Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TTSO) otel, pansiyon, yurt ve danışmanlık firmalarından oluşan 25.
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TTSO) otel, pansiyon, yurt ve danışmanlık firmalarından oluşan 25. Meslek Komitesinden meclis üyesi olan Hamit İnan, turizm sektörünün beklentilerini, taleplerini ve çözüm önerilerini dile getirerek ‘Aslında hepimiz bu sorunları biliyor ve birbirimize anlatıyoruz ancak kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve sektör paydaşlarımızla sorunları minimize edecek bir eylem planını ortaya koyamıyoruz’ dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İnan ‘Trabzon Turizm Konseyi adıyla Valilik, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir organizasyon kuruldu. İlerleyen süreçte Trabzon Turizm Konseyi genel kurul yapıldı, bazı faaliyetler hedeflendi sonra bu organizasyon kurumsal varlığını devam ettirmekle beraber etkinliğini yitirdi. Tüm kamu ve sivil toplum kuruluşlarımızın gücüyle kurulmuş böyle bir organizasyon neden desteklenmedi. Bugün hizmetlerle ilgili sıkıntılarımız var ama şehrimizi ve destinasyonlarımızı hedefleyen çok ciddi dezenformasyonlar var. Trabzon Turizm Konseyi manipülasyonlarla oluşturulan algıları tersine çevirebilir ve destinasyonlarımızın çekiciliğini vurgulayan çeşitli içerikler üretebilirdi. Aktif olarak çalışacak böyle bir organizasyon sektörün ihtiyaç duyduğu verileri, istatistikleri oluşturur ve sektör adına yapılacak eylem planlarını sektör paydaşları ile iş birliği içinde oluşturabilirdi. Körfez ülkeleri vatandaşlarının çok yaygın sosyal medya kullanımı bulunmaktadır. Ziyaretçiler; olumlu-olumsuz kanaatlerini daha çok diğer ziyaretçilerin deneyimleri üzerinden oluşturmaktadır. Ancak uzun bir süredir devam eden yanıltıcı bilgiler ve manipülasyonlar turistlerin güvenle tatil yapma algısını olumsuz yönde etkilemekte ve turisti farklı destinasyon arayışına sürüklemektedir.’ diye konuştu.
Hamit İnan, pandemi döneminde Suudi Arabistan’ın uyguladığı seyahat yasağına rağmen diğer Körfez ülkelerinden bölgemize yapılan ziyaretlerin fiyatların da makul seviyelerde tutulması ile önemli oranda arttığını belirterek, ‘Pandemi etkilerinin azaldığı 2022 sezonunda Suudi Arabistan’ın seyahat yasağını kaldırmakla ilgili belirsizliği pek çok otelin kâr marjı düşük satış bağlantıları yapmasına neden oldu. Suudi Arabistan seyahat yasağını kaldırınca artan talep konaklama ve diğer hizmet bedellerinin aşırı yükselmesine neden oldu. Geçen sezonki yüksek fiyatları referans alan işletmelerimiz özellikle Türk lirası bazında artan maliyetleri satış fiyatlarına ekleyince işletmelerimiz yüksek fiyatlarla sezona giriş yaptı. Göçmen komisyoncuların sektördeki olumsuz etkinlikleri, kayıt dışılık, aracı komisyonculuğu, sosyal medya dezenformasyonları ile birleşince oluşan algı tatil yapma planlarının yapıldığı bir dönemde ziyaretçilerimizin bir kısmının farklı destinasyonlara yönelmesine neden olmuştur’ şeklinde konuştu.
