Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sanayicilerin krediye erişim engelinin ilerleyen dönemde iyileşeceğini, vize sorunu konusunda Avrupa Birliği ile her platformda konuştuklarını ve ara eleman sorununa çözüm olacak meslek okulları, meslek liseleri ve meslek yüksekokullarının sayısını artırdıklarını belirterek, ‘Sanayicilerin gönülleri ferah olsun’ dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sanayicilerin krediye erişim engelinin ilerleyen dönemde iyileşeceğini, vize sorunu konusunda Avrupa Birliği ile her platformda konuştuklarını ve ara eleman sorununa çözüm olacak meslek okulları, meslek liseleri ve meslek yüksekokullarının sayısını artırdıklarını belirterek, ‘Sanayicilerin gönülleri ferah olsun’ dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bakanlık Binası Konferans Salonu’nda basın mensupları ile tanışma toplantısı gerçekleştirdi. Bakan Kacır, toplantıda sektör muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır burada yaptığı konuşmada, Almanya’nın, Güney Kore’nin ve Fransa’nın kendi otomobil markaları olduğunu hatırlatarak, ‘Neden Türkiye’nin otomobil markaları olmasın? Yani böylesine bir hedefi eleştirmek yerine herkesin aslında buna sahip çıkması lazım. Hatta Türkiye’de bir Devrim otomobili rüyası akamete uğramış, bu da milletin gönlünde yer tutan bir meseledir, yani tabiri caizse içimizde kalmış bir uhdedir. Ama ona rağmen hem siyasi çevreler bunu eleştirdi, hem iş çevrelerinde çok sahiplenilmedi. ‘Bu bir hayal diyen oldu.’ Gerçekçi değil. Dünyada işte otomobil üreten firmalar birleşiyorlar, konsolide oluyorlar, pazar giderek zorlaşıyor, pazar koşulları güçleşiyor, ‘yeni bir markaya bu pazarda yer yok’ diyenler oldu. ‘Ya yerli markamız olsa ne olur, zaten Türkiye’de otomobil üretiliyor, ne fark eder ki’ diyenler oldu’ diye konuştu.
Togg’un üretilmesinde, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’nin katkısı olduğuna vurgu yapan Kacır, ‘Togg üzerinde Hazine ve Maliye Bakanlığımızla çok yoğun çalıştık, hem bu elektrikli araçlara ilişkin ÖTV düzenlemelerinin, tabii bunlar bütün markalara nihayetinde uygulanıyor ama asıl olan mobilitede otomotivde bizim elektrikli araçlara geçişimizin hızlı olması. O düzenlemelerde elektrikli araçların desteklenmesine dönük çalışmaları beraber yürüttük. Hem ilk defa bir sivil projeye kamu alım garantisi sunduk aslında, savunma sanayinde bu çok yaygın ve Türkiye’de bugünlere gelmesinde savunma sanayinin bu alım garantileri çok büyük bir rol oynadı. Yani çok yüksek ölçekli riskler taşıyan, büyük ölçekli Ar-Ge yatırımları gerektiren işlerde kamunun yatırımcıya sunduğu garantiler, alım garantileri o işlerin oldurulması adına bugüne kadar çok iyi sonuçlar verdi savunma sanayinde’ dedi.
‘2032’ye kadar Togg, 1 milyon araç üretecek’
Togg projesi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığındaki bir yatırıma kamu alım garantisini Hazine ve Maliye Bakanlığının desteğiyle sunduklarının bilgisini veren Kacır, ‘Bir çalışma yaptık kamunun araç ihtiyacıyla ilgili, 15 yıllık aslında bir projeksiyon yaptık ve bu ihtiyacın bir bölümünün yerli marka, milli marka, hem de yeni nesil, çevreci, sıfır emisyonlu, elektrikli otomobille, Togg’la karşılanmasını planladık, 30 bin araçlık bir alım garantisi verdik. Bir yönüyle çok büyük bir destek alım garantisi, ama bir yandan da halen özel sektör yatırımcısının başarı zorunluluğunun kendi üzerinde kaldığı bir model, çünkü nihayetinde bu dönemde, yani bizim kamu olarak 30 bin araç alacağımız bu dönemde 2032’ye kadar Togg, 1 milyon araç üretecek. Yani aslında üreteceği araçların yüzde 97’sini piyasaya satacak, yüzde 3’ünü biz kamu olarak almış olacağız. Ama tabii o 30 bin araçlık alım garantisi Togg’un finansman imkânlarına çok ciddi katkı sundu’ ifadelerini kullandı.
