Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, kıyı erozyonu nedeniyle Altınova Mahallesi Sahil mevkiindeki konutlar her an denize kayma riski ile karşı karşıya kaldı.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, kıyı erozyonu nedeniyle Altınova Mahallesi Sahil mevkiindeki konutlar her an denize kayma riski ile karşı karşıya kaldı.
Aden kumsalının ardından 14 kilometrelik uzunluğuyla Dünya’nın en uzun ikinci kumsalı olan Sarımsaklı Plajları’nın ince kum zerreciklerini taşıyan Madra Çayı’na tarımsal alanları sulama amacıyla 1991-1998 yılları arasında inşa edilen 10 bin 185 hektarlık bir alana sulama hizmeti veren Madra Barajı’nın faaliyete girmesinin ardından başladığı öne sürülen erozyonun her geçen gün bölge halkının endişelerini arttırdığı gözleniyor.
Erozyonun oluşmaya başladığı 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü’nün önerisiyle bölgeye Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü (DLH) tarafından 2007 ile 2012 yılları arasında 2 dalgakıran ve 36 mendirek yapılmasına rağmen sorunun halen daha devam ettiği bölgede deniz, evlerin bahçelerine kadar ulaşmış durumda.
Altınova sahilinde ciddi tahribatlara neden olan erozyon, sahil bandındaki enerji nakil direklerine de zarar verirken, kıyı şeridindeki evlerin kanalizasyon atıklarının da aynı tahribattan zarar görmesi sonucunda denize döküldüğünü anlatan bölge sakinleri, yaşanılan durumun insan sağlığını da tehlikeye düşürdüğünü ifade ediyor.
Bölge sakinlerinden Metin Tunçalp, erozyon sorununun yaklaşık 20 yıldan bu yana süregeldiğini kaydederek, ‘Buraya biz bir yıl önce site yönetiminde görev yaparken, evlerimizin sahil kısmına kendimize göre taşlar döktük. Bu döktüğümüz taşlar hakkında bizi şikayet ettiler. Belediyeden, valilikten, kaymakamlıktan gelip bize ceza yazdılar. Döktüğümüz taşlar da çare olmadı. Oysa yetkili kurumların burada yaşanılan sorunu gelip de yerinde incelemeleri lazım. Burada milyarlık konutlar var. Ama ne yazık ki şu anda bu evler her an denize kayıp yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu bölgeye mendirekleri yapıldı. Ama bunların pek faydası olmadı. Kanalizasyonlar erozyonun olduğu bu bölgeden denize dökülüyor. Sağlık örgütleri nerede? Bütün pislik denize akıyor. Ama lafa gelince herkes konuşuyor. Oysa burada vatandaşlar da risk altında’ dedi.
Bölge sakinlerinden eczacı Çetin Yorgun da, erozyon sorununun 1998 yılında tamamlanan Madra Barajı’nın havzasında 1997 yılında su tutulmaya başlanmasından bu yana sürdüğünü söyledi.
20 yılı aşkın bir süredir erozyon sorunu yaşadıklarını ancak son 10-15 yıldan bu yana sorunun daha da fazla arttığını kaydeden Yorgun, Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü (DLH) tarafından 8 yıl önce yapımı tamamlanan mendireklerin de pek bir işe yaramadığından yakındı.
Erozyon nedeniyle kıyıya vuran deniz dalgalarına karşı bahçe duvarlarının bulunduğu kısımlara beton dökerek kendilerine göre önlemler almaya çalıştıklarını ifade eden Çetin Yorgun, ‘Bu yaptığımız biraz işe yaradı ama buraya bir an önce ciddi bir çalışmayla tedbir alınması lazım. Biz bu tür geçici tedbirler aldığımız zaman belediyeden, DSİ’den, Liman Müdürlüğü gibi resmi kurumlarca tenkit ediliyoruz. Bari bu yasaklara karşı kendileri gelip bir çözüm bulsunlar da biz de bu dertten kurtulalım. İllaki kendi evimizi kurtarmak zorundayız. Evimizi denize teslim edecek değiliz.’ dedi.