‘Bakanlık genelgesinin yerel yönetimler tarafından uygulanmasını bekliyoruz’
Turizm sektörünün Trabzon gibi sanayi ve tarımsal üretim imkanlarının sınırlı olduğu bölgelerde oluşturduğu katma değerin doğrudan ve dolaylı istihdama etkisinin çok önemli olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
‘Özellikle ilimizde sektör adına büyük yatırımlar yapıldı, devam eden ve planlanan yatırımlar var. Sektör paydaşlarımızın bölgemizdeki turizm hareketinin bugünkü ve gelecekteki durumuyla ilgili ciddi kaygıları var. Araba devrilince yol gösteren çok olur, bizim araba biraz yan yatmıştır. Geç kalmadan eylem planlarımızı oluşturup kararlı bir şekilde sorunların çözümleri için çalışmalıyız. Bu anlamda kayıt dışılık önlenmelidir. Kayıt dışı işletmeler denetlenmediği için hizmet kalitesi ve güvenlik standartları açısından sorunludur. Yasal mevzuata uymak zorunda olan, vergi ve çalışan haklarını veren işletmelere karşı haksız rekabet avantajı sağlamaktadırlar. DHMİ verilerine baktığımız zaman geçen yıla göre haziran sonu itibarı ile dış hat uçuş sayılarının yüzde 41 artmasına rağmen otellerin doluluk oranı geçen seneki seviyelerin altında kalmıştır. Bu durumda bir çelişki var, belirsizlik var. Bunu da kayıt dışılığı azaltarak daha anlaşılır bir seviyeye getirmemiz gerekmektedir. Turizm Bakanlığı bir genelge çıkararak belgesiz işletmelerin kapatılmasına dair yazıyı Valiliklere göndermiştir. Valilik onaylayarak belediyelere sevk etmiştir. Bu bağlamda Ortahisar ilçemizde 285, diğer destinasyonlarımızla 500’e yakın kayıt dışı işletmenin faaliyetlerinin durdurulması istenmiştir. Bu konuda belediyeler henüz bir yaklaşım ortaya koymamıştır. Bu genelgenin gereğinin uygulanmasını bekliyoruz.’
‘Yüksek fiyatlar ve aracılara verilen komisyon sektöre zarar veriyor’
Sektördeki diğer bir sorunun yüksek fiyatlar ve işletmelerin aracılara verdiği komisyonlar olduğunu kaydeden İnan ‘Turisti işletmelere götürüp yapılan harcamalar üzerinden yüzde 30 – 40’lara varan komisyonlar alan acente, rehber, şoför ya da kayıt dışı çalışan herhangi biri sektöre büyük zarar vermektedir. Etik ve ahlaki olmayan bu durum 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’na göre de suçtur. Özellikle servis şoförlerinin oluşturduğu sosyal medya gruplarında ağırlıklı olarak kafe, restoran, gıda maddeleri ve hediyelik eşya satıcılarından oluşan bazı işletmeler hangi oranda komisyon vereceklerine dair paylaşımlar yapmaktadır. Aracılara verilen komisyonlar fiyatlara eklenip satılmaktadır. İşletmeler arasında komisyon rekabeti oluşturulmuştur. Transfer ya da tur için hak ettiği parayı alan acente, rehber ya da servis şoförü turisti oraya buraya götürerek onların alışverişi üzerinden haksız bir şekilde kazanç sağlamakta, turistin güvenini suiistimal etmektedir. Komisyon vermek istemeyen firmalar haksız rekabet ile karşı karşıya kalmaktadır. Sektörü tehdit eden bir diğer komisyonculuk ise ülkemize göçmen olarak gelip özellikle dil avantajını kullanan farklı ülkelere mensup çoğu kayıt dışı çalışan göçmenlerdir. Bunlar misafirleri daha çok fiyat politikaları belli olmayan kayıt dışı işletmelere yönlendirmektedir. Sektördeki kazanımlarımızı sürdürebilmek ve turistlerin olumlu deneyimlerle buradan ayrılmalarını sağlamak için yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi, rekabetçi fiyat stratejilerinin oluşturulması, kalite standartlarının yükseltilmesi, şikayetlerin değerlendirilmesi, sağlık ve güvenlik konuları ile pek çok alanda etkin denetimler yapılması gerekmektedir’ ifadelerini kullandı.
‘Uzungöl’de çete organizasyonu halini almış, ziyaretçiyi ciddi şekilde rahatsız eden dilencilerle ilgili bir çözüm üretilememesi diğer sorunlarımızın çözümüne olan inancımızı maalesef zayıflatmaktadır’ diyen İnan, konuşmasını şöyle tamamladı:
‘Birçok kez bölge turizminin en önemli destinasyonu olan Uzungöl’ün başta imar konuları olmak üzere sorunlarını anlattık. Sorunların çözümü noktasında hiçbir ilerleme kaydetmememiz, sektördeki konuşmaların aslında bir sonuca ulaşmadığının açık bir göstergesidir. Yıllarca ulaşım, yapısal sorunlar, çevre, kış turizmi, sağlık ve kongre turizmi, tarihi ve anıtsal yapılarımızın turizme kazandırılması, sürdürülebilir turizm, destinasyonlarımızın güçlendirilmesi ve alternatif hizmetlerin geliştirilmesi gibi hepimizin bildiği pek çok konuyu birbirimize anlatıp duruyoruz. Trabzon ve bölge turizmi bir kırılmanın eşiğindedir ve işaretler güçlüdür.’