‘Elektrikli araç şarj istasyonu mevzuatı sayesinde şarj istasyonları çok hızlı artıyor’
Kacır, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile elektrikli araç şarj istasyonları üzerinde yeni nesil bir mevzuat çerçevesi oluşturduklarını hatırlatarak, ‘Bu sayede tabii şarj istasyonları çok hızlı artıyor, ben de rakamları yakından takip ediyorum. Biz bir destek programı da yayımladık, Türkiye’de 50’ye yakın bölge kurduk, bu bölgelerde ilçe düzeyinde hedefler belirledik. Özellikle hızlı şarj istasyonlarının kamuoyuna açık olarak kurulması, herkesin yararlanabileceği şekilde işletilmesi çok değerli. Bu hızlı şarj istasyonlarına ilişkin bir destek programı başlattık Sanayi Teknoloji Bakanlığı olarak ve 81 ilin tamamında hızlı şarj istasyonları kurulmasını hedefledik. Bugüne denk şu anda herhalde bini geçtik, ben tam sayıya da müsaadenizle bakmış olayım. Evet, bin 662 soket, bu bine yakın istasyon demek aslında, bir istasyonda bazen 2 soket oluyor, bazen tek soket oluyor ve neredeyse 81 ilin tamamına şu anda yayılmış durumda’ değerlendirmesini yaptı.
Bakan Kacır, söz konusu programla bin 571 istasyon kurulacağını belirterek projenin tamamlanması ile tespit ettikleri ilçelere kadar tüm şehirlerarası yollarda şarj istasyonlarının kurulmuş olacağını dile getirdi.
Kacır, şarj istasyonlarının 2023 sonu itibarıyla 81 ilin tamamına yaygınlaşmış olacağını aktararak, ‘Tabii trafiğin yoğun olduğu, kullanımın yoğun olacağı öngörülen yerlere zaten yatırımcılar doğrudan kendilerinden yatırım yapmak istiyorlar. Biz paketleri oluştururken trafiğin çok yoğun olduğu ve doğrudan yatırımcı talebi bulunan yerlerle trafiğin o kadar yoğun olmadığı ve belki tüketici talebinin 1-2 yıl içerisinde yeşermeye başlayacağı yerleri aynı paketlere koyduk’ dedi.
‘Bu yıl elektrikli araç satışları 40 binlere yaklaşacak’
Elektrikli araç satışının geçtiğimiz 3 yıl boyunca her yıl 2 katına çıktığı bilgisini veren Kacır, ‘Yani bu yıl tabii Togg’la birlikte bu yükseliş daha radikal olacak. Çünkü Togg yılsonuna kadar 20 bin araç aslında bu ön satış kapsamında piyasaya sürmüş olacak. Muhtemelen 20 bin de diğer markaların toplam satışı olacak diye öngörüyoruz. Dolayısıyla bu yıl elektrikli araç satışları 40 binlere yaklaşacak, bu böyle bakılınca geçen yılki rakam tam aklıma değil, ama toplam rakam 10 binin altındaydı. Dolayısıyla o iki kat iki kat yükselişimiz bu yıl daha da ivmelenmiş olacak ve böyle devam edecek. Çünkü Togg’un da yıldan yıla satış hacimleri yine katlanarak artacak, yani 175 bine 4-5 yıl içinde Togg’un erişmesini öngörüyoruz, tabi tamamı iç pazar olmaz, özellikle Avrupa pazarı Togg’un ihracat hedefi taşıdığı bir pazar’ diye konuştu.
Kacır, Togg’un bugüne kadar 800’den fazla aracı yollara çıkardığını söyledi.
‘BAE, Suudi Arabistan ve Katar’a Togg hediye edeceğiz’
Togg’un, Azerbaycan ve Özbekistan’ın ardından hangi ülkelere hediye edileceği sorusu üzerine Kacır, şu ifadeleri kullandı:
‘Malum Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) son Şampiyonlar Ligi finali vesilesiyle geldiklerinde Devlet Başkanına Togg hediyesini arz etmiştik Cumhurbaşkanımızın huzurlarında. Şimdi o hediyeleri inşallah önümüzdeki hafta götüreceğiz, ama malum Körfez gezisi 3 ülke, inşallah 3 ülkeye de Togg hediye edilecek, yani Suudi Arabistan’a ve Katar’a da hediye edilmiş olacak. Tabii Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki diğer üye ülkeler de inşallah önümüzdeki dönemde bizim için hediye edeceğimiz, Togg’u hediye edeceğimiz diğer adresler olacak.’
‘(Çip krizi) Otomobil fiyatlarında bütün dünyada neredeyse sürekli bir artışı beraberinde getirdi’
Çip krizinin Türkiye ve dünyayı etkisini ele alan Kacır, konuşmasına şöyle devam etti:
‘Otomobillerde malumunuz dijitalleşme düzeyi arttıkça kullanılan çip sayısı da çok arttı. Yani koltuğunu ayarladığımız sistemden tutun da işte o akıllı ekranlara kadar yüzlerce çip var artık. Her bir otomobilde ve bu çip tedarikinde yaşanan sorunlar fabrikaların araç üretseler dahi tüm parçalarını tastamam gerçekleştiremediklerinden ötürü araçlarını fabrika önlerine stoklamak zorunda kaldıkları bir tabloyu ortaya çıkardı, dünyada böyle resimler, görüntüler hızla yayıldı hatırlarsınız. Tabi bu bütün dünyada otomobil fiyatlarıyla ilgili bir dengesizlik ortaya çıkardı, bir beklenti bozulması ortaya çıkardı. Bu sorunun aşılmasının uzaması, otomobil fiyatlarında bütün dünyada aslında neredeyse sürekli bir artışı beraberinde getirdi. Yani bu yılın ilk aylarına kadar bütün dünyada otomobil fiyatlarında bir artış trendi gözlemlendi, bu Türkiye piyasasına da yansıdı.’
