Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) Başkanı Ali Adıgüzel, kamuda iş yapan yüklenicilerin yaşadıkları sorunlara yönelik açıklamalarda bulunarak,kamuya iş yapan yükleniciler çok sıkıntıda olduğunu belirterek, yüklenicilere süre uzatımı verilmesini talep etti.
Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) Başkanı Ali Adıgüzel, kamuda iş yapan yüklenicilerin yaşadıkları sorunlara yönelik açıklamalarda bulunarak,kamuya iş yapan yükleniciler çok sıkıntıda olduğunu belirterek, yüklenicilere süre uzatımı verilmesini talep etti.
Başkan Adıgüzel, 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından afet bölgesinde yapımı başlayan inşaatların fazlalığı nedeniyle ülke genelinde işçilik ve malzemelerin tedarik sorunu yaşandığını, kalifiye işçi bulunamadığı için işçilik fiyatlarının aşırı derecede yükseldiğini, kurdaki dalgalanmaların oluşturduğu yapı malzeme fiyat artışlarının eklenmesiyle birlikte son üç ayda ihalelerin iptal edildiğini ve kamuya ait yapım ihalelerine katılacak müteahhit bulunamadığını belirtti.
Yaşanan sorunların temelinin pandemi ile bozulan tedarik zinciri ile başladığını aktaran Adıgüzel, ‘Çözüm için öncelikle kamu müteahhitlerine ilave fiyat farkı ve koşulsuz tasfiye hakkı verilerek bir nebze nefes aldırılmalıdır. Ülkemizde son yıllarda oluşan yüksek enflasyon, yapım işlerinin asgari 1,5 -2 yıl gibi uzun bir sürede yapılması, döviz kurlarındaki artışın yapı malzemelerine doğrudan etki etmesi ve fiyat farkı hesabına dayanak teşkil eden istatistiki veriler ile reel fiyat artışlarının uyumsuz olması nedeniyle mevcut 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre anahtar teslimi götürü bedel iş yapılmasına imkân vermemektedir. Bu nedenle Kamu İhale Kanunu fiyat farkı kısmında değişiklik, sicil affı ve rücu davalarının iptaliyle sektörde yasaklı duruma düşmüş birçok meslektaşımızın işine dönmesi sağlanmalı ve böylelikle ihalelerde rekabetin önü açılmalıdır’ ifadelerini kullandı.
Adıgüzel, son 3 yılda kamu müteahhitlerinin fiyat farkı başta olmak üzere yaşadığını sorunlara bir çözüm sağlanmaması nedeniyle birçok meslektaşının meslekten ayrıldığını, iflas ettiğini ve işini yarıda bırakmak zorunda kaldığını belirterek, ‘Bunun sonucunda kamu müteahhitleri teminatlarını yakmak zorunda kaldı. İğneden ipliğe tüm yapı malzemelerine gelen minimum yüzde 500’lük fiyat artışlarına rağmen, devam eden işlere verilmeyen koşulsuz tasfiye hakkı ve reel fiyat farkları nedeniyle binlerce müteahhit sektörün dışında kalmış olup, yarım kalan işler ise 4-5 katı yüksek fiyata yeniden ihale edilerek, ciddi oranda kamu zararının oluşmasına neden olmuştur’ dedi.
Yapı malzemelerindeki fiyat artışının kamu müteahhitlerinin iş yapamamasına neden olduğunu kaydeden Adıgüzel, ‘Yükleniciler işlerini bitiremeyince teminat mektuplarını yakmak zorunda kaldı ve meslekte cezalı duruma düştü. Teminat mektubunu yakmak bir kamu müteahhidinin meslekten en az 1-2 yıl men edilmesi demektir. Bazı kurumlar bununla da kalmamış, işini yarım bırakan müteahhidin kesin mektup tutarına güncelleme için rücu davaları açmıştır. Yarım kalan işler ise yeniden ihale edilerek, kamuya 4-5 kat daha maliyetli hale gelmiştir. Oysa kamu müteahhitleri devlete yük değil, yük alan yüklenicilerdir’ ifadelerine yer verdi.