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TTSO) otel, pansiyon, yurt ve danışmanlık firmalarından oluşan 25. Meslek Komitesinden meclis üyesi olan Hamit İnan, turizm sektörünün beklentilerini, taleplerini ve çözüm önerilerini dile getirerek ‘Aslında hepimiz bu sorunları biliyor ve birbirimize anlatıyoruz ancak kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve sektör paydaşlarımızla sorunları minimize edecek bir eylem planını ortaya koyamıyoruz’ dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İnan ‘Trabzon Turizm Konseyi adıyla Valilik, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir organizasyon kuruldu. İlerleyen süreçte Trabzon Turizm Konseyi genel kurul yapıldı, bazı faaliyetler hedeflendi sonra bu organizasyon kurumsal varlığını devam ettirmekle beraber etkinliğini yitirdi. Tüm kamu ve sivil toplum kuruluşlarımızın gücüyle kurulmuş böyle bir organizasyon neden desteklenmedi. Bugün hizmetlerle ilgili sıkıntılarımız var ama şehrimizi ve destinasyonlarımızı hedefleyen çok ciddi dezenformasyonlar var. Trabzon Turizm Konseyi manipülasyonlarla oluşturulan algıları tersine çevirebilir ve destinasyonlarımızın çekiciliğini vurgulayan çeşitli içerikler üretebilirdi. Aktif olarak çalışacak böyle bir organizasyon sektörün ihtiyaç duyduğu verileri, istatistikleri oluşturur ve sektör adına yapılacak eylem planlarını sektör paydaşları ile iş birliği içinde oluşturabilirdi. Körfez ülkeleri vatandaşlarının çok yaygın sosyal medya kullanımı bulunmaktadır. Ziyaretçiler; olumlu-olumsuz kanaatlerini daha çok diğer ziyaretçilerin deneyimleri üzerinden oluşturmaktadır. Ancak uzun bir süredir devam eden yanıltıcı bilgiler ve manipülasyonlar turistlerin güvenle tatil yapma algısını olumsuz yönde etkilemekte ve turisti farklı destinasyon arayışına sürüklemektedir.’ diye konuştu.
Hamit İnan, pandemi döneminde Suudi Arabistan’ın uyguladığı seyahat yasağına rağmen diğer Körfez ülkelerinden bölgemize yapılan ziyaretlerin fiyatların da makul seviyelerde tutulması ile önemli oranda arttığını belirterek, ‘Pandemi etkilerinin azaldığı 2022 sezonunda Suudi Arabistan’ın seyahat yasağını kaldırmakla ilgili belirsizliği pek çok otelin kâr marjı düşük satış bağlantıları yapmasına neden oldu. Suudi Arabistan seyahat yasağını kaldırınca artan talep konaklama ve diğer hizmet bedellerinin aşırı yükselmesine neden oldu. Geçen sezonki yüksek fiyatları referans alan işletmelerimiz özellikle Türk lirası bazında artan maliyetleri satış fiyatlarına ekleyince işletmelerimiz yüksek fiyatlarla sezona giriş yaptı. Göçmen komisyoncuların sektördeki olumsuz etkinlikleri, kayıt dışılık, aracı komisyonculuğu, sosyal medya dezenformasyonları ile birleşince oluşan algı tatil yapma planlarının yapıldığı bir dönemde ziyaretçilerimizin bir kısmının farklı destinasyonlara yönelmesine neden olmuştur’ şeklinde konuştu.