‘Katar’ın teklifiyle Türkiye’de (çip konusunda) yeni bir adım atacağız’
Kacır, çip konusunda Katar’la yürüttükleri bir proje olduğunu aktararak, ‘Türkiye çip endüstrisinde nispeten tecrübeli, iki önemli tecrübe var Türkiye’de. Biri savunma sanayinde milli akıllı mühimmatların foto detektör çiplerini biz TÜBİTAK’ta üretiyoruz, yani bu SİHA’larımızda kullandığımız akıllı mühimmatların çiplerini biz hali hazırda TÜBİTAK’ta Gebze yerleşkemizde üretiyoruz. Bu önemli bir kabiliyet, yani bu çok hassas ve yüksek teknoloji alanı aslında çip üretimi. Hani o temiz odalardaki standartların en ileri düzeyde olduğu bir alandan bahsediyoruz. Dolayısıyla, burada hem üretim kabiliyetleri hem insan kaynağı anlamında bir tecrübe yakaladık. Zaten bu tecrübemiz sayesinde şimdi Katar’ın teklifiyle Türkiye’de yeni bir adım atacağız ve bu defa 65 nanometre çipleri inşallah, onların tabi kullanım alanı çok daha yaygın savunma sanayindeki ürettiklerimize kıyasla. Onları da inşallah Türkiye’de üretmeye başlayacağız, bir ortak yatırım inşallah gerçekleştireceğiz’ dedi.
NATO Zirvesi’nde en dikkati çeken ülkenin Türkiye, en dikkati çeken liderin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu savunan Kacır, ‘Türkiye, kendi milli menfaatleri doğrultusunda tam bağımsızlık ilkesiyle bütünleşik şekilde uluslararası platformlarda adımlarını atıyor. Taşıdığı yetki ve sorumluluğu Türkiye her platformda hem kendi milli menfaatleri, hem de insanlık yararına en etkin şekilde değerlendiriyor. Ben son NATO Zirvesinin de bu alanda atılmış adımlara şahit olduğumuz bir toplantı olduğunu düşünüyorum’ diye konuştu.
‘NATO İnovasyon Fonu’nun 1 milyar avroluk bir yatırım hedefi var’
23 ülkenin katılımıyla NATO İnovasyon Fonu’nun kurulduğunu dile getiren Kacır, ‘Biz bu fonun kurucuları arasındayız. Savunma teknolojilerinde ve sivil alanlarda kullanılabilecek proje ve fikirlere yatırım yapmak üzere oluşuyor bu NATO İnovasyon Fonu. 1 milyar avroluk bir yatırım hedefi var, biz yaklaşık 46 milyon avro katkı sağlayacağız bu fona. Ama hedefimiz, sağlayacağımız katkının daha büyük bir kısının Türk girişimlerine, Türk teknoloji girişimlerine gelmesini sağlamak. Bu bizim savunma sanayimiz için de yeni bir pencere olacak’ ifadelerini kullandı.
‘Deprem bölgesindeki KOBİ’lere 450 milyon dolar finansman sağlanacak ‘
Kacır, 450 milyon dolarlık Dünya Bankası kaynağını deprem bölgesinde kullanmak üzere sanayicilerin hizmetine sunacaklarının bilgisini vererek, ‘Az hasar, orta hasar ve ağır hasar görmüşlere baktık. KOBİ’lere yönelik KOSGEB eliyle başlangıçta 450 milyon dolarlık Dünya Bankası kaynağını devreye alıyoruz. Yeni bir kaynak. Geçtiğimiz ay Dünya Bankası projesi ilan etmiştik, lütfen onunla karışmasın. Bu yeni bir kaynak. Çok uygun koşullarda sunacağız. Deprem bölgesindeki KOBİ’lere yönelik. KOBİ’leri hasarına göre kademelendireceğiz. Çok hasar almışlara ya da yıkıma uğramışlara daha fazla, az hasar almışlara daha az şekilde yönlendiriyor olacağız. 450 milyon dolarlık kaynağı deprem bölgesindeki KOBİ’lere KOSGEB eliyle sağlayacağız’ diye konuştu.