KAMİAD olarak, pandemi dönemi ve sonrasında kamu müteahhitlerinin yaşadığını sorunlara sık sık dikkat çektiklerini ve yüksek enflasyon nedeni ile sürekli fiyat farkı veya tasfiye istemek zorunda kaldıklarını aktaran Adıgüzel, şunları söyledi: ‘Kamuya iş yapan firmaların, son yıllarda alamadığı fiyat farkları nedeniyle kırılgan bir yapıda olup dayanacak gücü kalmamıştır. Bu nedenle İhale Kanunu’nda bahsettiğimiz değişikliklerin ivedilikle yapılması lazım. Çünkü deprem döneminde bugüne inşaat maliyetleri ortalama yüzde 50 arttı. Yaşadığımız deprem felaketi, kamu müteahhitlerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Depremin ilk gününden itibaren kamu kurumlarıyla tam bir iş birliği içinde olan bütün kamu müteahhitleri, iş makinaları ve ekipmanları ile enkaz kaldırma çalışmalarına var gücüyle destek oldu. Akabinde insanlar çadırlarda yaşamasın diye devletimizin yaptırdığı afet konutlarının yapımı için yine kamuya iş yapan yükleniciler seferber olmuştur. Ülkemizde müteahhitliğin tanımı ve mesleki kriterleri belirlenmediği için bu sektöre kolayca girmiş özel yapsat işi yapan müteahhitlerinin depremde sınıfta kaldığını ve yıkılan birçok binanın bu yapılar olduğunu gördük. Bunun aksine kamu müteahhitlerinin yapmış olduğu yapıların birçoğunun deprem toplanma merkezi olarak halkımıza hizmet vermesi elbette bizleri gururlandırmıştır.’
Ülkede yaşanan önemli sorunlardan birinin kamu ihalelerine katılacak müteahhidin bulunamaması olduğunun altını çizen Adıgüzel, ‘Ülkemizde istihdamın yükünü çeken ve dolaylı olarak 4 milyon insanı doğrudan ilgilendiren bu sektörün yaşatılması elzemdir. Her dönem aynı şeyi söylemek istemiyoruz. Şu an için inşaatta asrın rezaletini yaşıyoruz. Bunun çözümü oldukça basittir. Artış yaşanan malzeme girdilerindeki farkın yükleniciye ödenmesi bu işi kökünden çözmüş olacaktır. Aksi takdirde iflaslar yetmezmiş gibi müteahhitler işlerini yarım bırakarak cezalı duruma düşme pahasına teminatlarını yakmak zorunda kalacak. Asıl tehlike de bundan sonra başlayacak. Bugün nasıl ihalelere katılacak kamu müteahhidi bulunamıyorsa, gerekli önlemler alınmazsa yarın yaşanacak benzeri bir felaket karşısında hiç müteahhit bulunamayacak’ diye konuştu.
Yetkililerden sorunlara çözüm bulunması için talepte bulunan Adıgüzel, ‘ Son dönemlerde inşatlarda çalışacak, usta ve işçi de bulamıyoruz. Bir an önce deprem konutlarının yapılması için geçmişte fiyat farkı alamadığı için teminatı yakmak zorunda kalan müteahhitler için sicil affı sağlanmalı. Rekabet için bu olmazsa olmaz. Aksi takdirde sektörde tekelleşmemenin de önüaçılacak’ diye konuştu.
Son dönemlerde inşatlarda çalışacak, usta ve işçi de bulamadıklarını da kaydeden Adıgüzel, ‘İşçilik ücretleri kat kat arttı. Tedarikte sıkıntı yaşıyoruz. Sipariş ettiğimiz, parasını ödediğimiz malzemeler 3-4 ay sonra bize ulaşıyor. Özellikle afet bölgesinde ihtiyaca cevap veremeyen agrega ocaklar ve yine talebi karşılayamayan beton santralleri, başta Q12’lik inşaat demiri olmak üzere malzeme tedarikinde yaşanan sorunlar için yüklenicilere mutlaka süre uzatımı ve buna bağlı fiyat farkı verilmelidir’ dedi.’