’36 adet mendirek yapıldı ama yeterli olmadı’
Altınova Mahallesi ile dünyanın en büyük kumsallarından biri olan Sarımsaklı Plajları’nın yüzyıllar boyunca Madra Çayı’ndan gelen alüvyon ve kum zerreciklerinin sahil kısımlarında birikmesi sonucunda oluştuğunu anlatan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin yaptığı açıklamada, ‘Madra Barajı’nın inşa edilmesinin ardından bu alüvyon ve kum zerreciklerinin akışı sona erdi. Bunun ardından da rüzgarlar ve beraberindeki deniz dalgalarının gelgitleriyle Madra Çayı deltasının Altınova sahiline bakan kısmında kıyı erozyonları oluşmaya başladı. Şu anda orada bazı evler ciddi bir tehlike içerisinde. Çünkü deniz, kıyıdan kumu alıyor. Kumu aldıkça da kıyıda çökmeler ve deniz suyunun bu çöken yerleri doldurmasıyla kıyı şeridinde ciddi bir tahribat oluyor. Geçmişte bu sorunun önüne geçebilmek adına DLH tarafından o bölgeye 36 adet mendirek yapıldı. Bu mendireklerin bir kısmının bazı bölgelerdeki erozyonu önlediğini düşünüyoruz. Bu mendirek sayılarının arttırılması durumunda şu an risk altındaki kıyı şeridindeki erozyona bir nebze olsun çözüm olabileceğini düşünüyoruz’ dedi.
‘Baraj da sulama adına gerekliydi’
Sonuç itibariyle barajların da toplumsal anlamda bir ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Başkan Ergin, ‘Altınova’mızın bereketli topraklarının sulanması ve yer altı sularının tuzlanması nedeniyle 1980’li yıllarda bu bölgeye bir baraj yapılması öngörülmüş. İnşa edilen baraj da sulama adına gerekliydi. Bu noktada çözüm için ya barajın ömrünü tamamlamasını bekleyeceğiz veya daha önceki gibi mendirekler gibi tedbirler alarak o bölgeyi kurtarabiliriz’ diye konuştu.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, kıyı erozyonu nedeniyle Altınova Mahallesi Sahil mevkiindeki konutlar her an denize kayma riski ile karşı karşıya kaldı.
Aden kumsalının ardından 14 kilometrelik uzunluğuyla Dünya’nın en uzun ikinci kumsalı olan Sarımsaklı Plajları’nın ince kum zerreciklerini taşıyan Madra Çayı’na tarımsal alanları sulama amacıyla 1991-1998 yılları arasında inşa edilen 10 bin 185 hektarlık bir alana sulama hizmeti veren Madra Barajı’nın faaliyete girmesinin ardından başladığı öne sürülen erozyonun her geçen gün bölge halkının endişelerini arttırdığı gözleniyor.
Erozyonun oluşmaya başladığı 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü’nün önerisiyle bölgeye Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü (DLH) tarafından 2007 ile 2012 yılları arasında 2 dalgakıran ve 36 mendirek yapılmasına rağmen sorunun halen daha devam ettiği bölgede deniz, evlerin bahçelerine kadar ulaşmış durumda.
Altınova sahilinde ciddi tahribatlara neden olan erozyon, sahil bandındaki enerji nakil direklerine de zarar verirken, kıyı şeridindeki evlerin kanalizasyon atıklarının da aynı tahribattan zarar görmesi sonucunda denize döküldüğünü anlatan bölge sakinleri, yaşanılan durumun insan sağlığını da tehlikeye düşürdüğünü ifade ediyor.
