Cumhuriyet Halk Partisi Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifi ile binlerce zeytincinin yarasını gündeme getirdi.
Hasat zamanında ciddi hırsızlıkların olduğu ve kolluk kuvvetlerinin hırsızlık faaliyetlerine karşı yasal düzenleme eksikliği sebebiyle yetersiz kaldığına dikkat çeken Aytekin “ içinden geçtiğimiz dönemde bir çok tarım ürününün hasat zamanında ciddi hırsızlık vakaları basına da yansımaktadır. Çifçtiler, üreticiler tarlalarında nöbet tutmakta, birçok alanda ise kolluk kuvvetleri hatta hatta Jandarma Komandolar devriye görevi yürütmektedir. Ancak hırsızlığa karşı cezai yaptırımın çok düşük olması kolluğun da üreticinin de elini kolunu bağlamaktadır. Verdiğimiz kanun teklifi ile yaşanan hırsızlığın cezai müeyyidesinin ağırlaştırılmasını ön görmekte, bu sayede ise hırsızlara karşı caydırıcı gücün artacağını düşünmekteyiz. Zeytinlikleri kapsayan bu teklif yasalaşırsa, tüm mahsuller için de emsal oluşturacak olması kaçınılmaz bir sonuçtur. Umarım ve dilerim ki Meclis açılır açılmaz, bu teklifimiz gündeme alınır. Hiçbir siyasi parti ayırdetmeksizin konuya stratejik bir bakışla yasalaştırırız. “ ifadelerini kullandı.
CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu kanun teklifinin gerekçesi şöyle:
Zeytin ve zeytin mamulleri Türkiye için stratejik öneme sahip, ekonomik katkısı yüksek bir üründür. Zeytinlik alanların korunması 1939 yılında çıkarılan kanunla kabul görmüş, o günden bugüne mevzuatımıza işlenmiştir.
Zeytinlik alanların korunmasına ilişkin yasa, genel olarak zeytinlik alanı korumayı hedeflerken söz konusu alanlar üzerindeki bir takım olumsuzluklar başta Türk Ceza Kanunu (TCK) olmak üzere birçok yasa hükmü tarafından maalesef üretimi ve üreticiyi mağdur etmeye olanak tanımaktadır.
Şöyle ki, Hırsızlık suçu Türk Ceza Kanunu’nda “Malvarlığına Karşı Suçlar Başlığı” altında 141 -147. Maddeler arasında ele alınmaktadır. Bahse konu suç fiiline ilişkin yargılama bu madde hükümleri çerçevesinde ele alınmaktadır.
‘Zeytin Hırsızlığı Mevcut Yasada Göz Hakkı Olarak Değerlendiriliyor’
Ülkemizde, son yıllarda zeytin hırsızlığı deyim yerindeyse bol kazançlı ve ucuz emekli bir işe dönüşmüştür. Önceleri hasat zamanı, bir iki çuvalla yapılan hırsızlık suçu, günümüzde bazı alanlarda toplam hasadın neredeyse yarısına yakın kısmını kapsayacak organize bir fiile dönüşmüştür. Buna karşın, failin yakalanması halinde yargılama aşamasında mahkeme ilgili suçu TCK’nın 147. Maddesinin girişinde ifade edilen “ağır ve acil ihtiyacı karşılamak üzere işlenmesi halinde” hükmüyle ele almakta ve failler ya beraat etmekte ya da en az bir para cezası ile kurtulmakta ve yapılan iş, mal sahibini ciddi şekilde mağdur etmektedir.
Ülkemizde özellikle de Kuzey Ege bölümünde zeytin hasadı mevsimi Ekim- Şubat ayları arasına yayılmıştır. Bu hasat zamanında ekipler halinde toplanmış zeytinin yanı sıra üzerinde mahsul olan ağaçların toplama aletleriyle acımasız bir şekilde toplanması ile gerçekleşen hırsızlık fiili ve çuvallanmış olan zeytinin birden çok failce planlı olarak haksız şekilde elde edilmesi hırsızlık fiilini organize suça sokmakta, ürün gaspı olarak ele alabileceğimiz şekilde hasadın neredeyse ana miktarına yakın oranlarda üretime ve üreticiye zarar verilmesine sebep olmaktadır. Buna karşın ilgili yasa hükümleri suçluya karşı etkin bir ceza verilmesine engel olmaktadır. Bu konuda; mülki idare amirleri, kolluk kuvvetleri, Çiftçi Koruma Malları yetkilileri de yasal çerçevenin eksikliği yüzünden etkisiz kalmaktadır.