‘Bakanlık genelgesinin yerel yönetimler tarafından uygulanmasını bekliyoruz’
Turizm sektörünün Trabzon gibi sanayi ve tarımsal üretim imkanlarının sınırlı olduğu bölgelerde oluşturduğu katma değerin doğrudan ve dolaylı istihdama etkisinin çok önemli olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
‘Özellikle ilimizde sektör adına büyük yatırımlar yapıldı, devam eden ve planlanan yatırımlar var. Sektör paydaşlarımızın bölgemizdeki turizm hareketinin bugünkü ve gelecekteki durumuyla ilgili ciddi kaygıları var. Araba devrilince yol gösteren çok olur, bizim araba biraz yan yatmıştır. Geç kalmadan eylem planlarımızı oluşturup kararlı bir şekilde sorunların çözümleri için çalışmalıyız. Bu anlamda kayıt dışılık önlenmelidir. Kayıt dışı işletmeler denetlenmediği için hizmet kalitesi ve güvenlik standartları açısından sorunludur. Yasal mevzuata uymak zorunda olan, vergi ve çalışan haklarını veren işletmelere karşı haksız rekabet avantajı sağlamaktadırlar. DHMİ verilerine baktığımız zaman geçen yıla göre haziran sonu itibarı ile dış hat uçuş sayılarının yüzde 41 artmasına rağmen otellerin doluluk oranı geçen seneki seviyelerin altında kalmıştır. Bu durumda bir çelişki var, belirsizlik var. Bunu da kayıt dışılığı azaltarak daha anlaşılır bir seviyeye getirmemiz gerekmektedir. Turizm Bakanlığı bir genelge çıkararak belgesiz işletmelerin kapatılmasına dair yazıyı Valiliklere göndermiştir. Valilik onaylayarak belediyelere sevk etmiştir. Bu bağlamda Ortahisar ilçemizde 285, diğer destinasyonlarımızla 500’e yakın kayıt dışı işletmenin faaliyetlerinin durdurulması istenmiştir. Bu konuda belediyeler henüz bir yaklaşım ortaya koymamıştır. Bu genelgenin gereğinin uygulanmasını bekliyoruz.’
‘Yüksek fiyatlar ve aracılara verilen komisyon sektöre zarar veriyor’
Sektördeki diğer bir sorunun yüksek fiyatlar ve işletmelerin aracılara verdiği komisyonlar olduğunu kaydeden İnan ‘Turisti işletmelere götürüp yapılan harcamalar üzerinden yüzde 30 – 40’lara varan komisyonlar alan acente, rehber, şoför ya da kayıt dışı çalışan herhangi biri sektöre büyük zarar vermektedir. Etik ve ahlaki olmayan bu durum 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’na göre de suçtur. Özellikle servis şoförlerinin oluşturduğu sosyal medya gruplarında ağırlıklı olarak kafe, restoran, gıda maddeleri ve hediyelik eşya satıcılarından oluşan bazı işletmeler hangi oranda komisyon vereceklerine dair paylaşımlar yapmaktadır. Aracılara verilen komisyonlar fiyatlara eklenip satılmaktadır. İşletmeler arasında komisyon rekabeti oluşturulmuştur. Transfer ya da tur için hak ettiği parayı alan acente, rehber ya da servis şoförü turisti oraya buraya götürerek onların alışverişi üzerinden haksız bir şekilde kazanç sağlamakta, turistin güvenini suiistimal etmektedir. Komisyon vermek istemeyen firmalar haksız rekabet ile karşı karşıya kalmaktadır. Sektörü tehdit eden bir diğer komisyonculuk ise ülkemize göçmen olarak gelip özellikle dil avantajını kullanan farklı ülkelere mensup çoğu kayıt dışı çalışan göçmenlerdir. Bunlar misafirleri daha çok fiyat politikaları belli olmayan kayıt dışı işletmelere yönlendirmektedir. Sektördeki kazanımlarımızı sürdürebilmek ve turistlerin olumlu deneyimlerle buradan ayrılmalarını sağlamak için yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi, rekabetçi fiyat stratejilerinin oluşturulması, kalite standartlarının yükseltilmesi, şikayetlerin değerlendirilmesi, sağlık ve güvenlik konuları ile pek çok alanda etkin denetimler yapılması gerekmektedir’ ifadelerini kullandı.
‘Uzungöl’de çete organizasyonu halini almış, ziyaretçiyi ciddi şekilde rahatsız eden dilencilerle ilgili bir çözüm üretilememesi diğer sorunlarımızın çözümüne olan inancımızı maalesef zayıflatmaktadır’ diyen İnan, konuşmasını şöyle tamamladı:
‘Birçok kez bölge turizminin en önemli destinasyonu olan Uzungöl’ün başta imar konuları olmak üzere sorunlarını anlattık. Sorunların çözümü noktasında hiçbir ilerleme kaydetmememiz, sektördeki konuşmaların aslında bir sonuca ulaşmadığının açık bir göstergesidir. Yıllarca ulaşım, yapısal sorunlar, çevre, kış turizmi, sağlık ve kongre turizmi, tarihi ve anıtsal yapılarımızın turizme kazandırılması, sürdürülebilir turizm, destinasyonlarımızın güçlendirilmesi ve alternatif hizmetlerin geliştirilmesi gibi hepimizin bildiği pek çok konuyu birbirimize anlatıp duruyoruz. Trabzon ve bölge turizmi bir kırılmanın eşiğindedir ve işaretler güçlüdür.’