Kamu Müteahhitleri ve İş İnsanları Derneği (KAMİAD) Başkanı Ali Adıgüzel, kamuda iş yapan yüklenicilerin yaşadıkları sorunlara yönelik açıklamalarda bulunarak,kamuya iş yapan yükleniciler çok sıkıntıda olduğunu belirterek, yüklenicilere süre uzatımı verilmesini talep etti.
Başkan Adıgüzel, 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından afet bölgesinde yapımı başlayan inşaatların fazlalığı nedeniyle ülke genelinde işçilik ve malzemelerin tedarik sorunu yaşandığını, kalifiye işçi bulunamadığı için işçilik fiyatlarının aşırı derecede yükseldiğini, kurdaki dalgalanmaların oluşturduğu yapı malzeme fiyat artışlarının eklenmesiyle birlikte son üç ayda ihalelerin iptal edildiğini ve kamuya ait yapım ihalelerine katılacak müteahhit bulunamadığını belirtti.
Yaşanan sorunların temelinin pandemi ile bozulan tedarik zinciri ile başladığını aktaran Adıgüzel, ‘Çözüm için öncelikle kamu müteahhitlerine ilave fiyat farkı ve koşulsuz tasfiye hakkı verilerek bir nebze nefes aldırılmalıdır. Ülkemizde son yıllarda oluşan yüksek enflasyon, yapım işlerinin asgari 1,5 -2 yıl gibi uzun bir sürede yapılması, döviz kurlarındaki artışın yapı malzemelerine doğrudan etki etmesi ve fiyat farkı hesabına dayanak teşkil eden istatistiki veriler ile reel fiyat artışlarının uyumsuz olması nedeniyle mevcut 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre anahtar teslimi götürü bedel iş yapılmasına imkân vermemektedir. Bu nedenle Kamu İhale Kanunu fiyat farkı kısmında değişiklik, sicil affı ve rücu davalarının iptaliyle sektörde yasaklı duruma düşmüş birçok meslektaşımızın işine dönmesi sağlanmalı ve böylelikle ihalelerde rekabetin önü açılmalıdır’ ifadelerini kullandı.
Adıgüzel, son 3 yılda kamu müteahhitlerinin fiyat farkı başta olmak üzere yaşadığını sorunlara bir çözüm sağlanmaması nedeniyle birçok meslektaşının meslekten ayrıldığını, iflas ettiğini ve işini yarıda bırakmak zorunda kaldığını belirterek, ‘Bunun sonucunda kamu müteahhitleri teminatlarını yakmak zorunda kaldı. İğneden ipliğe tüm yapı malzemelerine gelen minimum yüzde 500’lük fiyat artışlarına rağmen, devam eden işlere verilmeyen koşulsuz tasfiye hakkı ve reel fiyat farkları nedeniyle binlerce müteahhit sektörün dışında kalmış olup, yarım kalan işler ise 4-5 katı yüksek fiyata yeniden ihale edilerek, ciddi oranda kamu zararının oluşmasına neden olmuştur’ dedi.
Yapı malzemelerindeki fiyat artışının kamu müteahhitlerinin iş yapamamasına neden olduğunu kaydeden Adıgüzel, ‘Yükleniciler işlerini bitiremeyince teminat mektuplarını yakmak zorunda kaldı ve meslekte cezalı duruma düştü. Teminat mektubunu yakmak bir kamu müteahhidinin meslekten en az 1-2 yıl men edilmesi demektir. Bazı kurumlar bununla da kalmamış, işini yarım bırakan müteahhidin kesin mektup tutarına güncelleme için rücu davaları açmıştır. Yarım kalan işler ise yeniden ihale edilerek, kamuya 4-5 kat daha maliyetli hale gelmiştir. Oysa kamu müteahhitleri devlete yük değil, yük alan yüklenicilerdir’ ifadelerine yer verdi.