‘120 bin liradan 500 bin liraya kadar bu kaynağı sağlamış olacağız’
Bakan Kacır, KOBİ başına aktarılacak kaynağı hasara göre belirleyeceklerini ifade ederek, ‘Ağır hasarlılar için 500 bin liraya kadar destek sağlayacağız. En küçük firmalar için – bir çalışanı olan- hasar görmemiş firmalara dahi bu desteği sağlayacağız. 120 bin liradan 500 bin liraya kadar bu kaynağı sağlamış olacağız. Bunun devamı gelecek. Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) aracılığı ile çalışıyoruz. Oradan ilerleyen dönemde bir kaynak daha alacağız. Çok yeni bir gelişme. Bir ay içinde devreye alırız. KOSGEB’in altyapısı hazır çünkü. Bunlar sıfır faizli, uygun koşullu bir kaynak. 36 ay içinde geri ödemesiz 18 ay olacak şekilde başlangıçta da destek başvurularında 6 ay. Sadece son 12 ay ödenecek şekilde. 3. yılda geri ödemeli 0 faizli olarak verilecek. Ben avantajlı olacağını düşünüyorum KOBİ’lerimiz için’ dedi.
‘Sanayicilerimizin krediye erişim sürecinin önümüzdeki dönemde biraz daha iyileşeceğini öngörüyoruz’
Bakan Kacır, sanayicilerin krediye erişim sorununu ele alan Kacır, ‘Sanayicilerimizin krediye erişimiyle ilgili inşallah süreci önümüzdeki dönemde biraz daha iyileşeceğini öngörüyoruz. Fiyat istikrarı, enflasyonla mücadele çok kritik, çok önemli, bu konuda zaten herkes üzerine düşen adımları atıyor, ama şu da bir gerçek: Enflasyonla mücadelenin ana unsurlarından biri, arzı, arz kanalını büyütmektir, sanayi yatırımlarını hızlandırmaktır, bu anlamda sanayinin yatırım süreçlerinde finansman imkânlarını her zaman desteklemeye gayret edeceğiz’ değerlendirmesini yaptı.
‘Sanayicilerin gönülleri ferah olsun’
Bakan Kacır, sanayicilerin yaşadığı vize sorununa ilişkin, ‘Sanayicilerin gönülleri ferah olsun. Son istatistikte ben yüzde 3,7 diye anımsıyorum rakamı, yanlış da söylemek istemiyorum, ama yüzde 4’e yaklaştık, 7 milyar dolara yaklaştık. İnşallah imalat sanayimizin ileri teknoloji ihracatı önümüzdeki dönemde kritik bir hedefimiz olacak. Bunun için ihracat tarafında bu vize sorunlarının olmaması lazım. Avrupa Birliği ülkeleriyle her platformda konuşuyoruz. Yani Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye daha adil yaklaşacağını önümüzdeki dönemde umuyoruz. Türkiye, Avrupa için bir kazançtır, bir fırsattır. Güçlü Türkiye, Avrupa’yı da güçlü kılar. Biz, en yoğun ticari iş birliklerimizi Avrupa Birliği ülkeleriyle yapıyoruz, biz bir Gümrük Birliği ülkesiyiz. Ümit ediyorum önümüzdeki dönemde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda da önemli adımlar atılır, özellikle biz dijital teknolojileri hizmet sektörünü kapsayacak şekilde Gümrük Birliği revizyonunun çok önemli olacağını değerlendiriyoruz, bunun için çaba göstermek istiyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinden de bu konuda olumlu bir yaklaşım bekliyoruz. Bunları konuşacağımız bir dönemde vize sorununu hiç konuşmuyor olmamız lazım zaten, yani Türkiye, Avrupa ekonomisi için en güçlü paydaştır’ ifadelerini kullandı.
‘Bakanlığımızın öncelikli işlerinden biri her zaman gençliğe yatırım yapmak olacak’
Sanayicilerin başat sorunlarından biri olan ‘ara eleman’ olarak bilinen sorunu, ‘aranan eleman’ olarak ele aldıklarını dile getiren Kacır, ‘Bu yüksek teknoloji üretimi için, ihracatı için ve tüm süreçler için bu bakanlığın öncelikli işlerinden biri her zaman gençliğe yatırım yapmak olacak, son dönemde bunu hızlandırmıştık zaten, yine benim şahsen de yoğun çalıştığım alanlardı. Meslek okulları, meslek liseleri, meslek yüksekokullarının sayısını arttırıyoruz. Sadece okulların sayısını arttırmak değil bu okullarda sanayinin, sanayicilerin özne olmasını sağlamak çok önemli. Yani bunların müfredatlarında, eğitim süreçlerinde sanayicinin ihtiyaçlarına yönelik uygulamaları yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bir milli teknoloji staj programını inşallah 2024’te başlatacağız. Bu staj meselesi çok önemli gençler için. İnşallah milli teknoloji hamlesinin öncü kurumlarının kapılarını daha büyük ölçek bizim bin 500’e yakın ar-ge tasarım merkezimiz var, 90’dan fazla teknoparkımızla 9 binden fazla teknoloji girişimi var. Buraların kapılarını gençlere ardına kadar açacağız’ dedi.