‘Coğrafi İşaret Tehlike Altına Giriyor’
Hırsızlık malı zeytin, yağ yapımı için zeytin sıkım tesislerine gittiğinde elde edilen zeytinyağı kaynağı bilinmeyen ürün olarak piyasaya sürülmekte, üretici mağdur olmakta, coğrafi işaret tehlikeye girmekte, tüketici yanıltılmakta ve son noktada ise devlet büyük bir vergi gelirinden mahrum kalmaktadır. Hepsi toplu olarak ele alındığında ise ülke ekonomisi ciddi bir zarar görmektedir.
‘Hırsızlık, Basit Hırsızlıktan Nitelikli Hırsızlığa Çevrilmeli’
Tüm bu gerekçeler ışığında, söz konusu kanun teklifi ile TCK 142. Maddeye ek bent eklenerek, zeytin hırsızlığının nitelikli hırsızlık kapsamına alınması ve cezai müeyyidenin arttırılması ön görülmüştür.”
TCK 142 Kapsamında 5 yıldan 10 yıla kadar Hapis Cezası Mümkün
CHP’li Aytekin, bu değişikliğe ilişkin son olarak şunları söyledi:
“Zeytinlik alanlarda yapılan hırsızlık, Türk Ceza Kanunu’nun 147. Maddesi kapsamında ele alınmakta ve failler basit hırsızlık gibi görülmekte failler, ya hakim takdiriyle beraat etmekte illa ceza verilecekse de aynı failler para cezasıyla kurtulmaktadır. Oysa bazı yerlerde hasat zamanı neredeyse tüm mahsulün yarısı hırsızlığa konu olmaktadır. Dolayısıyla bu iş organize bir hırsızlıktır ve nitelikli suç kapsamına ele alınmalıdır. Bu sayede, hem üreticiyi korumuş olacağız, hem devletin vergi gelirlerini koruyacağız, hem kolluk güçlerini de yasa ve vatandaş arasında zor durumda bırakmamış olacağız. Meclis 1 Ekim’de açılıyor. Bu sorun, hepimizin sorunu. Umarım ve dilerim ki bu haklı teklif AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedilmez, onlar da buna destek verir. Ve her anlamda herkes kazanmış olur, ayrıca emsal oluşturacağı için, diğer mahsul ekimlerinde de benzeri hükümleri uygulamak mümkün olur. “
Hasat zamanında ciddi hırsızlıkların olduğu ve kolluk kuvvetlerinin hırsızlık faaliyetlerine karşı yasal düzenleme eksikliği sebebiyle yetersiz kaldığına dikkat çeken Aytekin “ içinden geçtiğimiz dönemde bir çok tarım ürününün hasat zamanında ciddi hırsızlık vakaları basına da yansımaktadır. Çifçtiler, üreticiler tarlalarında nöbet tutmakta, birçok alanda ise kolluk kuvvetleri hatta hatta Jandarma Komandolar devriye görevi yürütmektedir. Ancak hırsızlığa karşı cezai yaptırımın çok düşük olması kolluğun da üreticinin de elini kolunu bağlamaktadır. Verdiğimiz kanun teklifi ile yaşanan hırsızlığın cezai müeyyidesinin ağırlaştırılmasını ön görmekte, bu sayede ise hırsızlara karşı caydırıcı gücün artacağını düşünmekteyiz. Zeytinlikleri kapsayan bu teklif yasalaşırsa, tüm mahsuller için de emsal oluşturacak olması kaçınılmaz bir sonuçtur. Umarım ve dilerim ki Meclis açılır açılmaz, bu teklifimiz gündeme alınır. Hiçbir siyasi parti ayırdetmeksizin konuya stratejik bir bakışla yasalaştırırız. “ ifadelerini kullandı.
CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu kanun teklifinin gerekçesi şöyle:
Zeytin ve zeytin mamulleri Türkiye için stratejik öneme sahip, ekonomik katkısı yüksek bir üründür. Zeytinlik alanların korunması 1939 yılında çıkarılan kanunla kabul görmüş, o günden bugüne mevzuatımıza işlenmiştir.
Zeytinlik alanların korunmasına ilişkin yasa, genel olarak zeytinlik alanı korumayı hedeflerken söz konusu alanlar üzerindeki bir takım olumsuzluklar başta Türk Ceza Kanunu (TCK) olmak üzere birçok yasa hükmü tarafından maalesef üretimi ve üreticiyi mağdur etmeye olanak tanımaktadır.
