Demokrasi ve Atılım Partisi 1. Olağan Büyük Kongresi toplandı. Kongrede konuşma yapan Genel Başkan Ali Babacan, “DEVA Partisi toplumun herhangi bir kesimini mağlup etmek için değil, tüm Türkiye’nin kazanması için burada” dedi. Babacan, kız kardeşinin başörtüsü nedeniyle okuldan uzaklaştırıldığını hatırlattıktan sonra “Biz ezilmenin ne olduğunu iyi biliyoruz. Bunu iyi bilenler başkasını ezmez.” ifadelerini kullandı.

Kuruluşuyla Türkiye’de toplumun her kesiminin ilgisini toplayan Demokrasi ve Atılım Partisi’nin 1. Olağan Büyük Kongresi Ankara Atatürk Spor Salonu’nda toplandı.

DEVA Partisi 1.Olağan Büyük Kongresi için Ankara’ya çıkartma yapan Balıkesir İl delegasyonu, Slogan olarak ‘’Türkiye Konuşacak’’ başlığının seçildiği Büyük Kongreye İl Başkanı Av. Kemal Aydemir, İl Yönetim Kurulu Üyeleri ve kongrede oy kullanacak, İlçe Başkanlarından oluştu.

Kongre hakkında görüş beyan eden İl Başkanı Kemal Aydemir: ‘’Balıkesir- DEVA Partililer olarak; kongremiz öncesinde Atamızı, Büyük Önder ATATÜRK’ü ebedi istiratgahı olan Anıtkabir’de ziyaret edip, O’nun huzurunda hazır bulunduk. O’na ve bize bu vatanı gözlerini kırpmadan, canlarını hiçe sayarak armağan eden silah arkadaşlarının aziz ruhlarına şad ettik. Ziyaretimizin sonrasında arkadaşlarımla beraber partimizin 1. Olağan Büyük Kongresi’nin yapılacağı salonda yerlerimizi aldık ve demokrasi ışığına katkı sunmak adına üzerimize düşen görevi arkadaşlarımla yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Büyük Kongremizin vatanımız, milletimiz adına hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bizler aydınlık günlere hep birlikte kavuşmamız bilinciyle yola çıktık ve bunu gerçekleştireceğiz. Korkmayacağız ve doğru bildiklerimizi söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Halkımızın dile getirdiği sorunlara DEVA olmak için buradayız, çözümün adresi DEVA partisidir.’’ açıklamalarında bulundu.    

Saat 10.00’da başlayan coşkulu kongrede “Türkiye’nin umudu Ali Babacan” sloganlarıyla karşılanan Babacan, “Biz hep beraber bu ülkenin umuduyuz” dedi. Kız kardeşinin başörtüsü nedeniyle üniversiteden uzaklaştırıldığını hatırlatırken göz yaşlarına hakim olamayan Babacan, kongre konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

‘İsyan ederek siyasete girdim’

“Benim siyasete girdiğim zamanlar da yine böyle acıların yaşandığı günlerdi. Asker vesayeti vardı. Demokrasi, hukuk, özgürlükler ayaklar altındaydı. Ülkemiz yine derin bir ekonomik krizin içindeydi. Ben kendi ailemde o günlerin ızdırabını yaşadım. 28 Şubat’ın ağır ikliminde kız kardeşim Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde okuyan kız kardeşim okuldan üç defa uzaklaştırma cezası aldı. Başındaki örtü yüzünden. Üstelik düzenledikleri tutacağa da  “ders araç ve gereçlerine zarar vermek” yazdılar. Gerçek sebep neydi? Başörtüsü. Hiç utanmadan yaptılar bunu. Benim siyasete girmem bütün bu yaşananlara bir isyandı. Bir daha kimse böyle bir yasağı getirmeye cüret edemez.”