Tanışma toplantısı, Bakan Kacır’ın basın mensupları ile hatıra fotoğrafı çektirmesinin ardından son buldu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sanayicilerin krediye erişim engelinin ilerleyen dönemde iyileşeceğini, vize sorunu konusunda Avrupa Birliği ile her platformda konuştuklarını ve ara eleman sorununa çözüm olacak meslek okulları, meslek liseleri ve meslek yüksekokullarının sayısını artırdıklarını belirterek, ‘Sanayicilerin gönülleri ferah olsun’ dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bakanlık Binası Konferans Salonu’nda basın mensupları ile tanışma toplantısı gerçekleştirdi. Bakan Kacır, toplantıda sektör muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır burada yaptığı konuşmada, Almanya’nın, Güney Kore’nin ve Fransa’nın kendi otomobil markaları olduğunu hatırlatarak, ‘Neden Türkiye’nin otomobil markaları olmasın? Yani böylesine bir hedefi eleştirmek yerine herkesin aslında buna sahip çıkması lazım. Hatta Türkiye’de bir Devrim otomobili rüyası akamete uğramış, bu da milletin gönlünde yer tutan bir meseledir, yani tabiri caizse içimizde kalmış bir uhdedir. Ama ona rağmen hem siyasi çevreler bunu eleştirdi, hem iş çevrelerinde çok sahiplenilmedi. ‘Bu bir hayal diyen oldu.’ Gerçekçi değil. Dünyada işte otomobil üreten firmalar birleşiyorlar, konsolide oluyorlar, pazar giderek zorlaşıyor, pazar koşulları güçleşiyor, ‘yeni bir markaya bu pazarda yer yok’ diyenler oldu. ‘Ya yerli markamız olsa ne olur, zaten Türkiye’de otomobil üretiliyor, ne fark eder ki’ diyenler oldu’ diye konuştu.
Togg’un üretilmesinde, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’nin katkısı olduğuna vurgu yapan Kacır, ‘Togg üzerinde Hazine ve Maliye Bakanlığımızla çok yoğun çalıştık, hem bu elektrikli araçlara ilişkin ÖTV düzenlemelerinin, tabii bunlar bütün markalara nihayetinde uygulanıyor ama asıl olan mobilitede otomotivde bizim elektrikli araçlara geçişimizin hızlı olması. O düzenlemelerde elektrikli araçların desteklenmesine dönük çalışmaları beraber yürüttük. Hem ilk defa bir sivil projeye kamu alım garantisi sunduk aslında, savunma sanayinde bu çok yaygın ve Türkiye’de bugünlere gelmesinde savunma sanayinin bu alım garantileri çok büyük bir rol oynadı. Yani çok yüksek ölçekli riskler taşıyan, büyük ölçekli Ar-Ge yatırımları gerektiren işlerde kamunun yatırımcıya sunduğu garantiler, alım garantileri o işlerin oldurulması adına bugüne kadar çok iyi sonuçlar verdi savunma sanayinde’ dedi.
‘2032’ye kadar Togg, 1 milyon araç üretecek’
Togg projesi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığındaki bir yatırıma kamu alım garantisini Hazine ve Maliye Bakanlığının desteğiyle sunduklarının bilgisini veren Kacır, ‘Bir çalışma yaptık kamunun araç ihtiyacıyla ilgili, 15 yıllık aslında bir projeksiyon yaptık ve bu ihtiyacın bir bölümünün yerli marka, milli marka, hem de yeni nesil, çevreci, sıfır emisyonlu, elektrikli otomobille, Togg’la karşılanmasını planladık, 30 bin araçlık bir alım garantisi verdik. Bir yönüyle çok büyük bir destek alım garantisi, ama bir yandan da halen özel sektör yatırımcısının başarı zorunluluğunun kendi üzerinde kaldığı bir model, çünkü nihayetinde bu dönemde, yani bizim kamu olarak 30 bin araç alacağımız bu dönemde 2032’ye kadar Togg, 1 milyon araç üretecek. Yani aslında üreteceği araçların yüzde 97’sini piyasaya satacak, yüzde 3’ünü biz kamu olarak almış olacağız. Ama tabii o 30 bin araçlık alım garantisi Togg’un finansman imkânlarına çok ciddi katkı sundu’ ifadelerini kullandı.