Şöyle ki, Hırsızlık suçu Türk Ceza Kanunu’nda “Malvarlığına Karşı Suçlar Başlığı” altında 141 -147. Maddeler arasında ele alınmaktadır. Bahse konu suç fiiline ilişkin yargılama bu madde hükümleri çerçevesinde ele alınmaktadır.
‘Zeytin Hırsızlığı Mevcut Yasada Göz Hakkı Olarak Değerlendiriliyor’
Ülkemizde, son yıllarda zeytin hırsızlığı deyim yerindeyse bol kazançlı ve ucuz emekli bir işe dönüşmüştür. Önceleri hasat zamanı, bir iki çuvalla yapılan hırsızlık suçu, günümüzde bazı alanlarda toplam hasadın neredeyse yarısına yakın kısmını kapsayacak organize bir fiile dönüşmüştür. Buna karşın, failin yakalanması halinde yargılama aşamasında mahkeme ilgili suçu TCK’nın 147. Maddesinin girişinde ifade edilen “ağır ve acil ihtiyacı karşılamak üzere işlenmesi halinde” hükmüyle ele almakta ve failler ya beraat etmekte ya da en az bir para cezası ile kurtulmakta ve yapılan iş, mal sahibini ciddi şekilde mağdur etmektedir.
Ülkemizde özellikle de Kuzey Ege bölümünde zeytin hasadı mevsimi Ekim- Şubat ayları arasına yayılmıştır. Bu hasat zamanında ekipler halinde toplanmış zeytinin yanı sıra üzerinde mahsul olan ağaçların toplama aletleriyle acımasız bir şekilde toplanması ile gerçekleşen hırsızlık fiili ve çuvallanmış olan zeytinin birden çok failce planlı olarak haksız şekilde elde edilmesi hırsızlık fiilini organize suça sokmakta, ürün gaspı olarak ele alabileceğimiz şekilde hasadın neredeyse ana miktarına yakın oranlarda üretime ve üreticiye zarar verilmesine sebep olmaktadır. Buna karşın ilgili yasa hükümleri suçluya karşı etkin bir ceza verilmesine engel olmaktadır. Bu konuda; mülki idare amirleri, kolluk kuvvetleri, Çiftçi Koruma Malları yetkilileri de yasal çerçevenin eksikliği yüzünden etkisiz kalmaktadır.
‘Coğrafi İşaret Tehlike Altına Giriyor’
Hırsızlık malı zeytin, yağ yapımı için zeytin sıkım tesislerine gittiğinde elde edilen zeytinyağı kaynağı bilinmeyen ürün olarak piyasaya sürülmekte, üretici mağdur olmakta, coğrafi işaret tehlikeye girmekte, tüketici yanıltılmakta ve son noktada ise devlet büyük bir vergi gelirinden mahrum kalmaktadır. Hepsi toplu olarak ele alındığında ise ülke ekonomisi ciddi bir zarar görmektedir.
‘Hırsızlık, Basit Hırsızlıktan Nitelikli Hırsızlığa Çevrilmeli’
Tüm bu gerekçeler ışığında, söz konusu kanun teklifi ile TCK 142. Maddeye ek bent eklenerek, zeytin hırsızlığının nitelikli hırsızlık kapsamına alınması ve cezai müeyyidenin arttırılması ön görülmüştür.”
TCK 142 Kapsamında 5 yıldan 10 yıla kadar Hapis Cezası Mümkün
CHP’li Aytekin, bu değişikliğe ilişkin son olarak şunları söyledi:
“Zeytinlik alanlarda yapılan hırsızlık, Türk Ceza Kanunu’nun 147. Maddesi kapsamında ele alınmakta ve failler basit hırsızlık gibi görülmekte failler, ya hakim takdiriyle beraat etmekte illa ceza verilecekse de aynı failler para cezasıyla kurtulmaktadır. Oysa bazı yerlerde hasat zamanı neredeyse tüm mahsulün yarısı hırsızlığa konu olmaktadır. Dolayısıyla bu iş organize bir hırsızlıktır ve nitelikli suç kapsamına ele alınmalıdır. Bu sayede, hem üreticiyi korumuş olacağız, hem devletin vergi gelirlerini koruyacağız, hem kolluk güçlerini de yasa ve vatandaş arasında zor durumda bırakmamış olacağız. Meclis 1 Ekim’de açılıyor. Bu sorun, hepimizin sorunu. Umarım ve dilerim ki bu haklı teklif AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedilmez, onlar da buna destek verir. Ve her anlamda herkes kazanmış olur, ayrıca emsal oluşturacağı için, diğer mahsul ekimlerinde de benzeri hükümleri uygulamak mümkün olur. “