Diyarbakır’da hava sıcaklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle ciğer ustalarının ocakbaşındaki zorlu mesaisi sürüyor.
Diyarbakır’da hava sıcaklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle ciğer ustalarının ocakbaşındaki zorlu mesaisi sürüyor.
33 medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır, tarihi kadar mutfağıyla adından söz ettiriyor. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın çalışmaları sonucu toplamda 51 coğrafi tescilli ürününden biri olan ’Diyarbakır Ciğeri’, yaz aylarında özellikle de ocakbaşında yerli ve yabancı turistlerin vazgeçilmez lezzeti arasında.
Kentte uzun zamandır hizmet verdiğini belirten işletmeci Uğur Erdin, masada yenilen ciğer ile ocakbaşında yenilen ciğerin tadı arasında dağlar kadar fark olduğunu söyledi.
Ciğerin sıcağı sıcağına yenilmesi gerektiği vurgusunu yapan Erdin, ‘Diyarbakır’da hava sıcaklıkları 40 ile 45 derece arasında değişkenlik gösteriyor. Bunun yanında bir de tescilli ciğerimizi ocakbaşında yaptığımız için onun sıcaklığı da vuruyor. Diyarbakır’da ocakbaşında müşterilerin ciğer yemesi bizim usulümüze aittir. Yaz aylarında bile bu gelenek sürüyor. Bir yandan ortamın sıcaklığı müşteriyi etkilerken bir yandan da ocaktaki ateş etkiliyor. Müşteri ocakbaşında aldığı ciğer lezzetini masada almıyor. Ciğer masada tek seferde bırakıldı mı biraz soğur. Ama ocakbaşında sıcağı sıcağına şişlerden ciğer çıkarıldı mı daha lezzetli oluyor. Biraz insan terler ama ciğerin lezzetini alır’ dedi.
Diyarbakır ciğerinin tescilli olduğunu ve Urfalıların ‘ciğer bizimdir’ dememesi gerektiğini söyleyen Erdin, ‘Tarihi On Gözlü Köprümüzde ciğer yarışması oldu. Yarışmanın kazananı Diyarbakır ciğeri oldu. Bu yüzden tescil de Diyarbakır’a aittir. Bundan dolayı Urfa, ‘ciğer bizimdir’ demesin. Diyarbakır ciğerinin özelliği iri ve dört şiş olmasıdır. Urfa ciğerinin ise tikelerinin küçük ve 7 şiş olmasıdır. Aynı zamanda Diyarbakır ciğerinin baharatı daha farklıdır. Yani kısacası Diyarbakır ciğeri tescillendiği için genelde memleketimiz tercih ediliyor’ diye konuştu.
Finlandiya’dan Diyarbakır’a turistik gezi amaçlı gelen Nurettin Adan, ocakbaşında yenilen ciğerin daha güzel olduğunu ifade etti.
Diyarbakır ciğerinin çevresi tarafından çok kez tavsiye edildiğini belirten Adan, ’14 yıldır Finlandiya’da yaşıyorum. Finlandiya’da restoran işletmecisiyim. Mardin’de ailemle görüştüğüm zamanlar sürekli Diyarbakır ciğerini yemem için ısrar ediyordular. Bugün de annemle birlikte Diyarbakır’da ciğer yemek yemek nasip oldu. Gerçekten bahsettikleri kadar varmış ciğer. Çok lezzetli bulduk. Diyarbakır’da hava sıcaklıkları da bayağı yüksekmiş. Ocakbaşında da oturup yemek yediğimiz için ekstra sıcak oluyor. Ama ocakbaşında ciğer yemek daha bir güzel oluyormuş. Güzel bir duygu’ ifadelerine yer verdi.
Diyarbakır’da hava sıcaklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesiyle ciğer ustalarının ocakbaşındaki zorlu mesaisi sürüyor.
33 medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır, tarihi kadar mutfağıyla adından söz ettiriyor. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın çalışmaları sonucu toplamda 51 coğrafi tescilli ürününden biri olan ’Diyarbakır Ciğeri’, yaz aylarında özellikle de ocakbaşında yerli ve yabancı turistlerin vazgeçilmez lezzeti arasında.
Kentte uzun zamandır hizmet verdiğini belirten işletmeci Uğur Erdin, masada yenilen ciğer ile ocakbaşında yenilen ciğerin tadı arasında dağlar kadar fark olduğunu söyledi.
Ciğerin sıcağı sıcağına yenilmesi gerektiği vurgusunu yapan Erdin, ‘Diyarbakır’da hava sıcaklıkları 40 ile 45 derece arasında değişkenlik gösteriyor. Bunun yanında bir de tescilli ciğerimizi ocakbaşında yaptığımız için onun sıcaklığı da vuruyor. Diyarbakır’da ocakbaşında müşterilerin ciğer yemesi bizim usulümüze aittir. Yaz aylarında bile bu gelenek sürüyor. Bir yandan ortamın sıcaklığı müşteriyi etkilerken bir yandan da ocaktaki ateş etkiliyor. Müşteri ocakbaşında aldığı ciğer lezzetini masada almıyor. Ciğer masada tek seferde bırakıldı mı biraz soğur. Ama ocakbaşında sıcağı sıcağına şişlerden ciğer çıkarıldı mı daha lezzetli oluyor. Biraz insan terler ama ciğerin lezzetini alır’ dedi.
Diyarbakır ciğerinin tescilli olduğunu ve Urfalıların ‘ciğer bizimdir’ dememesi gerektiğini söyleyen Erdin, ‘Tarihi On Gözlü Köprümüzde ciğer yarışması oldu. Yarışmanın kazananı Diyarbakır ciğeri oldu. Bu yüzden tescil de Diyarbakır’a aittir. Bundan dolayı Urfa, ‘ciğer bizimdir’ demesin. Diyarbakır ciğerinin özelliği iri ve dört şiş olmasıdır. Urfa ciğerinin ise tikelerinin küçük ve 7 şiş olmasıdır. Aynı zamanda Diyarbakır ciğerinin baharatı daha farklıdır. Yani kısacası Diyarbakır ciğeri tescillendiği için genelde memleketimiz tercih ediliyor’ diye konuştu.
Finlandiya’dan Diyarbakır’a turistik gezi amaçlı gelen Nurettin Adan, ocakbaşında yenilen ciğerin daha güzel olduğunu ifade etti.
Diyarbakır ciğerinin çevresi tarafından çok kez tavsiye edildiğini belirten Adan, ’14 yıldır Finlandiya’da yaşıyorum. Finlandiya’da restoran işletmecisiyim. Mardin’de ailemle görüştüğüm zamanlar sürekli Diyarbakır ciğerini yemem için ısrar ediyordular. Bugün de annemle birlikte Diyarbakır’da ciğer yemek yemek nasip oldu. Gerçekten bahsettikleri kadar varmış ciğer. Çok lezzetli bulduk. Diyarbakır’da hava sıcaklıkları da bayağı yüksekmiş. Ocakbaşında da oturup yemek yediğimiz için ekstra sıcak oluyor. Ama ocakbaşında ciğer yemek daha bir güzel oluyormuş. Güzel bir duygu’ ifadelerine yer verdi.