‘Elektrikli araç şarj istasyonu mevzuatı sayesinde şarj istasyonları çok hızlı artıyor’
Kacır, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile elektrikli araç şarj istasyonları üzerinde yeni nesil bir mevzuat çerçevesi oluşturduklarını hatırlatarak, ‘Bu sayede tabii şarj istasyonları çok hızlı artıyor, ben de rakamları yakından takip ediyorum. Biz bir destek programı da yayımladık, Türkiye’de 50’ye yakın bölge kurduk, bu bölgelerde ilçe düzeyinde hedefler belirledik. Özellikle hızlı şarj istasyonlarının kamuoyuna açık olarak kurulması, herkesin yararlanabileceği şekilde işletilmesi çok değerli. Bu hızlı şarj istasyonlarına ilişkin bir destek programı başlattık Sanayi Teknoloji Bakanlığı olarak ve 81 ilin tamamında hızlı şarj istasyonları kurulmasını hedefledik. Bugüne denk şu anda herhalde bini geçtik, ben tam sayıya da müsaadenizle bakmış olayım. Evet, bin 662 soket, bu bine yakın istasyon demek aslında, bir istasyonda bazen 2 soket oluyor, bazen tek soket oluyor ve neredeyse 81 ilin tamamına şu anda yayılmış durumda’ değerlendirmesini yaptı.
Bakan Kacır, söz konusu programla bin 571 istasyon kurulacağını belirterek projenin tamamlanması ile tespit ettikleri ilçelere kadar tüm şehirlerarası yollarda şarj istasyonlarının kurulmuş olacağını dile getirdi.
Kacır, şarj istasyonlarının 2023 sonu itibarıyla 81 ilin tamamına yaygınlaşmış olacağını aktararak, ‘Tabii trafiğin yoğun olduğu, kullanımın yoğun olacağı öngörülen yerlere zaten yatırımcılar doğrudan kendilerinden yatırım yapmak istiyorlar. Biz paketleri oluştururken trafiğin çok yoğun olduğu ve doğrudan yatırımcı talebi bulunan yerlerle trafiğin o kadar yoğun olmadığı ve belki tüketici talebinin 1-2 yıl içerisinde yeşermeye başlayacağı yerleri aynı paketlere koyduk’ dedi.
‘Bu yıl elektrikli araç satışları 40 binlere yaklaşacak’
Elektrikli araç satışının geçtiğimiz 3 yıl boyunca her yıl 2 katına çıktığı bilgisini veren Kacır, ‘Yani bu yıl tabii Togg’la birlikte bu yükseliş daha radikal olacak. Çünkü Togg yılsonuna kadar 20 bin araç aslında bu ön satış kapsamında piyasaya sürmüş olacak. Muhtemelen 20 bin de diğer markaların toplam satışı olacak diye öngörüyoruz. Dolayısıyla bu yıl elektrikli araç satışları 40 binlere yaklaşacak, bu böyle bakılınca geçen yılki rakam tam aklıma değil, ama toplam rakam 10 binin altındaydı. Dolayısıyla o iki kat iki kat yükselişimiz bu yıl daha da ivmelenmiş olacak ve böyle devam edecek. Çünkü Togg’un da yıldan yıla satış hacimleri yine katlanarak artacak, yani 175 bine 4-5 yıl içinde Togg’un erişmesini öngörüyoruz, tabi tamamı iç pazar olmaz, özellikle Avrupa pazarı Togg’un ihracat hedefi taşıdığı bir pazar’ diye konuştu.
Kacır, Togg’un bugüne kadar 800’den fazla aracı yollara çıkardığını söyledi.
‘BAE, Suudi Arabistan ve Katar’a Togg hediye edeceğiz’
Togg’un, Azerbaycan ve Özbekistan’ın ardından hangi ülkelere hediye edileceği sorusu üzerine Kacır, şu ifadeleri kullandı:
‘Malum Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) son Şampiyonlar Ligi finali vesilesiyle geldiklerinde Devlet Başkanına Togg hediyesini arz etmiştik Cumhurbaşkanımızın huzurlarında. Şimdi o hediyeleri inşallah önümüzdeki hafta götüreceğiz, ama malum Körfez gezisi 3 ülke, inşallah 3 ülkeye de Togg hediye edilecek, yani Suudi Arabistan’a ve Katar’a da hediye edilmiş olacak. Tabii Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki diğer üye ülkeler de inşallah önümüzdeki dönemde bizim için hediye edeceğimiz, Togg’u hediye edeceğimiz diğer adresler olacak.’
‘(Çip krizi) Otomobil fiyatlarında bütün dünyada neredeyse sürekli bir artışı beraberinde getirdi’
Çip krizinin Türkiye ve dünyayı etkisini ele alan Kacır, konuşmasına şöyle devam etti:
‘Otomobillerde malumunuz dijitalleşme düzeyi arttıkça kullanılan çip sayısı da çok arttı. Yani koltuğunu ayarladığımız sistemden tutun da işte o akıllı ekranlara kadar yüzlerce çip var artık. Her bir otomobilde ve bu çip tedarikinde yaşanan sorunlar fabrikaların araç üretseler dahi tüm parçalarını tastamam gerçekleştiremediklerinden ötürü araçlarını fabrika önlerine stoklamak zorunda kaldıkları bir tabloyu ortaya çıkardı, dünyada böyle resimler, görüntüler hızla yayıldı hatırlarsınız. Tabi bu bütün dünyada otomobil fiyatlarıyla ilgili bir dengesizlik ortaya çıkardı, bir beklenti bozulması ortaya çıkardı. Bu sorunun aşılmasının uzaması, otomobil fiyatlarında bütün dünyada aslında neredeyse sürekli bir artışı beraberinde getirdi. Yani bu yılın ilk aylarına kadar bütün dünyada otomobil fiyatlarında bir artış trendi gözlemlendi, bu Türkiye piyasasına da yansıdı.’