‘Kötü yönetim eliyle yoksullar ordusu oluşturuluyor’

“İçinde olduğumuz ülkede insanlar aç, yoksulluk ve gelir adaletsizliği derinden hissediliyor. Kötü yönetim eliyle yoksullar ordusu oluşturuluyor. Çiftçiler, üreticiler elindekini avucundakini kaybediyor. Esnaf, günlerce siftah yapamıyor, borçlarını ödeyemiyor, kepenklerini kapatmak zorunda kalıyor. Emeklilerin aldıkları maaş gün be gün eriyor. Sabit gelirli vatandaşlarımız, insan onurunu ayaklar altına alan bir hayat standardına mahkûm ediliyor. Memura, işçiye onurunu, gururunu aşağılayan, sefalet ücretleri reva görülüyor. Ekonominin her alanında kara delikler baş gösterdi. Devletin hazinesi boş, merkez bankasının döviz rezervi kalmadı. Gençler işsiz ve daha da hazini umutlarını yitiriyor. Sağlık hakkına erişim zorlaşıyor, halkımız tedbirsizlik yüzünden hayatını kaybediyor. Devlet okullarının eğitimdeki kalitesizliği büyük bir eşitsizliğe sebep oluyor. Anne babalar çocuklarının iyi eğitim alamamasından, karınlarını doyuramamaktan, yarınlarından korkuyor. Medya her gün daha da fazla susturuluyor, ekranlar karartılıyor, gazeteciler tutuklanıyor. Kadınların maruz kaldıkları şiddet artıyor.”

‘Ne yapacağımızı şaşırdık diyen çaresiz vatandaşımızın yanındayız’

“Bütün bu dertlerin, bu ülkenin devası olmak bizim boynumuzun borcudur artık” diyen Ali Babacan, DEVA’nın siyaset sahnesindeki pozisyonunu şöyle tanımladı:

“Biz; ‘borcumu ödeyemiyorum’ diyen, ‘ne yapacağımızı şaşırdık’ diyen çaresiz vatandaşımızın yanındayız. Yoksulluğa terk edilen, artan maliyetlerle boğuşan fedakâr çiftçimizin yanındayız. Bunca yıl çalışmasına rağmen, yoksulluğa ve haksızlığa mahkûm edilen emeklimizin yanındayız. Çocuklarının yarınlarından kaygı duyan annelerin, babaların yanındayız. Her gün ölüm korkusuyla yaşayan, çığlığını tüm dünyaya duyurmaya çalışan kadınların yanındayız. Etnik veya dini kimliğinden ötürü ayrımcılığa uğrayan, kendisini ikinci sınıf hisseden, hor görülen tüm vatandaşlarımızın yanındayız. Senelerce okuyup yazılı sınavlarda yüksek not almasına rağmen, mülakatlarda haksızlığa uğrayan gençlerin yanındayız. Yargının beraat kararına rağmen hakkı iade edilmeyen, zulme uğrayan binlerce KHK’lının yanındayız. ‘Ölüyoruz’ diye feryat eden, zor şartlar altında çalıştırılan sağlık çalışanlarımızın yanındayız.

Üretim yapan, yatırım yapan, ekonomimize can katan ama yaşadığı sorunları kısık sesle konuşmak zorunda kalan, mülküne el konulma tehdidiyle yaşayan sanayicimizin, girişimcimizin yanındayız.”

‘DEVA tüm Türkiye’nin kazanması için burada’

DEVA Partisi’nin toplumun herhangi bir kesimini mağlup etmek için değil, tüm Türkiye’nin kazanması için burada olduğunu vurgulayan Babacan, “Biz, tüm kimlikleri ayrılık değil çeşitlilik olarak görüyoruz; bunun bilincindeyiz. İşte bu yüzden tüm bu çeşitliliğin zenginliği ile yürüyoruz. Biz çocukların hem bugününü hem yarınını refaha kavuşturmak için ne yapacağımızı biliyoruz. Biz kadınların haklı mücadelesini durdurmaya çalışanlara mâni olacağız,” dedi.  Babacan’ın konuşmasının ardından Genel Merkez Yönetim Kurulu (GMYK) seçimlerine geçildi.