KAMİAD olarak, pandemi dönemi ve sonrasında kamu müteahhitlerinin yaşadığını sorunlara sık sık dikkat çektiklerini ve yüksek enflasyon nedeni ile sürekli fiyat farkı veya tasfiye istemek zorunda kaldıklarını aktaran Adıgüzel, şunları söyledi: ‘Kamuya iş yapan firmaların, son yıllarda alamadığı fiyat farkları nedeniyle kırılgan bir yapıda olup dayanacak gücü kalmamıştır. Bu nedenle İhale Kanunu’nda bahsettiğimiz değişikliklerin ivedilikle yapılması lazım. Çünkü deprem döneminde bugüne inşaat maliyetleri ortalama yüzde 50 arttı. Yaşadığımız deprem felaketi, kamu müteahhitlerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Depremin ilk gününden itibaren kamu kurumlarıyla tam bir iş birliği içinde olan bütün kamu müteahhitleri, iş makinaları ve ekipmanları ile enkaz kaldırma çalışmalarına var gücüyle destek oldu. Akabinde insanlar çadırlarda yaşamasın diye devletimizin yaptırdığı afet konutlarının yapımı için yine kamuya iş yapan yükleniciler seferber olmuştur. Ülkemizde müteahhitliğin tanımı ve mesleki kriterleri belirlenmediği için bu sektöre kolayca girmiş özel yapsat işi yapan müteahhitlerinin depremde sınıfta kaldığını ve yıkılan birçok binanın bu yapılar olduğunu gördük. Bunun aksine kamu müteahhitlerinin yapmış olduğu yapıların birçoğunun deprem toplanma merkezi olarak halkımıza hizmet vermesi elbette bizleri gururlandırmıştır.’
Ülkede yaşanan önemli sorunlardan birinin kamu ihalelerine katılacak müteahhidin bulunamaması olduğunun altını çizen Adıgüzel, ‘Ülkemizde istihdamın yükünü çeken ve dolaylı olarak 4 milyon insanı doğrudan ilgilendiren bu sektörün yaşatılması elzemdir. Her dönem aynı şeyi söylemek istemiyoruz. Şu an için inşaatta asrın rezaletini yaşıyoruz. Bunun çözümü oldukça basittir. Artış yaşanan malzeme girdilerindeki farkın yükleniciye ödenmesi bu işi kökünden çözmüş olacaktır. Aksi takdirde iflaslar yetmezmiş gibi müteahhitler işlerini yarım bırakarak cezalı duruma düşme pahasına teminatlarını yakmak zorunda kalacak. Asıl tehlike de bundan sonra başlayacak. Bugün nasıl ihalelere katılacak kamu müteahhidi bulunamıyorsa, gerekli önlemler alınmazsa yarın yaşanacak benzeri bir felaket karşısında hiç müteahhit bulunamayacak’ diye konuştu.
Yetkililerden sorunlara çözüm bulunması için talepte bulunan Adıgüzel, ‘ Son dönemlerde inşatlarda çalışacak, usta ve işçi de bulamıyoruz. Bir an önce deprem konutlarının yapılması için geçmişte fiyat farkı alamadığı için teminatı yakmak zorunda kalan müteahhitler için sicil affı sağlanmalı. Rekabet için bu olmazsa olmaz. Aksi takdirde sektörde tekelleşmemenin de önüaçılacak’ diye konuştu.
Son dönemlerde inşatlarda çalışacak, usta ve işçi de bulamadıklarını da kaydeden Adıgüzel, ‘İşçilik ücretleri kat kat arttı. Tedarikte sıkıntı yaşıyoruz. Sipariş ettiğimiz, parasını ödediğimiz malzemeler 3-4 ay sonra bize ulaşıyor. Özellikle afet bölgesinde ihtiyaca cevap veremeyen agrega ocaklar ve yine talebi karşılayamayan beton santralleri, başta Q12’lik inşaat demiri olmak üzere malzeme tedarikinde yaşanan sorunlar için yüklenicilere mutlaka süre uzatımı ve buna bağlı fiyat farkı verilmelidir’ dedi.’