‘Katar’ın teklifiyle Türkiye’de (çip konusunda) yeni bir adım atacağız’
Kacır, çip konusunda Katar’la yürüttükleri bir proje olduğunu aktararak, ‘Türkiye çip endüstrisinde nispeten tecrübeli, iki önemli tecrübe var Türkiye’de. Biri savunma sanayinde milli akıllı mühimmatların foto detektör çiplerini biz TÜBİTAK’ta üretiyoruz, yani bu SİHA’larımızda kullandığımız akıllı mühimmatların çiplerini biz hali hazırda TÜBİTAK’ta Gebze yerleşkemizde üretiyoruz. Bu önemli bir kabiliyet, yani bu çok hassas ve yüksek teknoloji alanı aslında çip üretimi. Hani o temiz odalardaki standartların en ileri düzeyde olduğu bir alandan bahsediyoruz. Dolayısıyla, burada hem üretim kabiliyetleri hem insan kaynağı anlamında bir tecrübe yakaladık. Zaten bu tecrübemiz sayesinde şimdi Katar’ın teklifiyle Türkiye’de yeni bir adım atacağız ve bu defa 65 nanometre çipleri inşallah, onların tabi kullanım alanı çok daha yaygın savunma sanayindeki ürettiklerimize kıyasla. Onları da inşallah Türkiye’de üretmeye başlayacağız, bir ortak yatırım inşallah gerçekleştireceğiz’ dedi.
NATO Zirvesi’nde en dikkati çeken ülkenin Türkiye, en dikkati çeken liderin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu savunan Kacır, ‘Türkiye, kendi milli menfaatleri doğrultusunda tam bağımsızlık ilkesiyle bütünleşik şekilde uluslararası platformlarda adımlarını atıyor. Taşıdığı yetki ve sorumluluğu Türkiye her platformda hem kendi milli menfaatleri, hem de insanlık yararına en etkin şekilde değerlendiriyor. Ben son NATO Zirvesinin de bu alanda atılmış adımlara şahit olduğumuz bir toplantı olduğunu düşünüyorum’ diye konuştu.
‘NATO İnovasyon Fonu’nun 1 milyar avroluk bir yatırım hedefi var’
23 ülkenin katılımıyla NATO İnovasyon Fonu’nun kurulduğunu dile getiren Kacır, ‘Biz bu fonun kurucuları arasındayız. Savunma teknolojilerinde ve sivil alanlarda kullanılabilecek proje ve fikirlere yatırım yapmak üzere oluşuyor bu NATO İnovasyon Fonu. 1 milyar avroluk bir yatırım hedefi var, biz yaklaşık 46 milyon avro katkı sağlayacağız bu fona. Ama hedefimiz, sağlayacağımız katkının daha büyük bir kısının Türk girişimlerine, Türk teknoloji girişimlerine gelmesini sağlamak. Bu bizim savunma sanayimiz için de yeni bir pencere olacak’ ifadelerini kullandı.
‘Deprem bölgesindeki KOBİ’lere 450 milyon dolar finansman sağlanacak ‘
Kacır, 450 milyon dolarlık Dünya Bankası kaynağını deprem bölgesinde kullanmak üzere sanayicilerin hizmetine sunacaklarının bilgisini vererek, ‘Az hasar, orta hasar ve ağır hasar görmüşlere baktık. KOBİ’lere yönelik KOSGEB eliyle başlangıçta 450 milyon dolarlık Dünya Bankası kaynağını devreye alıyoruz. Yeni bir kaynak. Geçtiğimiz ay Dünya Bankası projesi ilan etmiştik, lütfen onunla karışmasın. Bu yeni bir kaynak. Çok uygun koşullarda sunacağız. Deprem bölgesindeki KOBİ’lere yönelik. KOBİ’leri hasarına göre kademelendireceğiz. Çok hasar almışlara ya da yıkıma uğramışlara daha fazla, az hasar almışlara daha az şekilde yönlendiriyor olacağız. 450 milyon dolarlık kaynağı deprem bölgesindeki KOBİ’lere KOSGEB eliyle sağlayacağız’ diye konuştu.
