Geçtiğimiz hafta sonunda iki günlük bir ziyaret için Balıkesir’in Sındırgı ilçesine gittik. Sındırgı, Balıkesir’in güneydoğusunda yer alan, Manisa’nın Akhisar, Kırkağaç Demirci ve Gördes ilçeleri ile Kütahya’nın Simav ilçesine komşuluğu olan şirin bir dağ ilçesidir.

Sındırgı’nın şehir olarak kuruluşu 18.yy.’ın sonlarına dayanmaktadır. Bölgede Persler, Lidyalılar ve Bergama Krallığı ile birlikte Romalılar yaşamıştır. Bölgede Türk egemenliği Selçuklular döneminde başlamıştır. Karesi Beyliği egemenliğinden sonra Osmanlıların egemenliği söz konusu olmuştur. Yörede Çavdarlılar, Avşarlılar diye bilinen Türkmenler yaşamıştır.

Kertil çam ormanları arasında yer alan Sındırgı, bir yandan termal su kaynakları, diğer yandan ilçenin içinden geçen Simav Çayı ve Çaygören Barajı şehre değer katarak, doğal bir güzellik kazandırmaktadır. Sındırgı, termal kaynakları bol olan bir yerleşim yeri. Hisaralan Termal ile Emendere Termal olmak üzere iki önemli termal kaynağı bulunmaktadır.

Sındırgı’ya birçok kez ziyaretlerde bulundum. Her ziyaretimde şehrin biraz daha geliştiğini ve güzelleştiğine şahit oldum. Şehrin emini, Belediye Başkanı Ekrem Yavaş şehre katma değer katmak, şehirde yaşayan insanları daha fazla mutlu etmek, şehrin ekonomik değerini arttırmak adına gecesini gündüzüne katarak çalıştığına şahitlik ettim. Bu hafta sonu yaptığım ziyarette de bunu bir kez daha gözlemlemek nasip oldu. Hafta sonunu Sındırgı’da Osmanlar Mahallesi (köyü)’nde geçirdik. Osmanlar mahallesinde eski ifadeyle köyünde dostlarımız bizleri her zamanki gibi sevgileri ve muhabbetle karşıladılar. Köydeki insanların sohbetinin tadına doyum olmadı. Gecenin ilerleyen vakitlerine kadar geçmişten geleceğe bir seyir yaparcasına sohbet ettik. Şehrin her yeri yemyeşil. Yaz ayı kendini iyiden iyiye hissettiriyordu. Köyde yaptığımız kahvaltının lezzetine doyum yoktu. Zühtü beyin ikramı tap teze süt ise, bizleri bir başka hoşnut etti. Köyde yaptığımız kahvaltı mis gibi köy kokusu tadındaydı.

Pazar günü unutamayacağımız anılar yaşamak nasip oldu. Osmanlar Mahallesi’ne yakın Sındırgı-Simav yoluna paralel süzülerek gelen Simav Çayı’nda balık tutmak ve sonrasında yakılan ateşte balığın tadına bakmak ayrı bir mutluluk yaşamamıza imkan tanıdı. Çay balığının lezzetine doyum yoktu. Birde odun ateşinin közünde pişirmek apayrı bir damak tadı bıraktı bizlerde. Balık faslından sonra uzun zamandır görmek istediğim Hisaralan Termal suyunun çıktığı noktayı görme imkanı buldum. Termal suyun çıktığı yer adeta bir tabiat harikası. Suyun sıcaklığı 80-100 derece aralığında suya elinizi dahi sokabilmeniz mümkün değil. Buradaki termal suları flüorür ve sodyum bir karbonat içermektedir. Bu nedenle birçok hastalık için şifa kaynağı. Şu anda buradaki termal kaynağı şehir merkezinin ısınmasında kullanılmaktadır. Ayrıca bölgede seracılık yapımı noktasında ciddi teşebbüsler yapılmaktadır. Profesyonel olmamakla beraber devam eden seracılık daha bir profesyonel işletmeler kurulması için çalışmalar yürütülmektedir. Yine bu kaynak suyu ile meyve ve sebze kurutma yöntemi de yapılması için girişimler devam etmektedir.  Bölgede eski zamanlardan kalma tesisler var. Yeni tesisler kurulması içinde çalışmalar yürütülmektedir. Termal suyun kaynağının bulunduğu yer turizm için ayrı bir önem taşımaktadır. Burada yıllarca tabiatın oluşturduğu dikikler ve sarkıtlar bulunmakta. Ayrıca suyun çıktığı noktada tıpkı Denizli Pamukkale’deki gibi tabiat harikası travertenler oluşmuş. Çevresi ise orman. Bu alan bir an önce turizme kazandırılmalıdır. Belediye Başkanı Ekrem Yavaş bu yönde çok ciddi adımlar atmakta ve gayret göstermektedir. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Valilik, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü buraya el atmalıdır. Burada yapılacak her türlü çalışma şehre katma değer katacak ve şehir yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri haline gelmesini sağlayacaktır. Böylesi değerler ve tabiat güzelliği dünyada az bulunan nimetlerdir. Bizde ise bu tarz tabiat güzellikleri bir hayli fazla o nedenle de bunların çok fazla değerini bilmiyoruz.