Bölge sakinlerinden Metin Tunçalp, erozyon sorununun yaklaşık 20 yıldan bu yana süregeldiğini kaydederek, ‘Buraya biz bir yıl önce site yönetiminde görev yaparken, evlerimizin sahil kısmına kendimize göre taşlar döktük. Bu döktüğümüz taşlar hakkında bizi şikayet ettiler. Belediyeden, valilikten, kaymakamlıktan gelip bize ceza yazdılar. Döktüğümüz taşlar da çare olmadı. Oysa yetkili kurumların burada yaşanılan sorunu gelip de yerinde incelemeleri lazım. Burada milyarlık konutlar var. Ama ne yazık ki şu anda bu evler her an denize kayıp yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu bölgeye mendirekleri yapıldı. Ama bunların pek faydası olmadı. Kanalizasyonlar erozyonun olduğu bu bölgeden denize dökülüyor. Sağlık örgütleri nerede? Bütün pislik denize akıyor. Ama lafa gelince herkes konuşuyor. Oysa burada vatandaşlar da risk altında’ dedi.
Bölge sakinlerinden eczacı Çetin Yorgun da, erozyon sorununun 1998 yılında tamamlanan Madra Barajı’nın havzasında 1997 yılında su tutulmaya başlanmasından bu yana sürdüğünü söyledi.
20 yılı aşkın bir süredir erozyon sorunu yaşadıklarını ancak son 10-15 yıldan bu yana sorunun daha da fazla arttığını kaydeden Yorgun, Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü (DLH) tarafından 8 yıl önce yapımı tamamlanan mendireklerin de pek bir işe yaramadığından yakındı.
Erozyon nedeniyle kıyıya vuran deniz dalgalarına karşı bahçe duvarlarının bulunduğu kısımlara beton dökerek kendilerine göre önlemler almaya çalıştıklarını ifade eden Çetin Yorgun, ‘Bu yaptığımız biraz işe yaradı ama buraya bir an önce ciddi bir çalışmayla tedbir alınması lazım. Biz bu tür geçici tedbirler aldığımız zaman belediyeden, DSİ’den, Liman Müdürlüğü gibi resmi kurumlarca tenkit ediliyoruz. Bari bu yasaklara karşı kendileri gelip bir çözüm bulsunlar da biz de bu dertten kurtulalım. İllaki kendi evimizi kurtarmak zorundayız. Evimizi denize teslim edecek değiliz.’ dedi.
’36 adet mendirek yapıldı ama yeterli olmadı’
Altınova Mahallesi ile dünyanın en büyük kumsallarından biri olan Sarımsaklı Plajları’nın yüzyıllar boyunca Madra Çayı’ndan gelen alüvyon ve kum zerreciklerinin sahil kısımlarında birikmesi sonucunda oluştuğunu anlatan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin yaptığı açıklamada, ‘Madra Barajı’nın inşa edilmesinin ardından bu alüvyon ve kum zerreciklerinin akışı sona erdi. Bunun ardından da rüzgarlar ve beraberindeki deniz dalgalarının gelgitleriyle Madra Çayı deltasının Altınova sahiline bakan kısmında kıyı erozyonları oluşmaya başladı. Şu anda orada bazı evler ciddi bir tehlike içerisinde. Çünkü deniz, kıyıdan kumu alıyor. Kumu aldıkça da kıyıda çökmeler ve deniz suyunun bu çöken yerleri doldurmasıyla kıyı şeridinde ciddi bir tahribat oluyor. Geçmişte bu sorunun önüne geçebilmek adına DLH tarafından o bölgeye 36 adet mendirek yapıldı. Bu mendireklerin bir kısmının bazı bölgelerdeki erozyonu önlediğini düşünüyoruz. Bu mendirek sayılarının arttırılması durumunda şu an risk altındaki kıyı şeridindeki erozyona bir nebze olsun çözüm olabileceğini düşünüyoruz’ dedi.
‘Baraj da sulama adına gerekliydi’
Sonuç itibariyle barajların da toplumsal anlamda bir ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Başkan Ergin, ‘Altınova’mızın bereketli topraklarının sulanması ve yer altı sularının tuzlanması nedeniyle 1980’li yıllarda bu bölgeye bir baraj yapılması öngörülmüş. İnşa edilen baraj da sulama adına gerekliydi. Bu noktada çözüm için ya barajın ömrünü tamamlamasını bekleyeceğiz veya daha önceki gibi mendirekler gibi tedbirler alarak o bölgeyi kurtarabiliriz’ diye konuştu.