‘120 bin liradan 500 bin liraya kadar bu kaynağı sağlamış olacağız’
Bakan Kacır, KOBİ başına aktarılacak kaynağı hasara göre belirleyeceklerini ifade ederek, ‘Ağır hasarlılar için 500 bin liraya kadar destek sağlayacağız. En küçük firmalar için – bir çalışanı olan- hasar görmemiş firmalara dahi bu desteği sağlayacağız. 120 bin liradan 500 bin liraya kadar bu kaynağı sağlamış olacağız. Bunun devamı gelecek. Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) aracılığı ile çalışıyoruz. Oradan ilerleyen dönemde bir kaynak daha alacağız. Çok yeni bir gelişme. Bir ay içinde devreye alırız. KOSGEB’in altyapısı hazır çünkü. Bunlar sıfır faizli, uygun koşullu bir kaynak. 36 ay içinde geri ödemesiz 18 ay olacak şekilde başlangıçta da destek başvurularında 6 ay. Sadece son 12 ay ödenecek şekilde. 3. yılda geri ödemeli 0 faizli olarak verilecek. Ben avantajlı olacağını düşünüyorum KOBİ’lerimiz için’ dedi.
‘Sanayicilerimizin krediye erişim sürecinin önümüzdeki dönemde biraz daha iyileşeceğini öngörüyoruz’
Bakan Kacır, sanayicilerin krediye erişim sorununu ele alan Kacır, ‘Sanayicilerimizin krediye erişimiyle ilgili inşallah süreci önümüzdeki dönemde biraz daha iyileşeceğini öngörüyoruz. Fiyat istikrarı, enflasyonla mücadele çok kritik, çok önemli, bu konuda zaten herkes üzerine düşen adımları atıyor, ama şu da bir gerçek: Enflasyonla mücadelenin ana unsurlarından biri, arzı, arz kanalını büyütmektir, sanayi yatırımlarını hızlandırmaktır, bu anlamda sanayinin yatırım süreçlerinde finansman imkânlarını her zaman desteklemeye gayret edeceğiz’ değerlendirmesini yaptı.
‘Sanayicilerin gönülleri ferah olsun’
Bakan Kacır, sanayicilerin yaşadığı vize sorununa ilişkin, ‘Sanayicilerin gönülleri ferah olsun. Son istatistikte ben yüzde 3,7 diye anımsıyorum rakamı, yanlış da söylemek istemiyorum, ama yüzde 4’e yaklaştık, 7 milyar dolara yaklaştık. İnşallah imalat sanayimizin ileri teknoloji ihracatı önümüzdeki dönemde kritik bir hedefimiz olacak. Bunun için ihracat tarafında bu vize sorunlarının olmaması lazım. Avrupa Birliği ülkeleriyle her platformda konuşuyoruz. Yani Avrupa Birliği’nin de Türkiye’ye daha adil yaklaşacağını önümüzdeki dönemde umuyoruz. Türkiye, Avrupa için bir kazançtır, bir fırsattır. Güçlü Türkiye, Avrupa’yı da güçlü kılar. Biz, en yoğun ticari iş birliklerimizi Avrupa Birliği ülkeleriyle yapıyoruz, biz bir Gümrük Birliği ülkesiyiz. Ümit ediyorum önümüzdeki dönemde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda da önemli adımlar atılır, özellikle biz dijital teknolojileri hizmet sektörünü kapsayacak şekilde Gümrük Birliği revizyonunun çok önemli olacağını değerlendiriyoruz, bunun için çaba göstermek istiyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinden de bu konuda olumlu bir yaklaşım bekliyoruz. Bunları konuşacağımız bir dönemde vize sorununu hiç konuşmuyor olmamız lazım zaten, yani Türkiye, Avrupa ekonomisi için en güçlü paydaştır’ ifadelerini kullandı.
‘Bakanlığımızın öncelikli işlerinden biri her zaman gençliğe yatırım yapmak olacak’
Sanayicilerin başat sorunlarından biri olan ‘ara eleman’ olarak bilinen sorunu, ‘aranan eleman’ olarak ele aldıklarını dile getiren Kacır, ‘Bu yüksek teknoloji üretimi için, ihracatı için ve tüm süreçler için bu bakanlığın öncelikli işlerinden biri her zaman gençliğe yatırım yapmak olacak, son dönemde bunu hızlandırmıştık zaten, yine benim şahsen de yoğun çalıştığım alanlardı. Meslek okulları, meslek liseleri, meslek yüksekokullarının sayısını arttırıyoruz. Sadece okulların sayısını arttırmak değil bu okullarda sanayinin, sanayicilerin özne olmasını sağlamak çok önemli. Yani bunların müfredatlarında, eğitim süreçlerinde sanayicinin ihtiyaçlarına yönelik uygulamaları yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Bir milli teknoloji staj programını inşallah 2024’te başlatacağız. Bu staj meselesi çok önemli gençler için. İnşallah milli teknoloji hamlesinin öncü kurumlarının kapılarını daha büyük ölçek bizim bin 500’e yakın ar-ge tasarım merkezimiz var, 90’dan fazla teknoparkımızla 9 binden fazla teknoloji girişimi var. Buraların kapılarını gençlere ardına kadar açacağız’ dedi.
Tanışma toplantısı, Bakan Kacır’ın basın mensupları ile hatıra fotoğrafı çektirmesinin ardından son buldu.