar sloganlar atıp, “Suyu düştüğü, toprağı olduğu yerde tut”, “Toprağa Yatırım, geleceğe yatırım”, “İklim için birleş” yazılı pankartlar taşıdı.
Yürüyüş sonunda TEMA Vakfı Edremit İlçe Sorumlusu Ebru Tunçel tarafından bir basın açıklaması yapıldı. TEMA Vakfı’nın bu yıl 13 – 19 Kasım tarihleri arasında kutlanan Erozyonla Mücadele Haftası’nı “Türkiye Çöl Olmasın” sloganıyla karşıladığını anımsatan Tunçel, “Ülkemizin önemli bir bölümü çölleşme riski altındadır. Çölleşmenin en önemli sebeplerinden biri de erozyon. İklim kriziyle artan şiddetli yağışlarsa erozyonu artırarak topraklarımızı yok ediyor. Toprağı korumanın hepimizin görevi olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum.” dedi
Tunçel’in açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye 1994 yılında, TEMA Vakfı’nın yıllardır birlikte anıldığı “Türkiye Çöl Olmasın!” sloganı ile tanışmış ve slogan o dönem toplumda büyük yankı uyandırmıştı. Önlem alınmadığı takdirde, ülkemizin çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu ilk kez bu kadar yüksek sesle dile getirilmişti. TEMA Vakfı 29 yılın ardından insan faaliyetlerinin neden olduğu ekolojik tahribatların ve bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük tehdit olan iklim krizinin şiddetinin artması nedeniyle bir kez daha “Türkiye Çöl Olmasınö diyor ve iklim krizi, erozyon, çölleşme ve kuraklığın ülkemizdeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyoruz.”
“2030 YILINA GELMEDEN SU FAKİRİ OLABİLİRİZ”
“İklim krizine dur demezsek sıcak hava dalgaları sıklığını ve şiddetini artıracak, buna bağlı olarak su varlıklarımız giderek azalacak. Bugün kişi başına düşen 1.347 m3 su miktarı ile su kıtlığı çeken bir konumda olan ülkemizin, nüfus artışı ve su potansiyelindeki azalma ile birlikte 2030 yılından önce su fakiri bir ülke konumuna geleceği öngörülüyor. Yapılan araştırmalar, 2070 yılına gelindiğinde Akdeniz Havzası’nın en büyük gölü olan Beyşehir Gölü başta olmak üzere ülkemizin birçok su varlığının yok olacağını gösteriyor.”
ÜLKEMİZ ŞİMDİDEN CİDDİ BİR KURAKLIK TEHDİDİ ALTINDA…
“Artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar sonucu yaşanan kuraklıklar, tarımsal üretimi de ciddi boyutta etkilemektedir. Ülkemizin birçok bölgesinde şiddetli kuraklık yaşanıyor. Küresel ısınmanın 1.5°C’de sınırlanmaması durumunda, 2050 yılına gelindiğinde tarımsal ürünlerin verimliliği %45 oranında azalacak. Küresel gıda ihtiyacının %35-56 oranında artacağı göz önünde bulundurulduğunda, toprak varlığımızı korumanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Ancak ülkemiz karasal alanının yaklaşık 3/4’ü orta ve yüksek şiddette çölleşme riski altında. Çölleşmenin en önemli sebeplerinden biri de erozyon. İklim kriziyle artan şiddetli yağışlarsa erozyonu artırarak topraklarımızı yok ediyor.”
“İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE İÇİN TOPRAĞI KORUMALIYIZ”
“Toprak; atmosferden karbonu alan bitkilerin yaşam alanı olmasının yanı sıra en büyük karbon deposudur. Bu nedenle iklim krizinin etkilerini azaltan çözümlerin odağında toprağın korunması yer alıyor. İklim kriziyle mücadele için toprağı korumak hepimizin görevidir. Sera gazı salımının 2030 yılına kadar en az %35 oranında azaltılması, kömür başta olmak üzere fosil yakıt kullanımına son verilmesi ve toprak varlığımızın korunarak çölleşme ile mücadele edilmesi konusundaki çağrımızı yineliyoruz.”
Etkinliğin ardından TEMA Vakfı Gönüllüleri Havran Terzizade Konağı ve Havran Kent Müzesini de ziyaret edip, gezdi.