Sındırgı’da bulunun bir diğer termal kaynağı Emandere Termal. Bu termal kaynağı başta sedef hastalığı olmak üzere, mantar, uyuz, egzama gibi birçok cilt hastalığının tedavisinde fayda sağlamaktadır. Burada 2005’li yıllarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkıları ile bir termal otel yapılmış ve hala günümüzde misafirlerine hizmet vermeye devam etmektedir. Bu tesisin bulunduğu bölgede tabiat harikası. Ormanın içinde, yeşilliğin her tonunun bulunduğu bir yerde yer almakta, burada kendinizi oksijen deposunun içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Emandere Termal suyunun sıcaklık derecesi 32 derece civarında.

Simav Çayı ve Çaygören Barajı Sındırgı’ya ayrı bir güzellik katan iki önemli değer. Barajda balıkçılık da yapılmakta. Barajda tutulan sazan balığı da ayrı bir lezzette. Buraya yolu düşenler mutlaka çay balığı ve sazan balığı yemeden, şehirden ayrılmamalıdırlar.

Sındırgı’nın dinamik, yerinde duramayan başarılı Başkanı Ekrem Yavaş her gün şehrin değerini arttırmak için arı gibi çalışmakta, proje üstüne proje geliştirmekte. Türkiye’nin hemen hemen birçok yerine gittim, birçok belediye başkanı ile tanışmak nasip oldu. Ancak Ekrem Başkan hepsinden farklı. Şehre değer katma adına didinen, çabalayan ve benzeri ender rastlanacak bir şahsiyet. Kendisinde hiç bitmek bilmeyen bir dinamizm var. Bu yönüyle kendisini yürekten kutluyorum. Sındırgı’ya geldiğinizde Şerif Ali Paşa Camiini, bir zamanlar pehlivanlar diyarı olması hasebiyle onun anısına yapılmış “Güreş Müzesi”ni, “Hanımeli Çarşısı”nı mutlaka ziyaret edin. Sındırgı’nın önemli bir değeri de el dokuması geleneksel “Yağcıbedir Halısı”. Yüzyıllardır Yörüklerin el emeği göz nuru olan el dokuması halılar, makine halılarına yenilmemek için direnerek ayakta kalmaya çalışmakta. Sındırgı’nın sembolü olan bu el dokuma halıların yaşatılması içine belediye başkanı ciddi bir emek vermektedir. Sındırgı’ya yapılacak bir ziyarette şehrin oksijen deposu “Kertil Çam Orman”larını da görmeyi ihmal etmek gerekir. Şehirden ayrılırken ismini kertil çam ormanlarından alan ve işletmecisi Himmet Soyak olan kardeşimizin “Kertil Çam Kolonyaları”ndan almamak olmaz. Unutulmayacak bir hediye. Eğer Sındırgı’yı hafta sonu ziyaret ediyorsanız cumartesi günleri kurulan ve köylülerin kendi yöresel ürünlerini de satışa sundukları semt pazarına mutlaka uğramak gerekir.

Sındırgı her geçen gün gelişmekte. Artık göç veren değil, göç alan noktaya doğru ilerlemekte. Şehri bir adım daha öteye taşımaya çalışan kıymetli belediye başkanı sayın Ekrem Yavaş başta olmak üzere oradaki dostlarımıza, hassaten bizlere ev sahipliği yapan Osmanlar Mahallesi (köyü)’nde doğup büyümüş ve köyünü hiçbir zaman için ihmal etmemiş, bulduğu her fırsatta köyüne gitmeye gayret eden, Sındırgı’yı içine sindirerek yaşamayı kendine düstur edinmiş Yılmaz Avcı kardeşimize teşekkürlerimi sunuyorum. Sındırgı’da dopdolu yaşadığım ve bende çok büyük mutluluk ve huzur bırakan bu hafta sonunu hiçbir zaman unutmayacağım. Bu doğal ve tabiat harikası şehri tek cümleyle ifade edecek olursak şunu söyleyebiliriz.

Sındırgı, yaşanır anlatılmaz.